Dolar

32,4100

Euro

34,6353

Altın

2.386,18

Bist

10.045,74

Cezayir gündemini altüst eden soru: Picasso mirası resimler nerede?

Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolma hikayesi, Eylül 2009'da Cezayir'in batısındaki Tiaret eyaletindeki Medrissa'da yedi sanat eserinin keşfedilmesinin ardından ülkede kültürel bir tartışmaya yol açarken, Cezayirli sanatçıları derinlemesine araştırma gerektiren bir soruya yöneltti: Resimler nerede?

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-12-09 23:57:57

Cezayir gündemini altüst eden soru: Picasso mirası resimler nerede?

Sanatçılar, bu kültürel hazinesinin son yıllarda Cezayir'de, özellikle eski Cumhurbaşkanı Abdelaziz Buteflika döneminde kaybolan tabloların her birinin değerinin 100 milyon doları aştığı için o günkü iktidarın çevresinde yağmalanmış olmasından korkuyor.

Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolma hikayesi, bundan 11 yıl önce Buteflika rejiminin resimleri bulan kişiyi sahtecilik suçundan hapse attığı dönemde eserlerin akıbetini sorgulayan Cezayirli yazar ve romancı Wasseni Al-Araj'ın makalesinin yayınlanmasından sonra tekrar gündeme geldi.

Picasso resimlerini Buteflika yönetimi mi çaldı?

Eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika döneminde Picasso'nun resimlerinin ortadan kayboluşunu Facebook sayfasında yayınladığı ve bazı siyasileri bu hazineyi çalmak ve izlerini gizlemekle suçladığı makalesiyle Cezayirli romancı Wasseni Al-Araj gündeme getirdi.

"Cezayir'de kültür çevresini uyandıran en büyük şüphe, Madrissa'da bulunan, hepsi Picasso'ya ait 1944 tarihli ve imzalı yedi tabaka tablonun geçmişi, İspanyolların bu bölgeye yaptığı ziyarete denk gelen dönemdi” diyen Wassini Al-Araj'a göre, resimlerden 7'si, 2009 sonbaharında bir kuyu kazmak üzere olan genç bir adam tarafından tesadüfen bulundu. Cezayirli genç, bulduklarını doğrudan bölgedeki Kültür Müdürlüğü'ne bildiriyor ve bulduklarının değerini çok iyi biliyordu.

Wasseni Al-Araj, resimler tescil edildikten ve “ulusal değer” olarak kabul edildikten sonra, Cezayir'deki Güzel Sanatlar Müzesi'ne transfer edildiğini, burada resimlerin tarihini ve kaynağını belirlemek için sanatsal analiz amacıyla bir laboratuvara alındığını ancak 11 Eylül 2009'dan bu yana tablolar hakkındaki korkunç bir sessizliğe bürünüldüğünü ifade etti.

Güzel Sanatlar Müzesi'ne yakın kaynaklar ise, resimlerden birinin 2015'te Fransa'ya ve Picasso Vakfı'na doğrulamak için gönderildiğini, ancak çalındığı, satıldığı veya yağmalandığına ilişkin ne bu resim ne de diğer resimlerin akıbetinin bilinmediği yönünde açıklamada bulundu.

Romancı Wacene Al-Araj'a göre, “mesele artık bir birey değil, bir devlet meselesidir ve eğer çalınırsa, bu maddi mirası yağmalamak en büyük organize suçlarından biri olacaktır” dedi.

Cezayir'in batısındaki Tiaret eyaletinde bulunan “Medrisa'nın Maddi ve Maddi Olmayan Mirasını Koruma Komitesi” ise, "Tüm göstergeler resimlerin tahrif edildiğini ve yağmalandığını doğruluyor” ifadesini kullandı.

Komiteden bir kişi, "Buteflika döneminde öksüzler, yoksullar ve dulların milyarlarca parasını tüketen siyasi çetenin her şeyi yapabilecek ve ülkenin maddi ve manevi mirasını tahrif edebilecek durumda olduğunu ortaya koyduğunu gösteriyor” dedi.

2009 yılında resimleri bulan şahıs olan Nasser Al-Masoudi ise, resimlerin gerçekten ressam Pablo Picasso'ya ait olduğunu iddia ederek, “çünkü daha önce Avrupa'da müzayedede 160 milyon dolar değerinde satılan resimlerden birinin Medrese bölgesinde bulunması ve bu resimlerin Picasso'nın yaşadığı bir konutla bağlantısı olduğunu ortaya koyması, orijinalliğini doğrulamayı destekliyor” dedi.

Aslen Güzel Sanatlar Lisesi mezunu olan genç Cezayirli, 11 yıl önce bulduğu şeyin değerini takdir ediyor ve "büyük bir resim seti gördüğünü ve daha sonra kaynaklarının Madrissa'daki yüz yıllık Picasso'nun bir evi olduğu ve François Gomaz adına kayıtlı olduğunun ortaya çıktığına dikkat çekti.

