Türkiye'nin koronavirüse karşı verdiği mücadelede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük rolü olduğuna değinen İnternethaber.com yazarı Osman Diyadin kaleme aldığı yazıda, “Türkiye, 2002 yılından sonra Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sağlık alanında inanılmaz bir dönüşüme imza attı” ifadelerini kullandı.
İşte yazının tamamı:
Tayyip Erdoğan ne yapmış bu ülkede?
İtalya Rus ordusuna yardım et çağrısı yaptı, İngiltere Kraliçesi ülkesini bırakıp kaçıyor, Hastaları hastane koridorlarında yatan İspanya NATO'dan yardım istedi.ABD ve Avrupa'da ordu sokağa iniyor, Ya Türkiye'de!..
Koronavirüs salgını bütün dünyayı teslim almış durumda...
Daha dün bütün dünyayı idare etmek gayretinde olan, hükümetler deviren, devletler kuran, dilediğini öldürüp, dilediğini yaşatan güçler büyük bir acziyet içinde!..
Karşılarındaki güç kim?
Küçük bir virüs!..
Sokaklar bomboş…
İnsanlar büyük korku içinde…
Hastaneler doldu taştı…
İnsanlar sokaklarda can veriyor…
Binlerce ölü...
Ailenle dahi kucaklaşamıyorsun...
Arkadaşın ile tokalaşamıyorsun...
Aile içinde dahi çocuklarına uzak duruyorsun...
İnsanların cenaze namazı bile kılınamıyor…
İnsanlar cemaatsiz toprağa veriliyor...
Korkulu bir rüya gibi...
Sabah kalktığında "Acaba rüya mı gördüm" diyenlere şahit oluyoruz..
Bu salgın nerede durur bilinmez!..
Ülkemizde de hayatı kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 59 oldu...
Bu bir savaş artık...
Ya Güney Kore gibi kazanacaksın, ya da İtalya gibi kaybedeceksin...
Bu savaşta kazanmamız için elimizdeki en önemli silahın adı belli;
EVDE KAL...
Bugünlerimizi aramamamız, bu savaşı kaybetmememiz bir İtalya olmamamız için elimizdeki en önemli silahımız "EVDE KAL"...
Korona Virüs salgını karşısında bugün tüm dünyada ülkeler kendi sağlık teşkilatlarının yeterliliği veya yetersizliği ile de yüzleşti…
Şöyle bir baktım...
İspanya buz pistlerini morg olarak kullanmaya başladı. Salgına yakalananlar yetersiz kalan hastane koridorlarında yerlerde yatıyor. NATO'dan acil yardım isteyen bir İspanya gerçeği..
Ya İtalya ..
Artık salgın karşısında mücadele edemez noktada yaşlılarını kaderine terketmiş durumda yardım istediği Rus askerlerine şehirlerini bırakmış durumda...
Ya o güçlü İngiltere...
Kraliçesi dahi ülkesini bırakıp kaçıyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş büyük bir panik yaşanıyor...
O süper güç ABD..
Ordu sokakları kontrol eder olmuş...
Keza Avrupa'da ordu sokağa inmiş durumda...
Ya Türkiye...
Devletimiz dimdik ayakta canını dişine takıp milleti için çalışıyor...
Dünyanın 69 ülkesinden gelen yardım taleplerine karşı böylesine bir ortamda 17'sine imkanlar nispetinde yardım gönderen bir Türkiye...
Şaka değil gerçek...
Bu ortamda dahi 17 ülkeye yardım elini uzatan bir Türkiye...
Kimin liderliğinde bunlar?
Recep Tayyip Erdoğan...
Çünkü ortada olan bir gerçek var ki, o gerçekte Türkiye'nin 2002 yılından sonra Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sağlık alanında inanılmaz bir dönüşüme imza attı...
Bugün yaşanan salgın bir ülkede sağlık teşkilatlarının ne kadar önemli olduğu gerçeğini ortaya koydu?
Bugün Avrupanın o gözde ülkelerinin hastanelerinde yaşanan dramları görünce Türkiye'de sağlık alanında yapılan yatırımların ne kadar doğru olduğunu anlamıyor muyuz...
Ülkemizde daha dün şehir hasteneleri için atıp tutanlar nerede?
Bakın bu ülkede son 18 yılda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan liderliğinde sadece sağlık alanında yapılanları anlatmanın tam zamanı değil mi?
Hak teslimi yapmanın zamanı!..
*
Türkiye'de merkezi bütçeden Sağlık Bakanlığına ayrılan pay 2002 yılında 2.2 milyar lirayken, bu rakam bugün 59 milyar liraya kadar yükseldi…
Devlet 2002'de sağlık alanında toplam 13.5 milyar lira harcama yaparken, 2020'de bu rakam 188 milyar liranın üzerine çıktı.
Bu rakamları bu noktalara kim, nasıl getirdi?
Devam edelim mi?
2002'de Türkiye'de 378 bin kişi sağlık sektöründe çalışıyorken, bugün bu rakam 1 milyon 43 bin kişi...
