Dolar

34,8459

Euro

36,6446

Altın

3.023,04

Bist

10.063,80

'2019 Necip Fazıl Ödülleri' sahiplerini buldu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 'Biz milletimize inanıyoruz, hamdolsun milletimiz de bize inanıyor ve güveniyor.' dedi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-12-22 08:12:31

'2019 Necip Fazıl Ödülleri' sahiplerini buldu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Biz milletimize inanıyoruz, hamdolsun milletimiz de bize inanıyor ve güveniyor. Hal böyle olunca yolumuza koyulan her engel, irademizi bilemekte, inancımızı güçlendirmekte, yolumuzda daha kararlı yürümemize vesile olmaktadır." dedi. 

Necip Fazıl Kısakürek'in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla Star gazetesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle bu yıl altıncısı gerçekleştirilen 2019 Necip Fazıl Ödülleri, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Bakan Ersoy, sanat ve fikir dünyasının büyük değeri ve daimi rehberi, şairler sultanı Necip Fazıl Kısakürek'in hatırasına bir saygı duruşu olan bu ödül gecesinde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyerek konuşmasına başladı.

Bu yılın teması olan "Gündüz Geceye Muhtaç" sözlerinin doğal olarak "Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın." dizelerini akıllara getirdiğini hatırlatan Ersoy, şöyle devam etti:

"Bu iki mısrayı nasıl anladığımız bile sanki Necip Fazıl Kısakürek'in bizlere yönelttiği ufak bir kimlik sorgusu. Bir insana neden düşman lazım olur? Hani karanlık olmadan ışığın kıymetini anlayamayız diyoruz ya hep, ancak bizim bakış açımızdan ışığın haberi var mı diye de sormak lazım. Işık o kadar kibirli ve bencil mi ki sırf kıymetini anlamamız için karanlık var? Bu mısrayı böyle anlamayanlar olabilir. Aslında bu mısraları hiç okumadan böyle yaşayanlar bile var. Bugün dünyaya baktığımızda kendi düşmanlarını kendi oluşturup sonra da onları bahane edip hakkı, adaleti, insanlığı ayaklar altına alanları, yalanlarla çıkar ve güç açlığını tatmin edenleri görüyoruz. Bu ifadeleri doğru anlamanın yolu, üstadın hayatını nasıl yaşadığına ve verdiği mücadeleye bakmaktan geçiyor."

Ersoy, çok açık bir şekilde alınan her nefes gibi düşmanın da bir imtihan olduğunu dile getirerek, "İnandığımızı söylediğimiz şeylerde ne kadar samimi olduğumuzun, inançlarımız ve değerlerimiz doğrultusunda yaşayıp yaşamadığımızın, gerektiğinde tüm varlığımızla onları korumak ve kollamak için mücadele edip etmediğimizin sorgusu o iki cümleye sığmış. Yaptığımız her işte, söylediğimiz her sözde samimiyet olmak zorundadır. Aksi takdirde attığımız tüm adımlar boşa çıkacak, amacımıza ulaşmak mümkün olmayacaktır. Samimiyetsiz yapılan her iş, en ufak zorlukta, çıkarlar, makamlar söz konusu olduğunda bir yalana dönüşmeye mahkumdur." değerlendirmesinde bulundu.

"İnanmak, insanı hedefine ulaştıran güçtür"

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde güçlü ve lider Türkiye hedefine gönülden inanarak atılan adımlarla amaçlarına ulaşmakta başarı sağladıklarını belirten Ersoy, "İnanmak, insanı hedefine ulaştıran güçtür. Biz milletimize inanıyoruz, hamdolsun milletimiz de bize inanıyor ve güveniyor. Hal böyle olunca yolumuza koyulan her engel, irademizi bilemekte, inancımızı güçlendirmekte, yolumuzda daha kararlı yürümemize vesile olmaktadır." ifadelerini kullandı.

Ersoy, sanatın insandan bağımsız olmadığını ve insanın her zaman merkezde olduğunu vurgulayarak, Necip Fazıl Kısakürek'in bunun farkındalığını en üst düzeyde yaşayan ve bunu anlatmaya çalışan bir fikir adamı olduğunu ifade etti.

