İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ufuk Uras'ın 1996 yılında kurduğu ÖDP'de güleryüzlü sosyalizm ve özgürlükçü sol hayalleri vardı. Uras, 2007 yılında İstanbul'dan bağımsız miletvekili seçilerek bu hayalerini TBMM'ye taşımaya çalıştı. Tüm darbelere karşı olduğunu açık açık dile getiren Ufuk Uras, 28 Şubat post-modern darbe sürecinde ve 15 Temmuz FETÖ ihanetinde de en sert tepkileri veren isimlerden biri oldu. Ufuk Uras'la 12 Eylül darbesinin 41. yıldönümünde darbeleri, Türkiye Solu hakkında yarım kalan hayalerini konuştuk.
GÜLERYÜZLÜ VE ÖZGÜRLÜKÇÜ SOSYALİZM HAYALERİ YARIM KALDI
-Hocam sizin güleryüzlü sosyalizm hayaliniz vardı. ÖDP hayali ne oldu?
Mehmet Ali Aybar'dan devraldığımız bir idealdi. ÖDP projesi iyi bir projeydi. Geleneksel Solun dışında daha geniş bir perspektifle siyaseti yenilemek istiyorduk. Eldeki kumaşla proje birbirine uymadı. İnsanlar sol içi rekabetler nedeniyle zaman içinde uzaklaştı. 1970'li yıların soluna bugünden bakarak kimin daha haklı olduğunu tartışmanın bir manası yoktu. 21. yüzyılın siyaseti 20. yüzyılın tekrarı ile olmaz. O yüzden kendimizi yenileyemedik diyebilirim.
9 MART CUNTASI'NIN HAYALİ SOLDA HALA YAŞIYOR
-Türkiye solu zaman zaman darbeler ve cuntalarla anıldı. Solun Türkiye'de bir demokrasi sorunu olduğunu düşünüyor musunuz?
Türkiye solunun tamamını aynı sepete koymak uygun olmayabilir. Sadece Türkiye solunda değil genel Türkiye siyasetinde İttihat Terakki zihniyetinin yaşamaya devam ettiğini görürsünüz. İttihat Terakki 19. yüzyılda kaldı ama, o kodlar hala devam ediyor. Babıali baskınında İttihat Terakki'nin yanında yeraldığınız sürece darbelere karşı inandırıcı olamazsınız.
Bizim bu Jöntürk jakoben geleneği sorgulamamız lazım. Bakın 27 Mayıs darbesinin üzerinden 60 sene geçti. CHP yeni yeni sorgulamaya başladı. 9 Mart cuntası çizgisi, Mihri Belli'nin MDD çizgisi, kendini güncelleyerek günümüzde yaşamaya devam ediyor.
-9 Mart cuntasının ruhu Türkiye solunda hala yaşıyor mu?
Evet hala yaşıyor. Bizim siyasi varoluşumuz zaten bu çizgiden kopmakla başladı.
MUHALİF DE OLSANIZ 15 TEMMUZ DARBESİNE KARŞI ÇIKACAKSINIZ
-CHP ve Türkiye solu, halkın 15 Temmuz direnişine mesafeli kaldı hatta beğenmedi, zaman zaman itibarsızlaştırmaya çalıştı. Bunun sebebi sizce neydi?
15 Temmuz çok heyecan verici bir halk direnişi. Türkiye'de Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin diyenlerle, Erdoğan kalsın da nasıl kalırsa kalsın diyenler arasında bir gri alan var. Bunu da görmek gerekiyor. Ama 15 Temmuz gecesi tankları alkışlayanlar oldu. 15 Temmuz darbe girişimini kategorik olarak eleştireceksiniz. İktidara eleştirileriniz olabilir. Ama bu 15 Temmuz darbe girişimine karşı olmanızın önüne geçmemeli. Seçimle gelen bir iktidarın demokratik meşruiyetini sorguladığınız takdirde kendinizi sorgulamış olursunuz. İttihat Terakki'den bu yana "kurtarıcı" ideolojisinden kurtulamıyoruz.
15 TEMMUZ MÜZESİNİ GEZDİM VE ÇOK HEYECANLANDIM
-15 Temmuz Şehitler müzesini ziyaret ettiniz. Neler hissettiniz?
15 Temmuz müzesinden çok heyecanlandım. Çok başarılı bir iş yapmışlar. Ben küçük bir köydeydim 15 Temmuz gecesi. Sevinenler ve üzülenleri gördüm. Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından sonra "Bu demokrasiye karşı bir başkaldırıdır" demiştim. Benim elim ayağım birbirine girdi. 2008 yılında ilk kez kulağıma darbe dedikoduları geldiğinde "halkımız böyle bir girişim olursa TBMM'nin önünde etten duvar oluşturmalı" demiştim. Halk bunu başardı.