Daha önceki gün 32 bin yeni sağlık personeli alınacağı açıklandı…
Bitmedi!..
Bakın…
2002'de Türkiye'de Aile Sağlığı Merkezi dahi yoktu…
Bugün bizim ülkemizde yaklaşık 8 bin Aile Sağlığı Merkezi halkına hizmet için faaliyet yürütüyor.
Soralım...
"18 sene önce Türkiye'de Şehir Hastanesi var mıydı?"
Sözü bile geçmiyordu...
Çünkü yoktu...
Bugün toplam yatak kapasitesi 44 bin 409 olan her yönü ile muhteşem 10 Şehir Hastanesi bizim ülkemizde halkına hizmet veriyor.
*
Bitmedi…
2020'de toplam yatak kapasitesi 6 bin 232 olan 5 Şehir Hastanesi, 2021'de ise toplamda 7 bin 559 yatağa sahip 3 Şehir Hastanesi hizmete girecek.
2002'de Türkiye'deki hastanelerde toplam 18 bin 934 nitelikli yatak varken, bugün sayıları 140 binin üzerinde.
18 bin nitelikli yataktan 140 bine…
Nereden nereye?
Bütün bunlar kimin liderliğinde yapıldı?
Devlet Baba!..
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde...
Ya olmazsa olmaz olan yoğun bakımlar…
Türkiye'deki hastanelerde bulunan toplam yoğun bakım yatak sayısı
2002'de 2 bin 214'tü!
Peki bugün;
42 binden fazla.
Ve bu hali ile Türkiye tüm dünyada “100 bin kişi başına düşen yoğun bakım yatak sayısı” sıralamasında 1. sırada yer alıyor.
Şaka değil gerçek…
Nasıl yapıldı bunlar?
Devlet baba!..
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde…
*
Bitmedi!
2002'de Türkiye genelinde 481 adet 112 acil yardım istasyonu varken, bugünkü sayı 2 bin 840. 2002'de ambulans sayısı 618 iken bugün bu sayı 5 bin 469…
Nereden nereye değil mi?
Şöyle 20 sene önceye dönün bakalım…
2002'de Türkiye'de ücretsiz kanser taraması diye bir hizmet var mıydı?
Yoktu kardeşim yoktu…
2019'da ise tam 7 milyon kişiye ücretsiz kanser taraması yapıldı bizim ülkemizde…
20 yıl önce Avrupa'da var diye gıpta ediyorduk ya. Özellikle gurbetçilerimiz geldiğinde çalıştıkları ülkelerde "Evde sağlık hizmetini" anlatırdı.
2002'de Türkiye'de evde sağlık hizmeti diye bir uygulama yoktu…
Peki ne oldu?
Bugün yılda 200 binden fazla kişiye ücretsiz evde sağlık hizmeti veriliyor.
Evet 200 bin kişiye…
Nereden nereye değil mi?
*
Devam edelim...
Ambulans helikopterleri Türkiye'de görmez, filmlerde seyrederdik…
Türkiye'de 2002'de hiç yokken, bugün 17 ambulans helikopter hizmet veriyor!
Yine 2002'de hiç ambulans uçağı, deniz ambulansı ve yoğun bakım obez ambulansı var mıydı?
Yoktu…
Türkiye'de bugün 3 ambulans uçağı, 6 deniz ambulansı ve 91 yoğun bakım obez ambulansı hizmet veriyor.
Nereden nereye değil mi?
Nasıl yapıldı bunlar?
Devlet Baba...
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde...
*
Bitmedi…
Hatırlayın 20 yıl öncesinde hastane eczaneleri önünde oluşan sabahın ilk ışıklarındaki kuyrukları…
Türkiye son 18 yılda e-reçete, e-nabız, e-rapor gibi dijital sağlık sistemlerini hayata geçirirken, Merkezi Hastane Randevu Sistemi ile hastanelerde sıra beklemek tarihe karıştı.
Tüm bu sağlık atılımlarıyla 2002'de %39.5 olan sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı %72.3'lere kadar yükseldi.
Bitmedi…
Gelelim bugünün meselesine…
2002'de Türkiye'nin ulusal afetlere karşı hazırladığı bir eylem planı yoktu. Nisan 2019'da Ulusal Pandemi Acil Eylem Planı hazırlandı.
İşte tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Türkiye'de bu plana göre yönetiliyor.
Bütün bunlar nasıl yapıldı?
Devlet Baba!..
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde..
Allah “Devlet Baba”ya zeval vermesin.
Amin!..
Türkiye, kim ne derse desin bugün açıkça görüyoruz ki tüm dünyaya “SOSYAL DEVLET NASIL OLUNURUN” dersini veriyor…
Öyle güçlü ki Devlet Baba!..
Gezi olayları…
Van depremi…
Hendek olayları…
MİT TIR'ları olayı…
17-25 yargı kumpası…
15 Temmuz darbe girişimi…
Fırat Kalkanı Harekatı…
Zeytin Dalı Harekatı…
Küresel ekonomik saldırı…
Barış Pınarı Harekatı…
Elazığ ve Malatya depremi…
Libya-Akdeniz gerginliği…
Bahar Kalkanı Harekatı...
