Araştırmacı ve yazar Merve Tahiroğlu, ABD'nin, Türkiye ile “Müşterek Harekat Merkezi” kurulması konusunda mutabakata varması, “Bir yönüyle YPG'yi Türkiye'den gelebilecek herhangi bir tehdide karşı koruma altına alması anlamına geliyor” dedi.
Demokrasileri Savunma Vakfı'nda araştırmacı ve yazar Merve Tahiroğlu Rûdaw TT'nin haber bültenine katılarak ABD ile Türkiye'nin Rojava'da kurulacak Güvenli Bölge'ye ilişkin mutabakatını değerlendirdi.
Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye'de ‘Güvenli Bölge' kurulmasına dair görüşmelerin tamamlandığını, ortak harekat merkezi kurulmasına karar verdiklerini açıklamıştı.
Türkiye ve Amerika tarafından sağlanan mutabakatın içeriğinin net olmadığını dile getiren Tahiroğlu, “İki taraftan yapılan açıklamalara bakacak olursak aslında açıklamalarının dili açık ve net değil. Dolayısıyla mesela böyle bir bölgeyi kimin kontrolü altında olacağı hala ikili anlaşmalarda ABD ile Türkiye arasında ciddi bir ve çözülmemiş bir problem gibi görülüyor. Fakat bununla birlikte Amerikalı ve Türkiyeli askerlerin birlikte devriye yapabileceklerini düşünüyorum. Şu anda açıklamalara bakacak olursak Menbic modelini tekrar burada da uygulamaya çalıştıklarını düşünüyorum” diye konuştu.
Güvenli bölgenin hangi lokal güç tarafından yönetileceğine ilişkin Tahiroğlu “Bu konu hakkında birkaç tane opsiyon var tartıştıkları fakat sanırım en büyük sorun Suriye demokratik güçlerinin dışardan gelebilecek herhangi bir uluslararası ve birleşmiş milletler belki üzerinden ayarlanabilecek bir grup olmadığı sürece dışardan gelebilecek başka bir gücü kabul etmediğini görüyoruz. Dolayısıyla hangi lokal aktörle yürütebileceklerini şu an büyük bir soru herkes için” değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin Rojava'ya yönelik olası bir Türk operasyonunu sınırlı hale getiremek istediğini belirten Tahiroğlu şöyle devam etti:
Evet Buda hala evet Buda yine hala iki tarafında açıklık getirmediği daha doğrusu hala bir çözüm üzerinde uzlaşamadığı sorulardan bir tanesi gibi görünüyor. Bölgenin hem kim tarafından yönetileceği, Amerika ile Türkiye tarafından üçüncü bir güç sorusu bağlamında hem de ne kadar derin olacağım ne kadar büyük olacağını. Türkiye'nin tabii ki istediği şey bütün sınırı kontrol altında tutabilmek, Türkiye'nin yapmak istediği şey bütün Suriye sınırının tamamını güvenli bölge koridoruna ya da bağış koridoruna vs dönüştürebilmek fakat Amerikalıların her zaman direttiği çok daha sınırlı bir operasyon olması ve sınırlı bir bölge olması.”
MÜZAKERELERDE ABD KAZANÇLI ÇIKTI MI?
ABD'nin Türkiye ile neden Rojava konusunda uzlaşmaya gittiği sorusuna Tahiroğlu, şöyle konuştu:
“ABD'nin mecbur kaldığını söylemek çok zor. Sonuçta nereden bakacak olursak olalım Amerika açısından bu siyasi bir seçim. Şu anda ikili ilişkilerde çok büyük sorunlar var. Özellikle Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 savunma sisteminden dolayı Amerika'nın Türkiye'ye yaptırım uygulaması bekleniyor, Trump bu mevzu bağlamında Erdoğan'la olan görüşmelerinde Suriye'deki güvenli bölge meselesini de ortaya koymuştu. Dolayısıyla aradaki müzakerelerde iki konu da ortaklaşa konuşuluyor gibi görünüyor. Amerika tabi ki bunların hiçbirini yapmaya mecbur değildi fakat Amerika'nın bakış açısından en önemli konu Türkiye'nin Suriye'de tek başına üçüncü bir askeri operasyonu daha başlatmaması ve şu anda bu müzakereler olası bir operasyonun söz konusu kılmadığını gösteriyor dolayısıyla bu Amerika için bir bağlamda bir kazanç gibi görülüyor.”
“ABD, YPG'Yİ TÜRKİYE'YE
KARŞI KORUMA ALTINA ALDI”
Amerika'nın, Türklerle yaptığı söz konusu anlaşmayla YPG'yi Türkiye'den gelebilecek herhangi bir tehdide karşı koruma altına aldığını söyleyen Merve Tahiroğlu, “ Güvenli bölge aslında Türkiye'nin bir askeri operasyonu yapmaması demek, Güvenli bölge demek Amerika ile Türkiye'nin ortaklaşa bir çözüm üretmeye çalışması demek. Bu da Amerika'nın YPG'yi daha doğrusu Suriye Demokratik Güçleri'ne Türkiye'den gelebilecek herhangi bir tehdide karşı koruma altına aldığını gösteriyor. Zaten Amerikalıların bu şekilde bir sorumluluğu var sonuçta yıllardır burada Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte YPG'yle Kürtlerle birlikte IŞİD'e karşı büyük bir savaş yürütülüyor. Ve IŞİD'i özellikle ortadan kaldırma çabalarının hala daha son safhalarındayız fakat sonuna gelmiş değiliz. Dolayısıyla Amerika'nın bu şekilde bir sorumluluğun var birlikte çalıştığı Suriyeli Kürtlere karşı ve bunu yerine getirdiğini düşünüyorum en azından Türkiye ile olan müzakerelerde Amerika bu konudaki tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuş gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak Rudaw