Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

‘PKK’ya karşı olası Türkiye-İran ortak operasyonu üç önemli sonuç doğurur

Uzmanlara göre Kandil’in İran’a bakan yanını hedef alması beklenen operasyonun üç önemli sonucu olur; bölgede PKK’nın etkisizleştirilmesi, Astana sürecinin İran-Türkiye ikilisi açısından daha olumlu yürümesi ve ABD’nin İran karşıtı cepheye Türkiye’yi çekme gayretinin boşa çıkarılması. Ancak PKK’nın hangi eksenin hedef alınacağı da önemli bir soru.

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-03-06 19:33:10

‘PKK’ya karşı olası Türkiye-İran ortak operasyonu üç önemli sonuç doğurur

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AA Editör Masası'nda Türkiye'nin İran'la PKK'ya yönelik ortak operasyon yapılacağını açıkladı. "Çok uzun zamandır Türk devletinin tezidir birlikte operasyon yapmak" diyerek, İran ile karşılıklı istihbari değerlendirmelerin de olduğunu kaydeden Soylu'nun bu önemli açıklamaları Türkiye'nin terörle mücadelesinde önemli gündem maddesi oldu.

Peki olası Türkiye-İran ortak operasyonun kapsamı ne olabilir, hangi bölgeler hedef alınacak, birbirine mesafeli iki ülkenin işbirliği hangi denklemleri ortaya çıkarır, Astana sürecine etkisi ne olur, bu soruları İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar Sputnik'e değerlendirdi.

BABÜROĞLU: EN ÖNEMLİ HEDEF KANDİL'İN İRAN'A BAKAN DOĞU YANI, PKK ETKİSİZ DURUMA GELEBİLİR

Dr. Babüroğlu, İran ve Türkiye'nin ortak operasyon yapmasının çok önemli olduğunu belirterek, bölgenin coğrafyasına dikkat çekti.

İran'la Türkiye arasında yaklaşık 350 km'lik bir sınır olduğunu anımsatan Babüroğlu, "Doğuda Iğdır'dan güneyde Hakkari Yüksekova'ya kadar olan sınır hattı düşünüldüğünde çeşitli yerlerde özellikle Güneydoğu'da PKK bölücü terör örgütünün kampları var. En önemlisi Kandil'in İran'a bakan doğu yanı. Bu bağlamda yapılacak ortak operasyon, Hakkari Yüksekova'nın doğusundan Van'ın Başkale ilçesini içine alan PKK'nın bulunduğu yerler hedef alabilir fakat en önemli ve büyük hedef Kandil'in İran'a bakan doğu yanıdır. Askeri harekat planı çerçevesinde buraya yapılacak bir operasyon burada bulanan PKK bölücü terör örgütünün zayıflatılmasına hatta etkisiz duruma getirilmesine neden olabilir. Türkiye için bu bir avantajdır çünkü İran sınırından özellikle Kuzey Irak'tan terör örgütü elemanları Türkiye'ye sızarak eylem yapma girişiminde bulunmaktadır" dedi.

"ASTANA SÜRECİNİ OLUMLU ETKİLER"

Dr. Babüroğlu, olası operasyonun iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmesi açısından da önemli olduğunun altını çizdi. Astana sürecine vurgu yapan Babüroğlu, "Astana sürecinde devam eden Türkiye-Rusya-İran arasındaki işbirliğinde, Fırat'ın doğusunda ve Membiç'te bulunan PYD/PKK terör örgütünün de İran tarafından bir terör örgütü olarak kabul edilmesine yol açacaktır. PKK bölücü terör örgütünün etkisiz duruma getirilmesi açısından iki ülke arasında kararlı bir operasyon önemlidir, iki; Astana sürecinin, işbirliğinin daha olumlu bir atmosferde, Türkiye-İran arasında yürütülmesi açısından da önemlidir, Astana sürecini olumlu etkiler" diye konuştu.

"ABD'NİN İRAN KARŞITI CEPHEYE TÜRKİYE'Yİ ÇEKME GAYRETİ ÇARESİ KALACAKTIR"

Bir başka önemli sonucun da ABD bağlamında olacağını anlatan Babüroğlu, ABD'nin İran'a karşı bir cephe açmış durumda olduğunu, Suudi Arabistan ağırlığında, 9 Arap ülkesiyle stratejik ittifak kurmak istediğini belirterek, bu ülkelerin İran'a karşı olası operasyonda kullanılacağını kaydetti.

