Dolar

32,7682

Euro

35,0901

Altın

2.459,44

Bist

10.471,32

Noel bir pagan bayramıdır, takvim 7 yıl geç kaldı

Kimilerine göre 339, kimilerine göre 353 yılında, Kilise, Larousse Ansiklopedisi'nde yazdığına göre “kış gündönümü bayramını Hıristiyanlaştırmak için”, İsa’mn doğumunu 25 Aralık’ta kutlamayı kararlaştırdı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-12-06 00:16:40

Noel bir pagan bayramıdır, takvim 7 yıl geç kaldı

MS 1. Yüzyıl

Noel bir pagan bayramıdır, takvim 7 yıl geç kaldı

Kimilerine göre 339, kimilerine göre 353 yılında, Kilise, Larousse Ansiklopedisi'nde yazdığına göre “kış gündönümü bayramını Hıristiyanlaştırmak için”, İsa'mn doğumunu 25 Aralık'ta kutlamayı kararlaştırdı.

Aslında, bu karar rakip bir din olan Mitracılığı bitirmeyi amaçlayan müthiş bir saldırıydı, bu din Hıristiyanlığa tehlikeli biçimde benziyordu: Tanrısı Mitra, mutlak kudret sahibi babası Ahura Mazda tarafından yaratılmıştı ve tam da dünyanın yenilmez güneş tarafından yeniden fethedilmesini işaret eden o günde yeniden doğmuştu. Aryan tanrısı Mitra, müritlerince şu sözlerle yüceltiliyordu: “Sen sonsuz kanı dökerek bizi kurtardın.”

Yenilenmeyi işaret etmek için, Mitracılar bizim çam ağacımızla simgelenen bir fidan ekiyorlardı. Böylelikle Pagan ritüeli Kilise'nin girişimiyle 17 yüzyıl boyunca varlığını sürdürdü.

Mitracılık İspanya'dan İngiltere'nin kuzeyine kadar bütün Avrupa'ya yayılmıştı ve Türkiye'den şimdiki Tunus'a kadar bütün Akdeniz havzasında hüküm sürüyordu. Onu saf dışı bırakmak uzun zaman aldı. İsmini eski Roma'ya özgü Natalis solis invicti kalıbından, yani “yenilmez güneşin doğumu”ndan alan Noel günü de varlığını sürdürdü.

Ölçülü bir tabirle dinsel dezenformasyon diyeceğimiz ve o kadar usturuplu olmayan bir dille gasp olarak nitelendirilecek şeyin karşılığında, İsa, Mitra'nın yerini aldı. Bu zaten tek örnek değildi: Kiliselerin kapısına okunmuş su kabı yerleştirme geleneğinin doğrudan Mitracılık'tan alındığını pek az mürit bilir. Bu dinin tapınaklarında, müritlerin ellerini temizlemeleri için kapıya bir kap su konurdu.

Peki, İsa'nın doğum tarihi nedir?

Luka İncili, ve yalnızca o, Kurtarıcı'nın “bir yemlikte” yani bir ahırda doğduğunu özellikle belirtiyor, çünkü Beytüllahim'de “onların (yani Yusuf ve Meryem) evde kalabilmeleri için boş bir oda yoktu.” Bu da Beytüllahim'in tıklım tıklım dolu olduğunu gösteriyor. Oysa yıl içinde bunun olabileceği yalnızca bir dönem vardı ve bu da Kudüs'e çok sayıda müridin geldiği Paskalya zamanıydı. Bu müritlerin sayısı konusunda tahminler, bir yazardan diğerine kayda değer biçimde (yüz yirmi beş binden üç yüz bine) değişiyor; müritlerin sayısı Kutsal Şehir'in kapasitesini aşıyordu ve dolayısıyla ziyaretçiler komşu şehirlere gidiyordu; yürüyerek bir saatten kısa sürede varılan, iki kilometre ötedeki Bethanie ile yürüyerek iki saatte varılan dokuz kilometre ötedeki Beytüllahim buna dâhildi.

Yani İsa Nisan'da doğmuştu. Ama hangi yılda?

İncil bize doğumun Caesar Augustus'un emrettiği nüfus sayımı kararnamesinden az sonra (Luka, 2:2) “Kirinius Suriye hükümdarıyken” MÖ 4 yılında ölen Büyük Hirodes zamanında (Matta, 2:1) meydana geldiğini bildiriyor. Dolayısıyla burada bir çelişki var, çünkü bu Romalı iki kez Suriye hükümdarı oldu: İlki, MÖ 3 ve 2 arasındaydı ve Hirodes öleli bir yıl olmuştu; İkincisi MS 6-7. Belli ki Luka yanılmıştı; nüfus sayımı hem Hirodes hayattayken hem de Kirinius'un yönetimi altında olamazdı.

Bu bir İncil yazarının ilk yanılgısı olmayacaktı.

Türkiye'de 1924 yılında gün ışığına çıkarılan bir dikilitaş Roma'nın emrettiği nüfus sayımlarının tarihlerini veriyor: MÖ 3 yılında bir sayım ve MS 6 yılında bir başka sayım görülüyor. İkisi de Kirinius'un egemenlik dönemine denk gelmiyor ama Hiroodes'in hâlâ hükümdarlık yaptığı olgusunu göz önünde bulundurmak gerekirse, 8 yılında yapılan daha ön plana çıkıyor.

Dolayısıyla İsa MÖ 8 yılında doğdu.

Bir başka ipucu bu tarihi biraz düzeltmeye sevk ediyor; yalnızca Markos'ta (2:1-6) adı geçen, üç bilge kralı peşinden sürükleyen, Beytüllahim yıldızı denilen yıldız. Bu kişilerin, yabancı üst düzey rahipler olduğunu hatırlatalım, dönemin bütün rahipleri gibi astrologtular. Gelişleri Hirodes'i telaşlandırdı çünkü yıldız onlara yeni bir Yahudi kralının doğumunu müjdeliyordu ve hükümdar hu nedenle tahtı tehlikeye sokabilecek yeni doğmuş herkesin katledilmesini emretti. Gerçekliğine dair hiçbir tarihsel kanıt bulunmayan trajik efsane, David Hughes'ün saptadığı astronomik bir olaya değinmek üzere hesaba katıldı: MÖ 7 yılında takvimimizde 7 Mart'a denk gelen bir tarihte, Satürn ile Jüpiter doğum noktalarında olağandışı bir ışıltıyla kavuşum yaptılar ve bu yeni bir yıldız yanılsaması verdi. Satürn o zaman komşu yıldızlardan 38 kat parlak ve Jüpiter de Satürn'den 13 kat parlaktı. Astrologlar heyecanlandılar. Satürn İsrail'in koruyucusu sayılıyordu, Jüipiter de kralların gezegeniydi. O zaman, astrologların zihninde iki gezegen arasında bir bağlantı kuruldu: Büyük bir İsrail kralı doğacaktı. Riskli bir varsayım; İsa asla İsrail kralı olmadı ve bunu iddia da etmedi.

Nüfus sayımı MÖ 8 yılında emredildiği halde neden ancak MÖ 7 yılında gerçekleşmişti? Sebep basit: Fermanın Filistin'e ulaşması haftalar, hatta aylar almış olmalıydı ve böylece bir sonraki yıla geçilmişti.

Beytüllahim yıldızının ortaya çıkmasından üç hafta sonra, Yahudi Paskalyası zamanı geldi ve İsa doğdu.

Bu da MÖ 7'de 15 Nisan civarlarında olmalıydı.

Kilise, Mitracılığın zengin ganimetlerini böyle kendisine mal ederken, yılın bu dönemine özgü pagan geleneklerini de aldı; örneğin, Romalıların Saturnalia festivaliyle sürdürdüğü çocuklara armağan verme geleneği. Üç Kelt efsanesi Gargan (Rabelais'nin Gargantua'sının ilham kaynağı), Odin ve Yule Nisse de yine bu kaynaktan alınmıştı: Gargan sırtında büyük bir armağan çuvalıyla yollara düşen iyi bir dev, Odin başında kocaman bir başlıkla yalnızca uslu çocuklara armağanlar dağıtmak üzere evleri ziyaret eden Vikinglerin en başta gelen tanrısıydı, Yule Nisse'ye gelince, kırmızı bir kürk giyen uzun beyaz sakallı bir cindi. Kilise onların yerine bir kasabın katlettiği üç çocuğu hayata döndüren Aziz Nikola'yı getirdi.

Gargan hayranlığıysa, özellikle Noel ziyafetleri ritüeli aracılığıyla günümüze kadar ulaştı.

KAYNAK: Gerald Messadıe, 4000 Yıllık Tarihi Aldatmacalar

Haber Ara