Masoudi, “Bir kuyu kazarken evinde tesadüfen resimleri bulma hikayesi, partileri davadan kurtarmak için bir senaryoydu. Bir anlaşmayla durumu değiştirerek ve kendimi hapsedilmiş bulmam için yedi resmi teslim alarak beni hapishaneden çıkarmaktı. O resimler darp izleriyle, en önemlisi düşerken kırılan dişlerim ile gizleniyor.”

Picasso'nun kaldığı evin bodrum katında resimleri bulan Nasser Masoudi'ye göre gerçek, Güzel Sanatlar Okulu mezunu olduğu için tabloları ve uluslararası ressamın imzasını tanıdı ve onları sahtecilikten hapse atılmadan önce Kültür Müdürlüğü'ne teslim etmek için harekete geçtiği sırada dişi kırılmıştı.

Romancı Waceni Al-Araj ise, tablonun tamamen kaybolmadan önce Pablo Picasso Vakfı'na gönderildiğini doğruladıktan sonra aldığı bilgiye göre Güzel Sanatlar Okulu'nda bulunan resimlerden birinin kaybolması üzerine durmuştu.

Picasso'nun resimlerinin kaybolması

Tiaret eyaletindeki Medrissa bölgesindeki Maddi ve Maddi Olmayan Mirası Savunma Komitesi, İspanyol ressam Pablo Picasso'ya ait olduğunu söylediği yedi tablonun akıbetini ortaya çıkarmak ve olayı detaylandırmak için Cezayir'deki en yüksek makamlardan derinlemesine bir soruşturma açılmasını talep etti.

Tarih ve uluslararası ilişkiler uzmanlarının yanı sıra entelektüelleri ve sanatçıları da içeren komite, bölgenin maddi ve maddi olmayan mirasını korumak için kültürel dosyaları takip etmek üzere oluşturulmuş. Komite, kaybolan resimleri Cezayir Güzel Sanatlar Enstitüsü'ne teslim etmeye kararlı.

Komitenin önde gelen aktivistlerinden biri, "Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolmasına ilişkin sessizlik, büyük bir kültürel suçtur. Bu nedenle, ilgili bakanlık veya cumhurbaşkanlığı olayla ilgili tüm detayları araştırıp ortaya çıkarmalı” dedi.

Aynı kaynak, Tiaret eyaletindeki Medrese'de bulunan resimlerin büyük oranda ressam Picasso'ya ait olduğunu belirterek, “en önemli delil resimlerin bulunduğu yerin aslen İspanyol ressamın ikametgahı olması ve tablolara baskı işlemi yapan da, üzerinde imzası olan da oydu" dedi.

Cezayirli romancı Abdelaziz Ghermoul ise Kültür Bakanlığı'ndan resimlerin akıbetini açıklamasını istemek için acele edilmesi ve bunun "hiçbir entelektüelin sessiz kalamayacağı bir skandal" olduğunu düşünerek Medrese kentinin maddi ve maddi olmayan mirasını korumak için komiteye katıldığını ifade etti.

Ghermoul, "Tablolar, özellikle resimlerin çok değerli olduğu hususunda birçok insan saçmaladığı için, iktidar otoritesi döneminde yağmalandı” dedi.

İkna edici olmayan resmi açıklama

Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolmasına neden olmakla suçlanan Cezayir Kültür Bakanlığı ise, iddiaları yalanlayıcı bir açıklama ile karşılık verdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Bazı medya kuruluşlarının ileri sürdüğü ve sosyal medyada paylaşılan ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso'ya ait olduğu ve 2009 yılında bir vatandaş tarafından Tiaret'in 60 km güneyindeki Madrisa kasabasında kazılan kuyuda bulunduğu iddia edilen yedi yağlı boya tablosunun ortadan kaybolmasıyla ilgili haberler asılsızdır” denildi.

Bakanlık açıklamasında, "Bu keşif duyurulduğunda, o dönemin medyasında resimlerin Pablo Picasso tarafından 1944'te bölgeye yaptığı ziyarette, birçok İspanyol asıllı insanla birlikte kaldığı sırada yapıldığı öne sürüldü” dediği tablolar hakkında şu ifadeleri kullandı;

“2009 yılında bu yönde kamuoyu bilgilendirilirken, sözkonusu resimlerin kimliğini doğrulamak için başkentteki Güzel Sanatlar Müzesi'ne devredildi. Resimdeki imzaların, yazı çizgilerinin ve kaliteyi inceleyen uzmanların modern teknolojiler kullanılarak elde ettikleri deneyim ışığında yağlı boyalar, kullanılan teknikler ve orijinallik incelemesinde bu resimlerin orijinal olmadığını ve Pablo Picasso tarafından hiç basılmadığını gösterdi.”