Kısakürek'in en büyük sanatının, gelecek nesilleri şekillendirmesi olduğunu anlatan Ersoy, şunları kaydetti:

"Dayatmadan, zorlamadan. Şiirlerine, yazılarına baktığımızda fikri ve manevi dünyamıza dair birçok soruya üstadın cevabını görürüz ama onun cevabı bizim soru sormamızı engellemez, aksine teşvik eder. Çünkü üstat, en çok düşünmemizi isterdi ve bunu da açıkça şu ifadeyle belirtirdi: 'Genç adam düşün, evvela insanoğlunun düşünmekten büyük haysiyeti olmadığını düşün. Düşünmeyi düşün. Düşünülecek her şey ondan sonra kuyruğa girer.' Ben de buradan gençlere sesleniyorum. Bugün burada ödül alanlar arasında sizler de olabilirsiniz. Ustalarınızla fikirlerinizi ve sanatınızı bir muhabbet tadında karşılaştırın, yarıştırın ve tartışın. Bundan asla çekinmeyin ve geri durmayın. Böylelikle gelişeceksiniz. Siz geliştikçe ülkemiz gelişecek, milletimiz güçlenecek. Zaten vatan ve millet bütün değerlerimizi bağrında barındıran iki kelimedir, gerisi ise teferruattan ibarettir."

"Ödülleri yıl boyunca devam eden bir sürece taşıyoruz"

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da "Necip Fazıl Ödülleri"nin her yıl artan bir teveccühle yoluna devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Önümüzdeki yıla dair Necip Fazıl Ödülleri'ni daha da zenginleştirecek iki önemli adımdan bahsetmek istiyorum. Kurumsallaşma sürecini tamamlayan Necip Fazıl Ödülleri'nde artık ikinci aşamaya geçiyoruz. Necip Fazıl Ödülleri'ni üstadın ömrünü adadığı gençliği ve öğrencileri de dahil ederek, yıl boyunca devam eden bir sürece taşıyoruz. Yılın ilk aylarında başlayan bir takvimle öğrencilerimizin Necip Fazıl'ı, eserlerini ve fikirlerini daha yakından tanımalarını sağlayacak yarışmalar düzenleyeceğiz. Dereceye giren eserleri, bir sonraki ödül töreninde bizzat sahiplerinden dinleyeceğiz. Ayrıca ödüllerimize ekleyeceğimiz akademik araştırma kategorisiyle üstadın hayatı, eserleri ve görüşleriyle ilgili akademik bir müktesebat oluşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz."

Ödüller

Törende, "Necip Fazıl Şiir Ödülü"ne layık görülen şair İbrahim Tenekeci'ye ödülünü, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya verdi.

Şiirin Türk milletinin kurucu unsurlarından birisi olduğunu belirten Tenekeci, "30 yılı aşkın bir zamandır, aziz olanın, temiz kalanın şiirini yazmaya, sanatı vesile kılarak, iyiliği ve güzelliği yaymaya çalışıyorum. Bazen oluyor, bazen olmuyor." dedi.

Tenekeci, Türkiye'de şiir ve fikrin beraber ilerlediğine dikkati çekerek, "Yunus Emre ile başlayan ve hala devam eden bir yolculuktur bu. Üstat olarak kabul ettiğimiz şairler, bu özellikleri ile öne çıkmışlardır. Büyük şairler ve yazarlarımız, meziyet ile şahsiyeti daima bir bütün olarak görmüşlerdir. 20 yıldır Sakarya boylarını geziyoruz. Selçuk Sümer Özel her gezimizde üstadın Sakarya Türküsü'nü ezberden ve yüksek sesle okuyor. Ben de bu ödülü kendisine hediye ediyorum. Ayrıca bana gösterdiği sabırdan dolayı kıymetli eşime çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.

"Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü"ne layık görülen Cemal Şakar da ödülünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'dan aldı. Şakar, eserini ödüle layık gören jüri üyelerine teşekkür ederek, şöyle konuştu:

"Edebiyat, elbette dünyayı değiştiremez ama dünyaya ilişkin idrakimizi değiştirir. İşte bu yüzden büyük bir eserle karşılaşan insan artık değişmiş, dönüşmüş, yeniden doğmuştur. Biz inanırız ki haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Yine bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir. Umarız ki sahih edebiyat ölmüş ruhlara, çürümüş kalplere bir diriliş nefesi üflesin."

"Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü"ne layık görülen Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz ise ödüllerini Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün elinden aldı.