15 TEMMUZ BİR MİLATTIR
-Halk 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'den neden sokağa dökülmedi? 15 Temmuz direnişini diğerler darbelerler ayıran sizce ne oldu?
Bu bir birikim ve deneyim meselesi. 28 Şubat ve 27 Nisan e-muhtıradan gelen bir birikim. Tabi FETÖ'ye karşı olan öfke de bu birikimde rol oynadı. Benim için 15 Temmuz bir milattır. 12 Eylül ruhuna en büyük darbe 15 Temmuz'da vuruldu.
BİR DAHA DARBE OLMAZ DEMİŞTİM 15 TEMMUZ'DA YANILDIM
-Tekrar Türkiye'de bir darbe teşebbüsü olur mu?
Çok yanlış bir kişiye soruyorsunuz. 15 Temmuz'dan çok önce, İstanbul Üniversitesi'nde uluslararası bir darbe konulu sempozyumda "ne lüzumsuz işler yapıyorsunuz, artık Türkiye'de darbe olur mu" demiştim. 15 Temmuz'dan önce sorsanız asla bir darbeye ihtimal vermezdim. Bir daha olmaz, darbeler dönemi bitti derken her gün yeni bir darbe girişimi ile uyanmıyor muyuz?
CHP OTORİTER LAİKLİĞİ TOPLUMA DAYATTI
-28 Şubat'ta Türkiye Solu ve CHP iyi bir sınav verdi mi?
Biz kategorik olarak 28 Şubat'ın karşısında olduk. Bize "neden İslamcılara destek veriyorsunuz" diye eleştiriler yönelttiler. CHP 28 Şubat'ta çok titrek davrandı. CHP uzun süre "otoriter laiklik" anlayışını laisizm diye dayattı. Biz "demokratik laiklik" dedik. CHP bu noktaya daha yeni yeni geliyor. Biz 2010 referandumuna destek verirken bize "Erdoğan'a karşı olmak 12 Eylül anayasasına destek olmaktan geçer" dediler. Benim milletvekilliği yaptığım 23. dönemde CHP, eski Türkiye'yi, yeni Türkiye'ye karşı sürekli savunuyordu. Ondan vazgeçtiği sürece bir şansları oluyor.
PİŞMAN OLMUŞ TEK DARBECİ GÖRMEDİM
28 Şubat davaları sonuçlandı. Çevik Bir ve Çetin Doğan cezaevinde. CHP'den bu konuda eleştiriler geldi. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Ben 28 Şubat davalarını başından beri destekledim. Hatta medya ayağının da ortaya çıkarılması gerektiğini savundum. Medya ayaklarını teker teker biliyorum. Bize "neden 28 Şubat kararlarına karşı çıkıyorsunuz" diyen isimlerin hepsi hala yerinde duruyor. Yaşlı insanların hapse atılmasına karşı çıkabilirsiniz. Ama şunu da unutmamak gerekir. Pişman darbeci hiç görmedim. Adam 20 sene hapis yatmış. Yine olsa yapar, en ufak bir pişmanlık göstermiyor. Madanoğlu, Doğan Avcıoğlu hiçbiri pişman değildi. Pişman bir darbeci FETÖ'cü gördünüz mü? Darbecinin mertini de görmedim.
ÖZGÜRLÜKLERDE GEL-GİTLER OLABİLİR
-CHP başörtüsü yasağı başta olmak üzere bu özgürlükleri içselleştirdi mi?
Evet bu içselleştirildi mi? Yeniden gelgitler olabilir mi? Bu ihtimal bence çok güçlü. Bu toplumun gençliğini hep bir kalıba sokmaya çalışıyorlar. Ortak bir kültür havuzu içerisindeyiz. Kendi içimizde demokrasiyi oluşturmalıyız.
KENAN EVREN "ER" RÜTBESİYLE GÖMÜLDÜ
-Başta Kenan Evren olmak üzere 12 Eylül darbecilerinin yargılanıp ceza almasına ne söylemek istersiniz?
Z kuşağı bunları hatırlamıyor. "90 yaşında adam yargılanır mı" diyorlar. Evet yargılandı ve müebbet aldı. Bu çok önemli bir karardı. Dahası orgeneral rütbeleri söküldü ve "Er Kenan Evren" olarak toprağa verildi. 2010 referandumuna işte bu yüzden destek verdik. Cep telefonunu bile güncelleyen siyasetçiler, siyaseten kendilerini güncelemeyi beceremiyorlar ve toplumu doğru okuyamıyorlar.
TÜRKİYE 12 EYLÜL ANAYASASINDAN KURTULMALI
-Türkiye'nin 12 Eylül anayasasından kurtularak yeni bir sivil anayasa hazırlamaya ihtiyacı var mı?
