Kız Kulesi, İstanbul'un simgelerinden biri olarak Boğaz'ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman yer bulur. Zamanında Damalis ve Leandros gibi isimlerle anılan bu kule, İstanbul'da aşkın ve zarafetin bir simgesi olarak aynı zamanda şehirde romantik bir aktivite yapmak isteyenlere ilham verir. Salacak açıklarındaki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş bu tarihi yapı, üst katında yer alan Kız Kulesi Kuledebar ile haftanın her günü ziyarete açık.
Kız Kulesi'nin tarihi milattan önceki zamanlara kadar uzanıyor. Tarihi kanıtlara baktığımızda kuleden ilk olarak MÖ 410 yılında söz edildiğini görüyoruz. Atinalı Alkibiades tarafından inşa edilen kule, Boğaz'dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi almak amacı ile kullanılıyormuş. İstanbul, Roma hakimiyetine geçtikten sonra Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (I. Manuil) yapıyı taşlarla güçlendirip tam bir kule olarak tasarlatmış ve bir savunma binası haline getirmiş. Osmanlı zamanında bir kez daha restore edilen kule, mehter takımının gösterilerine sahne olmuş. Tarihi boyunca birçok kez harap olup tekrar restore edilen bu kule, günümüz itibarıyla Üsküdar'da Salacak açıklarında gidilebilecek bir kafe, müze ve restoran olarak hizmet veriyor.
Yılanla Gelen Acı Son
İlk efsaneye göre Bizans krallarından birinin kızı olmuş ve kız hakkında bir kehanet ortaya atılmış. Prenses, 18 yaşında bir yılan tarafından sokularak ölecekmiş. Bunu duyan kral, denizin ortasındaki adada bulunan kuleyi restore ettirerek prensesin yaşayabileceği bir alana dönüştürmüş. Prenses 18 yaşına gelince hizmetçilerin getirdiği bir üzüm sepetinin ya da prensese aşık olan genç bir subayın getirdiği çiçek sepetinin içine saklanan yılan adaya ulaşmış ve prensesi sokarak öldürmüş.
Battal Gazi Kız Kulesi'nde
Anlatılan bir diğer efsane de şu: Battal Gazi, Selçuklu dönemlerinde Üsküdar tekfurunun kızına aşık olmuş. Bu durumu istemeyen tekfur, kızını Kız Kulesi'ne hapsetmiş; ama Battal Gazi'yi kim tutabilir? Bir kurtarma macerasından sonra aşıklar kavuşmuş.
Yunan Liderin Acısı
Antik Yunan zamanlarında İstanbul Atinalıların elindeyken buraya Chares isminde bir amiral ya da Kharis isminde bir kral gelmiş. Makedon Kralı I. Filip tehlikesine karşı gönderilen bu amiralın / kralın eşi, İstanbul'da vefat etmiş. Amiral Chares / Kharis çok üzülmüş ve bugün Kız Kulesi olarak bildiğimiz yere dillere destan bir anıt mezar yaptırmış.