Ünlü fütürist (Gelecek bilimci) yazar Aldous Huxley'in arkadaşı Gerald Heard'ın, rüyalardan hareketle bilinç ve zaman hakkında düşüncelerini kaleme alan John W. Dunne hakkında şunları söylüyor; 'Onun çalışması, 1960'lardan bu yana Batı dünyasında yayılan bilinç geliştirme hareketinin öncüsü ve etkisiydi.'
Heard, 25 Kasım 1934'te Sunday Times'da yayınlanan yazısında Dunne'un etkisi hakkında şunları yazdı:
"Matematikçiler, onun teorisinin, fizikçilerin şu anda kabul ettiği çok boyutlu evrene uyduğu konusunda tam olarak hemfikir görünmüyorlar, ancak rüyalarını kaydederek uykularını bozan çok sayıda insan, onun belirttiği gerçeği - evrenin o tuhaf, kafa karıştırıcı ama şaşmaz kanıtı - doğruladı. Gelecek birçok insana uykuda gelir."
Eğitimci yazar Sadık Gültekin, "Rüyalar geleceği söyler mi?" sorusunu akıllara getiren rüyalarla ilgili kaleme aldığı yazısında, geçmişte ilginç tecrübeler yaşamış Dunne'un hikayesini paylaştı...
UÇAK MÜHENDİSİNİN RÜYA ÇALIŞMALARI
Rüyalar, yüzyıllardır insanlar için çözülmeye değer gizemli bir olgu olarak ele alınmış ve birçok uzmanlık alanının araştırma konusu olmuştur. İngiliz John W. Dunne'un bu konuda yaptığı çalışma, diğer araştırmalardan oldukça farklıdır.
John W. Dunne, 1901 yılında İngiliz ordusunda uçak mühendisi olarak çalışıyordu. Dunne, İngiltere'de ilk askeri uçak tasarımı yapan mühendistir. Dunne, bu tasarımı rüyasında gerçekleştirdiğini belirtir. Dunne, ayrıca rüyalar üzerine de çalışmalar yapıyordu.
1928'de yayınladığı “Zamanla Bir Tecrübe” adlı eserinde, geleceği görme alanında yaptığı çalışmaları kaleme aldı. Dunne, her şeyin gördüğü bazı ilginç rüyalara kafa yorması sonucu başladığını belirtiyor. Dunne'un gördüğü rüyada saat 04.30'da duruyor. Resepsiyonist ile saatin gece 04.30'da mı, yoksa gündüz 16.30'da mı durduğuna ilişkin bir tartışmaya giriyor.
Uyandığında saatin gerçekten de 04.30'da durduğunu fark ediyor. Bu rüyayı çok önemsemese de takip eden zamanda bazı olayları gerçekleşmeden önce rüyasında görmeye başlıyor.
Dunne, rüyalardan birinde kendisini patlamak üzere olan bir yanardağın yamaçlarında görüyor. Bir an önce adadaki 4 bin kişinin tahliye edilmesi için yetkilileri ikna etmeye çalışırken uyanıyor. Takip eden günlerde gazetede, bir adada patlayan yanardağda 40 binden fazla kişinin öldüğü haberini okuyor.
Haber, patlamadan önce bu kişilerin tahliye edilerek kurtulma ihtimali olduğunu belirtiyor! Dunne, bu rüyayı gördüğünde Afrika'da ıssız bir yerde bulunuyordu ancak rüyası gerçekle örtüşüyordu…
ŞİMDİKİ ZAMAN VE RÜYA
Dunne, gördüğü bir başka rüyada yüksek demir parmaklıklarla çevrili iki tarlanın arasındaki yolda yürüyordu. Tarlalardan birinde bulunan bir at, aniden kişnemeye ve tepinmeye başlar. Parmaklığa göz atan Dunne, atın bunun üzerinden atlayamayacağını düşünür. Fakat birkaç dakika sonra azgın atın arkasından geldiğini görür...
Dunne, ertesi gün kardeşi ile balığa çıkar. Yolda giderken kardeşi: “Şu ata bak!” diye seslenir. Kardeşinin gösterdiği yöne bakan Dunne, rüyasında gördüğü atın aynı yerde durduğunu fark eder. Yüksek parmaklığın arkasındaki at, rüyasında olduğu gibi tepiniyor ve kişniyordur.
At, parmaklığın üzerinden atladığı gibi onlara doğru koşmaya başlar. İki kardeş zar zor canlarını kurtarır. Dunne'u atın saldırması değil, rüyasının gerçekleşmesi tedirgin eder...
Dunne, gördüğü rüyaların gerçek hayat ile ilişkili olup olmadığını araştırmaya koyulur. Ona göre rüyaların önemli bir kısmı geçmiş ve günümüze ait farklı olayların görüntülerinden oluşur. Zaman zaman gelecekteki olaylara ilişkin ön izleme olanağı da sunan rüyalar, aslında insanların şimdiki zamandan farklı bir zaman boyutunda gözlemde bulunmalarını sağlar.
ÜST ZAMAN BOYUTU
Dunne'a göre, uyanık kaldığımız sürede dikkatimiz ‘şimdiki an'a odaklandığı için mevcut zaman dışında olan şeyleri göremeyiz. Uyku halindeki bilişsel durumda zaman, parçalar halinde olduğu için şimdinin ötesini yani geçmiş ve geleceğe yönelik öngörüleri yaşayabiliriz.
İnsanoğlunun fiziksel beyninin şimdiki zaman boyutuna uygun bir zihin düzeyine sahip olduğunu düşünen Dunne, rüyaların bir üst zaman boyutunda görüldüğünü ve bu zaman diliminde ayrı bir zihin düzeyine ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Rüyalar aleminde insanların sadece gözlemci bilinci deneyimlediğini sözlerine ekliyor. Dunne'a göre insanlar rüyalarında sadece geçmişe, bugüne ya da geleceğe ait ‘bazı zaman parçacıklarını' gözlemleyebilse de bunların büyük bir kısmını uyandıktan sonra unutuyor.