TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda düzenlenen Diyanet TV anıtım programında yaptığı konuşmada, Diyanet Televizyonu'nun bağımsız bir yayın kuruluşu haline gelmesinde emeği ve katkısı olan başta Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş olmak üzere herkesi tebrik ederek, teşekkürlerini iletti.
Diyanet TV'nin 6 yıldır yayın hayatında olduğunu hatırlatan Yıldırım, televizyonun bu yeni dönemde kendi frekansıyla yapacağı yayınları sadece yurt içinde değil gönül coğrafyasında, gurbette bulunan vatandaşlara da ulaştırma imkanı olacağını vurguladı.
Bugünün Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 82'nci yılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 99'uncu yıl dönümü olduğu da anımsatan Yıldırım, etkinlik kapsamında düzenlenen Atatürk Koşusu'nda hayatını kaybeden sporcunun yakınlarına başsağlığı diledi.
Yıldırım, Türkiye'de dini hizmetlerin devlet eliyle verildiğini, yaygın dini hizmet veren kurumun da Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu anımsatarak, hayatın akışına uygun şekilde din hizmetlerinin verilme yolları ve vasıtalarının da değişebildiğini aktardı.
"Huzuru Diyanet Televizyonu'nu bulun"
Dini yayın programlarının geçmişte sınırlı olduğunu, sadece ramazanda bu sürenin biraz daha uzun tutulduğunu ve mübarek gecelerde programlar yapıldığını anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"O günler artık geride kaldı. Dolu dolu bir Diyanet Televizyonu var. Hayata dair her şeyi burada bulabilirsiniz. Hangi alanı arzu ediyorsanız onu seçin. Vatandaşlarıma buradan bu vesileyle açık çağrı yapıyorum; olayların içerisinden çıkamadığınız zaman, bunalım hissettiğiniz, canınız sıkıldığı zaman hemen kumandayı alın, Diyanet Televizyonu'nu bulun. Huzur bulacaksınız, kafanızı meşgul eden ıvır zıvır işlerden kurtulacaksınız. Gerçek manevi alemle baş başa kalacaksınız. Biliyorsunuz iki yol var; biri Hakkın yolu, diğeri nefsin yolu. Birinci yol alabildiğince yüceltir, ikinci yol alabildiğince alçaltır, tercih sizin."
"Verdikleri tahribat belkide yıllar sürecek"
Diyanetin Türkiye'de yaygın kitlelere hitap eden bir teşkilat olduğunu anlatan Yıldırım, şu ifadelere yer verdi:
"Diyanet İşleri Başkanlığının 15 Temmuz'da önemini bir kez daha anladık. O gece verilen selalarla ezanlarımız dinmedi, ay yıldızlı bayrağımız inmedi. Milletimiz meydanları doldurdu, alçakları yaptıklarına pişman etti. Bu işi yapanlar, bu FETÖ'cüler, kutsallarımızı maalesef kötüye kullandılar. Değerlerimizi aşındırdılar, Müslümanların birbirine şüpheyle bakmasına sebep oldular. Bunların yaptığı alçak darbe girişimi bertaraf edildi ama dini, milli değerlerimizi, hassasiyetimizi kullanarak verdikleri tahribat belkide yıllar sürecektir."
"Doğru İslam mutlaka Diyanet üzerinden anlatılmalıdır"
Yıldırım, kafalarındaki şüpheleri yenmek ve akıllarından geçen sorulara cevap bulmak için internette gezinti yapan gençlere de mutlaka erişilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Diyanet yayınlarında her tür farklı mezhebe, kültürel inanç ve öğretilere yer verilmesi gerektiğine inanıyorum. Gençlerimizi ikna edecek, inancımızı ve kültürümüzü sevdirecek programları ekranlarımızda görmeyi daha çok arzu ediyoruz. DEAŞ gibi diğer sapkın örgütler, kökleri dışarıda olan, amacı İslamı kötü göstermekten başka bir şey olmayan bu örgütlere alet eden yapıların ortaya çıkmaması, İslam düşmanlığının, İslam korkusunun bertaraf edilmesi için doğru İslam, mutlaka Diyanet üzerinden anlatılmalıdır, yayılmalıdır. Savaş, şiddet, terörün yaygınlaştığı günümüzde gençlerin birtakım sapkın akımların tuzağına düşmemeleri için sevgi ve hoşgörü dini yaygınlaşmalıdır."