Elbette. 21 defa anayasanın değişmesi hiçbir şey ifade etmez. Türkiye'nin mutlaka 12 Eylül anayasasından kurtulması gerekiyor. Burada "kime yarar" sorusunu sormamak gerekiyor. AK Parti'ye yarayan bir şey aynı zamanda topluma da yarayamaz mı?
12 EYLÜL RUHU YAŞIYOR
-12 Eylül darbeci ruhu hala yaşıyor mu bu ülkede?
Ben genel olarak yaşadığını düşünüyorum. Türkiye'de bir özgürlük sorunu var. Herkes kendi özgürlüğünü savunuyor. Biz başörtüsü yasağına karşı çıkarken yemediğimiz hakaret kalmadı. CHP'liler bizim savunduğumuz noktaya yeni geldiler. O zaman bize yılarca neden hakaret ettiniz kardeşim?
PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ ZOR
-Bu saatten sonra Parlamenter Sisteme dönüş olur mu?
2007 referandumunda "Cumhurbaşkanı halk seçsin" kararı çıktı. Muhalefetin en büyük açmazı burası. Halk seçmesin demek çok zor. Çünkü halka güvensizlik tınısı içeriyor. Muhalefet parlamenter sistemi istiyor gibi görünüyor ama çok kolay değil. Tekrar anayasa hazırla, referandum yap, geçiş süreci falan çok zor.
İNSANLARA DOKUNMADAN MÜLTECİ SORUNUNU ANLAYAMAZSINIZ
-Mülteciler meselesi de çok ciddi bir sorun. Bir taraftan mazlum insanlar, diğer taraftan sosyal dokunun bozulması eleştirileri. Türkiye bu konuda ne yapmalı?
Benim eşim Suriyeli çocuklara ders veriyor. Onları ilk kez sinemaya götürdüğünde o kadar mutlu oldular ki. Bizim kadim geleneğimizde göçmen kuşların yuvası bozulmaz. Tamam sayı fazla. Ama temel insan hakkı hangi sayıdan sonra geçersizdir sorusuna da cevap vermek gerekir. Yunanistan 41 km'lik duvarını tamamladı. Avrupa diyor ki geleni gönderin.
MÜLTECİ DÜŞMANLIĞI SİYASETTE PİRİM YAPIYOR
-Ülkemizde CHP ve İyi Parti'nin mülteci düşmanlığı üzerinden siyaset yaptığını görüyoruz. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Dünyada radikal sağ, neo nazi neden büyüyor? Çünkü bu mülteci düşmanlığı pirim yapıyor. Bize diyorlar ki "çok seviyorsan evinde besle". Bu söz, siyahlarla dayanışma içerisinde olanlara karşı Neo Nazi'lerin söylediği bir söz. Bu söz bile yerli değil. "Halka soralım" diyorlar. İnsan hakları referandum konusu olabilir mi? ABD, Rusya ve Çin, Suriye ve Afganistan'daki imtiyazlarından vazgeçmiyor. Çözüm bunları hedef göstermek değil. Ankara'daki olayları bir daha yaşamamak gerekiyor.
MİLET İTTİFAKI'NIN ADAYI KILIÇDAROĞLU
-Seçim hiç konuşmadık. Cumhur İttifakı'nın adayı belli. Millet İttifakı'nın adayı kim olacak sizce?
Benim tahminim Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 8 oy alan Meral Hanım'ın kendini tekrar saydırmak isteyeceğini zannetmiyorum. Geçen seçimlerde birinci turda bitecek demiştik CHP'yi inandıramamıştık.
EKREM İMAMOĞLU İSTANBUL'A KONSANTRE OLMALI
-Ekrem İmamoğlu'na şans vermiyor musunuz?
Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını CHP yönetimi istemiyor. Önemli olan İBB'de rüştünü ispatlaması. Şu anda rüştünü ispatladı mı deseniz farklı farklı yorumlar duyabilirsiniz. Şu an yapması gereken İstanbul'a konsantre olması. Yaptığı işlerde kendini kanıtlama fırsatı var.
2023 SEÇİMLERİ BAŞABAŞ GEÇECEK
-Bu soru için henüz erken ama 2023'te seçimden hangi ittifak başarılı çıkar?
Çok başabaş bir seçim olacak. Çinlierin dediği gibi "bir pirinç tanesi çok şeyi değiştirir". Bugünkü anketlere de bakmamamız lazım. Pandemi sonrası ekonominin ne yönde etkileneceğini bilmiyoruz. Uluslararası düzeyde kurulacak ilişkiler de önemli. Muhalefet dış politikaya yönelmeli. İktidar da demokrasi ve adalet konusunda adımlar atmalı. Sayın Adalet Bakanı ile bu konuda görüşlerimi ilettim. Geleceğin şekillenmesinde iktidar ve muhalefetin asgari bir müşterekte buluşması, bir iflah olmaz iyimser olarak en büyük temennim.
Kaynak: Sabah Gazetesi