Mehmet Akif Aydın, Osmanlı Devleti'nin 600 yılı aşkın bir sürede geriye çok sayıda belge ve bilgi bıraktığını hatırlatarak, "Bunların en önemlilerinden birisi kadı sicilleridir. İstedim ki Osmanlı kültürünü medeniyetini daha kolay ulaşılır bir hale getirelim. On yılı aşkın bir çabanın ürünüdür, dolayısıyla böyle bir ödülle taçlandırılmış olması da benim için ayrıca bir mutluluktur." ifadelerini kullandı.

Coşkun Yılmaz da Necip Fazıl Kısakürek'i sadece iyi bir şair olduğu için değil, iyi bir mütefekkir, bir zihniyet savaşçısı, bir zihniyet dönüşümcüsü, bir kimlik inşacısı olduğu için savunduğunu söyleyerek, "Bu ödülün benim için asıl anlamı, 53 yıllık hayat çizgimde takip ettiğim sürecin Necip Fazıl gibi bir büyük ve istikamet sahibi insanla tanımlanmış olmasıdır." dedi.

"Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"ne layık görülen Emced İslam Emced'e ödülünü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak takdim etti.

Her Pakistanlının gönlünde taht kurmuş böylesine güzel bir ülkede bulunmanın kendisi için çok kıymetli olduğunu ifade eden Emced, "Hepsinden de önemlisi İslam ümmetinin en büyük lideri olarak çok değerli Tayyip Erdoğan'ı görmek, kalbimin en derinlerinden şükranlarımı sunarken Müslüman ülkelerin daha iyi anlaşmalarının ve ortak problemlerinin daha iyi anlaşılması için ortak bir tercüme merkezinin önemini bir kere daha yinelemek istiyorum." diye konuştu.

"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü" ise Meryem Kılıç'a Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından verildi.

Kılıç, şiir yazma serüveninde katkısı olduğunu belirttiği şair Ali Ural'a teşekkür ederek, "Her ödülün sahibine yürüdüğü yolda gayretini, dikkatini ve sorumluluğunu arttırması için elinde tutacağı bir fener olduğu düşüncesiyle layıkıyla güzel eserler bırakmayı diliyorum." ifadelerini kullandı.

"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü"nü alan Emin Gürdamur'a da ödülünü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay takdim etti.

Büyük Türkçenin Sakarya şairi üstat Necip Fazıl Kısakürek adına bir ödülle taltif edilmiş olmanın heyecanı içinde olduğunu dile getiren Gürdamur, "Bana bu heyecanı yaşatan kıymetli jüriye, Star ailesine ve bu ödül geleneğini himaye ederek daha anlamlı hale getiren Sayın Cumhurbaşkanımıza huzurlarınızda teşekkür ederim." dedi.

"Necip Fazıl Saygı Ödülü"nü Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi

"Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne ise M. Uğur Derman layık görüldü. Derman'a ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim etti.

Derman, 64 yıldır başta hüsnühat olmak üzere bütün gelenekli sanatların ve İstanbul kültürünün yaşatılması gayreti içinde olduğunu ifade ederek, "Kendilerinden feyzaldığım Osmanlı devrinin muhterem üstatları bu dünyayı nevmit bir ruh haletiyle terk ettiler. Çünkü cumhuriyet rejimi onlara sıcak bakmadı. Bu sebeple bana verilen saygı mevkisini şahsım için değil, onlar namına kabullenerek ruhlarını şad etmek istiyorum." diye konuştu.

Bir hatırlatma ile sözlerini tamamlamak istediğini belirten Derman, şunları söyledi:

"Türkçemizde ödül, güreş, kemankeşlik yani okçuluk, cirit gibi tarihi sporlar için verilir. İlim, kültür ve sanat bahislerinde o güzelim 'mükafat' kelimesi kullanılırdı. Eminim ki Necip Fazıl Bey de hayatta olsaydı, yaşı icabı bu sözlerime katılırdı. Benden teklif. Kabul edilir, edilmez onu bilmem."

Jürisinde Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun'un yer aldığı 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'ne kültür ve sanat dünyasından önemli isimler katıldı.

Gecede, 'Gündüz Geceye Muhtaç' temasıyla hazırlanan kısa film gösterildi. Ayrıca, sanatçı Yücel Arzen, Kısakürek'e ait iki eseri seslendirdi. Fatih Belediyesi Gençlik Orkestrası'nı oluşturan öğrenciler de sanatçıya sahnede eşlik etti. 

Haber Ara