Cezayir Kültür Bakanlığı'nın Picasso'ya ait olduğu söylenen resimler hakkındaki açıklaması, ilgililere ve gözlemcilere göre "tamamen ikna edici" değil.

Cezayirli romancı Wasseni Araj bakanlığın açıklamasıyla ilgili değerlendirmesinde, "Cezayir Kültür Bakanlığı'nın açıklaması, Picasso'nun resimlerinin doğruluğunu onaylayan belgeler ve gerçeklerle desteklenen bir açıklama yerine (sanki savaştaymışız gibi) bir açıklama yayınlamak zorunda kalmış. Oysa resimlerin öyküsünü, özellikle laboratuvar bulgularına ilişkin tartışmayı ve bakanlığın yazışmalarını, resimlerin ve imzanın doğrulanması için Picasso Vakfı'nın gönderilerini unutmaması gerekirken belgesiz sözlerle özetliyor."

Romancı Abdelaziz Ghermoul de bakanlığın Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolmasına ilişkin cevabına ikna olmadığını belirterek, açıklamanın kuru bir açıklama olduğunu ve söylenenleri doğrulayan belgelerle desteklenebileceğini, o zamanki iktidar otoritesinin orijinalleri kaçırıp kopyasını çıkarabileceğini söyledi.

Geç kalınan tartışma

Cezayir Kültür Bakanlığı'nın açıklaması 11 yıl sonra ülkenin batısında keşfedilen Picasso resimlerinin kaybolduğuna dair bir şüpheye daha yol açtı.

Romancı Abdulaziz Ghermoul, "Kültür Bakanlığı, keşfedilen yedi tablonun hukuki statüsünü ve doğruluğunu teyit eden bir bildiri yayınlayabilir ve meseleyi kesin olarak çözmek için medyaya açıklayabilir” dedi.

Ghermoul şöyle devam etti; "Bakanlık, Picasso'nun resimlerinin kaybolma dosyasının bazı edebiyatçılar tarafından yeniden gündeme getirilinceye kadar 11 yıl boyunca sessiz kalması, ardından resimlerin sahte ve gerçek dışı olduğundan, Güzel Sanatlar Okulu öğrencisi tanığın analizlerinin kabul edilemez ve mantıksız olduğundan bahsediyor.”

Uzman komisyon kurulması çağrısı

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Dr. Zuhair Bouamama ise yapılan resmi açıklama üzerine, "Olayın gerçeklerinin peşine düşülmekte geç kalındığı sürece açıklama yeterli değil ve Picasso'nun resimlerinin kaybolduğunu doğrulayan delil ve delillerden yoksun. Cezayirliler, önceki rejim dönemindeki yolsuzluk dosyalarıyla ilgili söylenen her şeye inanmaya başladılar. Kültür Bakanlığı, Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolmasıyla ilgili tüm gerçeği Cezayirlilere açıklamakta samimiyse, yerel veya uluslararası uzmanları gerçeğe karar vermeye çağırmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

ob_43eb71_3

“Kıtlık” tablosuna ne oldu?

Cezayirli romancı ve film eleştirmeni Mohamed Alloua Hajji, Picasso'nun resimlerinin ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak, o dönemde Cezayir'in yaşadığı kıtlığı somutlaştıran Fransız oryantalist ressam Gustave Guillaume'nin tablosunun akıbetini de merak ediyor.

Mohamed Alloua Hajji'ye göre ünlü ressam Guillaume, Cezayir'de derici olarak çalışan ve 1862-1884 yılları arasında burada yaşayan bir aile içinde büyüdü ve bu dönemde başta Sahra kentleri olmak üzere bir dizi yerleşim birimi arasında seyahatlerde bulundu.

Guillaume'un en önemli eserleri arasında 1869'da yaptığı bir tablo, Cezayir'in Fransız sömürge sonrası dönemde yaşadığı durumu özetleyen şiddetli bir sahneyi, özellikle de Cezayirlilerin yaklaşık üçte birinin kıtlık ve salgın hastalıklar nedeniyle ölümüne tanıklık eden 1866-1868 dönemini özetleyen bir tablo.

Romancı Mohamed Allaoua Haji'ye göre ise Fransız sanatçı, "sömürgecilik tarihindeki bu trajik aşamayı somutlaştıran tek kişiydi. Fransız halkının kurbanlara ve sömürgecilerin izlediği yoksullaşma politikasıyla ilgilenmek amacıyla 1869'da tabloyu sergiledi. Resimlerin akıbetini, yerini merak etmeliyiz. Kültür Bakanlığı, tabloyu Cezayir'den Fransa'ya transfer etme aşamalarını konuşmak ve ifşa etmek konusunda neden sessiz kalındı ve resimler ne zaman kurtarılacak?"

Arap Postası

Haber Ara