Arkeologlar, toprağın asidik yapısı nedeniyle iskeletin korunamadığı, ancak metal eserlerin dikkat çekici şekilde korunduğu bir İkinci Demir Çağı mezar alanı keşfetti. Bu nekropolde cam macunu ve svastika motifleriyle bezenmiş bir Kelt kılıcı, araştırmacıların ilgisini çekti. INRAP, kılıcın sapı ve kını üzerindeki ayrıntıların “nekropolün en görkemli objesi” olduğunu açıkladı.

Kılıcın sapı ve kını ön plakası bakır alaşımdan yapılmış durumda. Kılıf, hem koruma hem de belde taşıma fonksiyonu sunarken, göz figürü, kabaşon taşları ve svastika süslemeleriyle zenginleştirilmiş. INRAP, bu bezemelerin yanı sıra cam macunu kullanıldığına dair bulgulara da ulaşıldığını duyurdu.

Aynı alanda bulunan ikinci kılıç ise, kısa ve ince yapısıyla farklılaşıyor. Sap kısmı anten şeklinde tasarlanmış ve üzerinde bakır alaşımlı halkalar bulunuyor. Röntgen taramaları, kılıcın üst kısmında çizgilerle ayrılmış yuvarlak ve hilal biçimli kakmaların yer aldığını gösterdi. Bu detaylar, kılıcın MÖ 4. yüzyılın başlarında üretildiğine işaret ediyor.

Üçüncü bir kılıçta ise süsleme bulunmamakla birlikte, askı halkaları hâlâ sağlam durumda. Kının arka kısmına yapışmış oksit tabakasında kumaş kalıntılarına rastlandı. Bilim insanları bu kumaşın, ölen kişiye ait giysi, kefen ya da çanta parçası olabileceğini belirtti.

Alanda yalnızca kılıçlar değil; bakır alaşımlı bilezikler, süslü demir broşlar ve küçük bir mezar vazosu da gün yüzüne çıkarıldı. Bu objeler arasında en dikkat çekici olanı, kabaşon taşla süslenmiş, gümüş yaprak motifli bir broş oldu. INRAP, bu bulguların MÖ 4. yüzyıl sonu ile MÖ 3. yüzyıl başına tarihlendiğini bildirdi.

Araştırmacılar, nekropolün önemine dikkat çekerek, buranın “Champagne, Paris Havzası veya Burgundy'deki tanınmış alanlarla karşılaştırılabilir” düzeyde olduğunu vurguladı. Bu arkeolojik alan, Keltlerin zanaat becerileri ve dini sembollerle süslediği eserlerin detaylarını ortaya koyuyor.

Kaynak: