Dolar

34,8798

Euro

36,7500

Altın

3.040,77

Bist

10.148,45

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Mustafa Öztürk gibi yüzlerce var

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bir süre önce Kur’an-ı Kerim hakkında, “Bu Allah dili mi?” diyen ilahiyatçı Mustafa Öztürk'ün kitaplarında da birçok aykırı ifadeler kullandığını hatırlattı. Şimşirgil, youtube kanalında yaptığı açıklamasında, Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesi yöneticilerine de çağrıda bulundu

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-12-04 22:11:12

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Mustafa Öztürk gibi yüzlerce var

Geçtiğimiz gün sosyal medyada “MustafaÖztürkİhraçEdilsin” etiketi ile çalıştığı ilahiyat fakültesinden ihraç edilmesi istenen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Mustafa Öztürk, yoğun tepkiler üzerine sosyal medya hesabından dün yaptığı duyuru ile fakülteden istifa ettiğini duyurmuştu.

Öte yandan sosyal medya hesabından Öztürk'e tepki gösteren tarihçi Prof. Dr. Şimşirgil, “Öztürk gibi yüzlercesi var” uyarısında bulundu. Şimşirgil, Öztürk'ün Kur'an-Kerim ve Hz. Peygamber hakkında tartışma doğuran ifadeleri ile ilgili youtube kanalında yaptığı açıklamada, ilahiyat fakültelerindeki müfredata müdahale çağrısında da bulundu.

download_61

“Bu hocaların elinde yetişen hocalar İmam Hatiplerde neler anlatacaklar?”

İnanılmaz akıl almaz hezeyanlarla dolu videoları var. Bu tip videoları çok fazla. Yeni çıkanlar da var. Yazıları, kitapları farklı mı, hayır. Onlar da aynı. Son yıllarda dikkat edin. İmam-Hatiplerde deizmin yaygınlaştığından bahsediyoruz. Bu fikirleri alın ve değerlendirin. İlahiyat fakültelerinde bu hocaların elinde yetişen hocalar İmam Hatiplerde neler anlatacaklar? Neleri tartışacaklar, talebeler hangi yola gidecek? Ne hale düşecek? İlahiyatların, İmam Hatiplerin ele alınması gerektiği bir noktadayız. Bunu iki yıldır söylüyoruz. Eserlerimizde yazıyoruz.

Bir taraftan Fransa'yı görüyoruz. Peygamber Efendimiz'e saldırıyorlar. Macron ne diyor? İslam'ın güncellenmesinden bahsediyor. İslam'ın yeniden yazılmasından bahsediyor. Fransa'ya göre bir İslamiyet'ten bahsediyor. Macron bunu söyleyince hep beraber ayaklanıyoruz, “senin ne haddine düştü” diyerek…

“Peygamberimizin Kur'an'daki sözleri değiştirdiğini ifade ediyor”

Peki, Kur'an-ı' Kerim'e, Peygamber Efendimiz'e, hâşâ Allahu Teala'ya en büyük hakaret bu ülkenin İlahiyat Fakültesi hocalarından çıkarsa ne yapacağız? Yetkililerin mutlaka tedbir alması lazım. Bu kişiye göre Kur'an-ı Kerim Allah kelamı değil hâşâ! Allah'tan Peygambere geldiğini şimdilik reddetmiyor. Kendi değerlendirmesiyle bunu yazdı. Net ifade bu. Allah kelamı olmadığını, resulünün yazdığını ifade ediyor. Hatta bunu ifade ederken öyle çirkin ifadeler kullanıyor ki, “Velid bin Muğire yukarı, As bin Vail aşağı, işte söyleyeceğin söz, birkaç kelimenin çapı. Taif, Medine, Hicaz'a sıkışmış bir din” diyor. “Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi? Allah şu kelimeleri kullanır mı? Bu kelimeleri kullanır mı?” diyor. Akıl alacak ifadeler değil bunlar. Bu hezeyanlar. O kadar dalga geçerek kullanıyor ki, peki Peygamber Efendimiz'in hadisleri için ne söyler bu adam? Cenab-ı Hak, Peygamberimiz için, “siz Resulümü kendinden mi konuşuyor zannediyorsunuz” diye soruyor. Onun sözünün Rabbimizin sözü gibi kabul edildiği, “Kur'an-ı Kerim'i kıyamete kadar ben koruyacağım” dediği biliniyor. Bununla ilgili birçok ayet geliyor, müşriklere hitap eden. Bir kelimesini değiştirse, peygamber efendimize ikaz var. Bu ifadeler hiç mi okunmamış? Hiç mi görmüyorsun? Burada Allah'ı da yalancı olduğunu söylemiş olmuyor musun? “Sen sahip çıktın ama bunu peygamber değiştirdi” denilirken yalancılık iddiasında bulunmuş olmuyor musun?

Ekran Alıntısı_6

“Kur'an-ı Kerim hakkında Thomas Carlyle'ın sözlerini kullanıyor”

Mızraklı Hakikat adlı kitabımda, Mustafa Öztürk'e özel bahis ayırdım. Gayet açık. Bu ifadeleri Thomas Carlyle'ın eserinden al. Yabancıların eserinden al. Sonra da onların aynını kendi ifadenle kullan. Bakın Thomas Carlyle ne diyor;

“Kur'an, karmakarışık, usandıracak derecede düzensiz, anlaşılmaz, bitmez tükenmez tekrarlar. İnsanın nefesini kesen pasajlar. Anlaşılmaz ifadelerle doludur. Kısacası Kur'an, kahrı çekilmez saçmalıklarla doludur” diyor haşa…

Carlyle'ın kitabını alıyor, ardından şöyle bir yorum yapıyor;

“Kur'an'daki tekrarlar, yazılı bir metni okunamaz hale getiren bir eksiklik, kusur ve ifade zaafıdır. Kur'an-ı Kerim'de kusur bulacak, ifade zaafı bulacak, anlaşılmaz tekrarlar” diyecek, hem Carlyle'ı oraya koyacaksın, hem de onu hiç tenkit etmeden aynı ifadeleri kendi görüşün olarak ifade edeceksin.

Bunu sadece bir videoda söylemiyor, eserleri de ilahiyat fakültelerinde okutuluyor.

“Diyanet'e bağlı KURAMER, Öztürk'ün kitaplarını basıp satıyor”

Talebelere tavsiye ediliyor. Kur'an Araştırmaları Merkezi KURAMER'in çıkartmış olduğu bir kitapta, Mustafa Öztürk'ün en az 60-65 sayfa yazısı var. Makalesi var. KURAMER, Diyanet'e bağlı bir teşkilat. Bu kitabın yok edilmesi lazım. Diyanet bu kitabı sattıkça, KURAMER sattıkça, başında eski Diyabet İşleri başkanları Ali Bardakoğlu, Mehmet Görmez 'in bulunduğu bir kurumdan bahsediyorum. Cihad isimli kitabında bakın şöyle diyor;

“Kur'an'ın Mekke döneminde ehl-i kitap, özelikle Yahudiler hakkında olumlu bir dil kullanmasına rağmen Tevbe suresi 29. Ayette aynı zümrenin ‘Allahsızlar' diye nitelendirilmesi arasındaki uçurum az çok anlaşılır hale gelir. Kur'an'daki bu keskin üslup ve tikel hüküm değişikliklerinin tek tek ve lafzen Allah tarafından belirlendiği kanaatinde değilim.”

Buyrun, bir yerde öyle bir yerde böyle… biri Allah kelamı ise diğeri Peygamber sözü. Buyrun böyle ifade ediyor.

“Mustafa Öztürk gibi yüzlerce var”

Yarın böylelerinin yetiştirmeleri neler söyleyecekler. Kur'an'da bir tane Allah kelamı bırakmayacaklar. Yok diyecekler. O yazdı diyecekler. “Peygamber ümmi” diyecekler, “yanındaki sahabiler söyledi” diyecekler. Dini yok etmek, tamamen bozmak üzere bir gidişatı maalesef görüyoruz. Burada Mustafa Öztürk tek değil. Yüzlerce var. İnanın. Dini eğitim yeni baştan değiştirilmedikçe olmaz.

Bakın aynı kitapta, “Kur'an'ın hem lafız hem mânâ itibariyle indirildiğini kabul etmek cihad ve kıtal meselesinde kullanılan politik dilin bizzat Allah'a ait olduğunu söylemeyi gerektirir” deniliyor. Hâlbuki böyle bir şey söylenemez. Allah politik ifade kullanmaz. Siyasi ifade kullanmaz. Hadi buyurun. “Bunu Cenabı Hak söylemiş olamaz” deniliyor. İş sadece o video ile alakalı değil. O kitaplar ilahiyat fakültelerinde okutuluyor.

“Resulullah Efendimiz'i bir Resul olarak görmüyor”

Başka bir videosunda yine aynı ifadeleri görmekteyiz;

“Tanrı, merhametinin kat sayısı bellli değil. Engin merhamet ve şefkat sahibi, dilinden lanet eksik olmuyor. Şimdi üstadım ben bunu tanrıya nasıl yakıştırayım” demiş. Hadi buyurun. “Ben bunu yakıştıramam, o kullanamaz, tanrı niçin bu kadar hiddetli acaba diyorum gazabı olsun? Kendisini övmesi, övünmesi olsun? Laneti olsun, vesairesi olsun. Acaba Resulullah bir tür Hermes gibi, hani Hermes'i biliyorsunuz, mitolojide tanrını mesajını insan idraki tarafından kuşatılamayacağı için o mesajın insan diline çevrilmesini yapıyor ya, onun gibi mi yaptı Resul…” diyor.

Bakın Resulullah Efendimiz'i bir Resul olarak görmüyor. Bir Hermes olarak görüyor. Başka biri olarak görüyor. Kendisi bunları değiştirmiş olsa, Cebrail Aleyhisselam ne getiriyor o zaman? Cebrail aleyhisselam senede bir kez tüm Kur'an'ı tekrar ediyor. Son sene iki defa oturup tekrar ediyorlar. Neyi tekrar ediyorlar? O'nun getirdiğini bilmiyor mu? O'nun Kur'an'daki ismi “Cibril-i Emin”, “Namus-u Ekber” değil mi? Bunun akıl alır bir tarafı yoktur.

Ali Köse, Öztürk'e sordu mu?

Kendi ilahiyat fakültesindeki Ali Köse, “bir FETÖ gider, bin FETÖ gelir” diye işaretler ediyordu. Yanı başındaki adamın ilahiyat fakültesinde ne anlattığını bilmiyor mu acaba? Acaba hiç kendisini sorguya çekti mi, sen en yapıyorsun dedi mi? Geçen sene beni ilahiyat fakültesinde talebeler davet etmişti. Bırakmadılar. Kur'an-ı Kerim'i yok sayan, Allah'ın sözü değil diyen, hala O'nu yalancılıkla itham eden, Peygamber Efendimiz'in Kur'an-ı Kerim'e kendi sözleri kattığını ifade eden biri ders veriyor.

Haber Ara