Hepsinin üzerinden geldi, geliyorda, bir rahat günü olmadan yaptı bütün bunları...
Elinizi vicdanınıza koyun içeriden ve dışarıdan bunca operasyona, bunca saldırıya karşı “Devlet Baba” neyimizi eksik bıraktı?
*
Şimdi de koronavirüs salgını…
Türkiye yine “ Devlet Baba” nın liderliğinde küresel sorunla karşı karşıya...
Devletimiz can siperane çalışıyor…
Can kayıpları üzüyor tabi ki…
Ama dünyadaki sayıya baktığımız zaman teselli oluyor.
Her yere, her kesime devlet baba şefkatini uzatıyor…
Dar gelirli 2 milyon aileye 1.000TL toplam 2 milyar TL destek.
Sağlık çalışanlarına 5,7 milyar TL destek.
Asgari ücretliye toplam 7 milyar destek.
Devlet bankalarından vatandaşa ve işyerlerine destek paketleri..
Belediyelere koronavirüs ile mücadele için 3 milyar bütçe aktarımı. –
İŞ Kur'un işçi ve işverene destek için yüz milyonlarca liralık bütçe oluşturması.
Vergi borçlarının ve vergi beyannamelerinin ertelenmesi
Vefa Sosyal Destek Grubu oluşturulmuş..
Herkesle el birliği içinde 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ihtiyacını karşılayabilmek için örnek bir çalışma sergileniyor..
65 yaş üstünde yalnız, hasta, kimsesiz kimselere de ulaşılıyor, koliler hazırlanıp bir haftalık erzakları gönderiliyor...
Yani bugün dünyada yaşlıların ölümünden neredeyse hiç rahatsız olunmazken, bizim ülkemizde 65 yaş üstü insanların ihtiyaçlarını gidermek için her gün kapılarını çalarak ihtiyaçlarını not edip servis yapan bir devlet baba gerçeği karşımızda…
*
Türkiye bütün dünyaya “Sosyal devlet nasıl olur” dersi veriyor…
Maddi ve manevi gerekli her türlü önlemi alıyor, bilinçlendiriyor…
Düşünün dünyanın hiçbir devleti yurt dışından dönmek isteyen insanları ve öğrencileri için uçak kaldırmazken, devletimiz vatandaşlarını getirtip karantinaya alıyor…
Bilim Kurulumuzun kararları ışığında mükemmel bir organizasyon var…
Devlet Baba Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan liderliğinde bütün bakanlıklar 24 saat devrede…
Dr. Fahrettin Koca'nın bakanlığında Sağlık çalışanlarımız gece gündüz demeden milletin alkışlarını alarak tarih yazıyor…
Hazine ve Maliyle Bakanlığımız her gün yeni tedbir paketleri açıklayarak herkesin imdadına yetişiyor…
İçişleri Bakanlığımız gereken bütün çalışmaları yaparken "VEFA DESTEK " ile yardıma muhtaçlara, 65 yaş üstü büyüklerimizin kimsesi oluyor...
Milli Eğitim Bakanlığımız öğrencilerimiz, Çalışma ve Aile Sosyal Güvenlik Bakanlığımız çalışan kesim için gereken bütün çalışmaları yapıyor.
İşte Devlet Baba olmak böyle bir şey!..
Devlet Baba ve bütün kadroları emrimizde değil mi?
Allah zeval vermesin!..
Dinleyelim sözünü...
NE OLUR EVDE KAL TÜRKİYEM..
İnşallah zor günleri birlikte aşmalıyız..
Ama yeter ki denilenleri yapalım, tedbirleri alalım..
Birbirimizi uyaralım...
Kendi OHAL'ımızı ilan edelim..
"Yaşamak güzeldir" diyorsak, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini görmek istiyorsak, İtalya, İspanya olmak istemiyorsak evde kalmayı bir vatan borcu olarak görelim...
Sen, Ben, O, Hepimiz!
Kazanacağımız bu savaşı kaybetmeyelim...
Her şey bizim elimizde olduğunu unutmayalım...
Bu millet ne savaşlar kazandı!..
Görüyoruz ki bu küresel fırtınaya iyi bir kaptan ve sağlam bir gemi mürettebatı ile yakalandık...
Geriye tayfa ve yolcuların kaptanın bilim kurulu ile yaptığı istişareler ışığında tavsiyelerine uyması kalır.
Yoksa ne kadar güçlü bir devlet olursan ol, ne kadar güçlü sağlık sistemin olursa dünyayı kasıp kavuran, ölüm saçan bu salgının karşısında devlet-millet elele vermez, denilenleri yapmak isek durmak çok zor dostlar...
Tedbirlerimizi alalım...
Takdiri duanın gücü ile Allah'a bırakalım...
O nedenle;
EVDE KAL TÜRKİYEM EVDE...
KAZANACAĞIZ BU SAVAŞI!..
Allah "DEVLET BABA" ya zeval vermesin!..