Serkan Güzel/Timeturk
Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri, geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar. Babasız büyüyen Arthur'u en yakın arkadaşı olan annesi Happy adıyla çağırır. Bu lakap, Arthur'un içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide toluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açılan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri'nde suç ve kaosun içinde bulur. Arthur, zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp Joker karakterine bürünür.
Bu ani şiddetten aldığı haz Arthur'a yeni bir yaşam isteği aşılarken, zengin kısımdan nefret eden halk, bu cinayetleri bir devrim hareketi olarak görür ve Gotham sosyetesinin geride bırakılmış yalnız (Bir daha izlediğimde daha dikkatlı bakacağım ama gördüğüm kadarıyla hepsi erkek) vatandaşları, palyaço maskeleri takarak Arthur'u taklid etmeye başlar. Bu arada Arthur'un başarısız bir stand-up seti ile dalga geçen talk şov sunucusu Murray Franklin, Arthur'u şovuna davet eder. Bu şova çıkmak Arthur'un hayalidir, fakat şakanın bir parçası değil de şakanın kendisi olarak davet edilmesi, zaten kontrolden çıkmış olan sinirini patlatmaya hazırdır. Bu arada Murray Franklin'i Robert De Niro'nun canlandırması, yani The King of Comedy'deki ünlü kişilik-akli dengesi bozuk hayran dinamiğinin bu sefer diğer tarafında olması da, hınzır olduğu kadar gayet yerinde bir seçim.
Phillips ile Scott Silver'in senaryosunu kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Robert De Niro, Zazie Beetz, Frances Conroy, Brett Cullen, Marc Maron, Bill Camp, Shea Whigham, Glenn Fleshler, Douglas Hodge ve Brian Tyree Henry gibi ünlü oyuncular yer alıyor.
Filmde Zenginlerin her geçen gün daha da zenginleştiği, fakirlerin de fakirleştiği gelir dengesizliği yüzünden suç ve depresyon dolu Gotham'ın ortasında bir komedi yıldızı olmayı hayal eden profesyonel palyaço Arthur Fleck, herkesin ona insan paspası gibi davranmasından yakınmanın yanınd,a gülüşünü kontrol edememesi gibi ciddi akli ve nörolojik hastalıklarla uğraşmaktadır. Yaşlı annesine bakmanın dışında varoluşunun bir mantığı olmayan Arthur'un stresi ve depresyonu başa çıkılamaz bir duruma geldiğinde, dünyaya olan kızgınlığını üç Wall Street çalışanını öldürerek geçirmeye çalışan bir insanın hikayesi izledik. Geçirmeye çalıştıkça büyüyen kızgınlığında kaybolan bir insan.
Popüler kültürün albenisi yüksek kötü karakterlerinden biri olan Joker sinemaseverler tarafından tam not aldı. Bunun başlıca sebebi emek harcanmış ve iyi kadro tarafından çekilmiş bir film olması. Fakat Joker karakterinin süper güçlerden uzak sıradan biri olması ve hatta ezilmiş, itilmiş toplumun dışındaki biri olması izleyiciye oldukça cazip geldi. Bu anarşik karakter izleyicide ki kendi rolünü bulmuş oldu. İd'in doğaçlama bir temsiliydi sanki. Film ruhumuzun derinlerinden yok edicilik sevdasını su yüzüne çıkardı. Her türlü güçlüğün üstesinden gelen süper güçlere inat her türlü zorlukta ezilen birinin içsel isyanı izleyicide karşılığını buldu. Sinemaseverler üzerinden bir toplumsal özeleştiri diyebiliriz buna. Sinema da kötü karakteri iğrençleştirme çabası yerine onu anlayabilme kaygısı ayrıca bir ustalık işiydi. Bir Yönetmen başarısı olarak; aksiyonu içsel çatışma sahnelerinde vermesi harika bir plandı.
Juaquin Phoenix film boyunca tüm sahneleri tek başına sürüklüyor. Robert De Niro dışında filme renk veren başka bir karakter yok. Kullanılan renkler, dekor, kostüm ve mekanlar çok iyi seçilmiş. Teknik ekip harika iş çıkarmış. Hala fırsatınız varken mutlaka izlemeniz gereken bir film. 2019'un en iyi filmlerinden biri.
Juaquin Phoenix En iyi erkek oyuncu Oscar ödülünün şimdiden en büyük adayı oldu.
