Dolar

32,2112

Euro

34,8226

Altın

2.424,03

Bist

10.179,42

Albert Camus’un Nobel aldıktan sonra öğretmenine yazdığı mektup

Kısa ömrüne “Yabancı” ve “Sisifos Söylencesi” gibi eserleri sığdırmış olan Fransız yazar ve düşünür Albert Camus, “vicdani sorunları ciddi gözlem ve ağırbaşlılıkla aydınlattığı, önemli edebi eserleri için” 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldükten sonra ilkokul öğretmenine mektup yazarak teşekkür etmişti.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-08-27 10:25:14

Albert Camus’un Nobel aldıktan sonra öğretmenine yazdığı mektup

Kısa ömrüne “Yabancı” ve “Sisifos Söylencesi” gibi eserleri sığdırmış olan Fransız yazar ve düşünür Albert Camus, “vicdani sorunları ciddi gözlem ve ağırbaşlılıkla aydınlattığı, önemli edebi eserleri için” 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldükten sonra ilkokul öğretmenine mektup yazarak teşekkür etmişti.

Bitmemiş otobiyografik İlk Adam romanında da yer verdiği gibi, Camus ve ilkokul öğretmeni Louis Germain arasında çok özel bir ilişki vardı. Öğretmeni bu zeki ve yoksul öğrencisine hep destek olmuştu. Aralarındaki güçlü bağ, Camus'nun hayatı boyunca devam etmiş ve sürekli mektuplaşmışlardı.

Camus, babasını Marne Savaşı'nda kaybettiğinde daha on bir aylıktı. Yarı sağır olan ve okuma yazma bilmeyen annesi oğullarını, kendi annesiyle birlikte büyük bir yoksulluk içinde büyütmüştü. Camus daha sonra okulda, çok sevdiği öğretmeninin de yüreklendirmeleriyle çok başarılı olmuştu. Ödüllere çok fazla değer veren birisi olmamasına rağmen Nobel ödülünü, öğretmenine duyduğu minnettarlığı yansıtmanın bir fırsatı olarak görmüş ve ona romanları kadar güçlü ve etkileyici bir mektup yazmıştı. “19 Kasım 1957

Sevgili Mösyö Germain,

Son günlerde kendimi içinde bulduğum koşturmaca ve telaştan dolayı size samimi duygularımı iletme fırsatını ancak bulabiliyorum. Ne heves ne de talep ettiğim bir paye kazanmış durumdayım.

Ancak haberi aldığımda ilk aklıma gelen, annemden sonra siz oldunuz. Siz olmasaydınız, benim gibi zavallı küçük bir çocuğa şefkatli elinizi uzatmasaydınız, beni eğitip bana örnek olmasaydınız bunların hiçbirisi olmazdı.

Bu ödülü çok önemsemiyorum. Ama bu ödül hiç değilse en azından bana, benim için ne ifade ettiğinizi ve etmekte olduğunuzu anlatmama ve size çabalarınızın, çalışmalarınızın ve cömert yüreğinizin, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hep size minnettar kalacak küçük öğrencilerinizden birinde hayat bulduğunu göstermeme fırsat veriyor. Sizi tüm kalbimle kucaklarım.

Albert Camus camus2 Albert Camus kimdir?

Albert Camus, 7 Kasım 1913 tarihinde, Mondovi- Cezayir'de dünyaya gelmiştir. Alsaslı bir babaya ve İspanyol bir anneye sahip olan Camus, yoksul bir ailenin evladıydı.

1. Dünya Savaşı sırasında babasını kaybetti. Annesi evlerde hizmetçilik yaparak oğlunu okutmaya çalıştı. Ancak Camus daha bağımsız bir hayat yaşayabilmek için evden ayrıldı.

1923 senesinde liseye kabul edildi. Lisedeki eğitiminden sonra Cezayir Üniversitesi'ne kabul edilen Camus, üniversite eğitimi sırasında rahatsızlandı ve 1930'larda vereme yakalandı. Rahatsızlığından sonra çeşitli yerlerde çalışmaya başlayan Camus, felsefe eğitimini ancak 1936'da tamamlayabildi.

1934'te Fransız Komünist Partisi'ne katılan Camus, 3 sene sonra Troçkist suçlamasıyla partiden atıldı.

1935 senesinde İşçinin Tiyatrosu'nu kurdu fakat 1939'da bu tiyatro kapandı. Aynı sene verem hastalığından dolayı orduya kabul edilmedi.

2. Dünya Savaşı'nın ilk zamanlarında bir pasifist olarak kalan Camus, Paris'in Alman ordusu tarafından işgali ve 1941'de komünist gazeteci Gabriel Péri'nin gözleri önünde idam edilmesiyle tutumunu değiştirdi. Bu olay onun da başkaldırmasına sebep oldu. Paris-Soir ekibiyle Bordeaux'ya gitti ve aynı yıl ilk kitapları olan “Yabancı” ve “Sisifos Söylencesi” tamamlandı.

Camus, 1942'de Bordeaux'yu terk edip Cezayir'e gitti ve ardından Paris'e döndü.

2. Dünya Savaşı'nda Naziler'e karşı oluşmuş Fransız Direnişi'ne katılan Camus, bu direnişin parçası olarak “Combat” adında bir gazete yayımlamaya başladı.

Camus 1950'lerde kendini insan haklarına adadı.

1955 ve 1956 yıllarında Fransız “L'Express” dergisinde yazan Camus, 1957 Senesinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı.

4 Ocak 1960'ta, Sens yakınlarındaki küçük Villeblevin kasabasında geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Albert Camus, Lourmarin Mezarlığı'nda gömülmüştür.

ROMANLARI:

Yabancı, Veba, Düşüş, Mutlu Ölüm, İlk Adam

OYUNLARI:

Avusturya'da İsyan, Caligula, Yanlışlık, Sıkıyönetim, Adiller

Haber Ara