AĞAR: BAMBAŞKA DENKLEMLERİ BERABERİNDE GETİREBİLİR

 

İstihbarat anlamındaki işbirliğine dikkat çekerek "Bu nerelere evrilir iyi bakmak gerekiyor" diyen güvenlik uzmanı Abdullah Ağar da, "Çünkü başka denklem var, oradan okumasını yapmak gerekiyor. Amerika'Nın İran üzerine bir etkisi var, Türkiye üzerine kimyası örtüşen ama farklı bir etkisi var, benzer bir etki Körfez ve İsrail için de geçerli. Yani şimdi Körfez'in ABD'nin ve İsrail'in kimyaları farklı ama olumsuz etkileriyle karşı karşıya kalmış iki komşu ülkenin işbirliğinden bahsediyoruz. Bu denklem içerisinde iki ülkeyle de işbirliği yapan bir Rusya fotoğrafı var" dedi.

İran ile Türkiye arasında, geçmişten beri iki dost, kardeş ve komşu ülke olmalarına karşın çok ciddi rekabet ve güvensizlikler olduğunu belirten Ağar, şöyle devam etti:

"Acaba bu PKK'ya karşı yapılacak işbirliği bambaşka denklemleri beraberinde getirebilir mi? Getirebilir. Çünkü jeopolitik akıntılar oraya taşıyor. Yani Türkiye'nin, İran'ın ve Rusya'nın ilişkilerinin devamlılığına, gelişmesine ve aynı eksene girmesine yönelik bir jeopolitik akıntı var şu an coğrafyada. Yani Amerika, Körfez ve İsrail iki ülkeye husumet üretiyorlar, etki üretiyorlar bu husumet üzerinden. Eksenleşme doruk noktada, gerilim doruk noktada. Amerika bir tarafa İran'a yaptırımlar uygularken diğer tarafıyla da Türkiye'ye karşı benzer havuç sopa edebiyatı devam ediyor."

"ORTAK OPERASYON AÇIKLAMASININ SİYASİ, STRATEJİK GÖNDERMELERİ VAR"

Abdullah Ağar'a göre bu süreçte Türkiye ile İran'ın PKK'ya karşı ortak operasyon açıklamasının aynı zamanda uluslararası ilişkiler açısından siyasi bir mesajı da var. Ağar, "PKK gibi bir terör örgütü konusunda İran ile Türkiye'nin işbirliği iradesi çok kıymetli ve değerlidir, anlamlıdır ama sadece PKK'nin fiziki varlığıyla mücadele olarak tanımlanamaz. Belli ki siyasi bir göndermesi var, uluslararası rekabet anlamında da stratejik bir göndermesi var" dedi.

Bunun nereye evrileceğinin kapsamı görüldükten sonra cevaplanabileceğini kaydeden Ağar, "Ama böyle bir iradenin dahi ifade edilmiş olması bakan düzeyindeki bir seviyede anlamlı olduğunu düşünüyorum, değerlidir" diye konuştu.

"OPERASYON AMERİKAN PKK'SINA KARŞI MI, İRAN'A YAKIN DURAN PKK'YA MI"

Ağar, "Ortak operasyonu zor mu görüyorsunuz? "soru üzerine "Hayır yapılabilir ama PKK'nın içerisinde iki eksen vardır; birisi Amerikan ekseni birisi İran ekseni. Bu operasyonu kimyası bu anlamda önem taşıyor. Şimdi ortak operasyon Amerikan PKK'sına mı karşı yapılacak yoksa İran'a yakın duran PKK'yı da dahil edecek mi? Türkiye'nin PKK'ya karşı yaklaşımı onlar gibi değil. Türkiye en başından beri PKK'yı tamamen etkisizleştirme iradesini ortaya koyan bir ülke. Yani KCK yapılanmasının farkında Türkiye. Bu tehdidin nasıl bir tehdit olduğunu Türkiye görüyor ama İran farklı yaklaşıyor PKK'ya. Geçmişte güvensizliğin sebeplerinden bir tanesi de o" dedi. 

"AVRASYA EKSENİNİN GELİŞTİĞİ BİR FOTOĞRAFA DOĞRU EVRİLİYOR"

Ağar, Astana sürecinin Türkiye ile İran'ı birbirine yakınlaştırıp yakınlaştırmadığı sorusuna da "Astana süreci de, coğrafyada yaşanan türbülanslar ve jeopolitik akıntılar neden oldu aslında Türkiye, İran ve Rusya'nın birbirine yakınlaşmasına. İradelerle birlikte ortaya çıktı elbette ama bu iradelerin ortaya çıkmasına sebep koşullar vardı coğrafyada. Bu şunu ortaya koyuyor; Avrasya ekseninin, güven bunalımlarını atlatarak, güvenin geliştiği, işbirliğinin geliştiği bir fotoğrafa doğru evriliyor, oraya doğru gidiyor iş" yanıtını verdi.

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara