Dolar

34,8696

Euro

36,7884

Altın

3.047,46

Bist

10.119,19

PKK'nın 'münafık' dediği Demirtaş'tan HDP'lilere 'ajanlaştı' suçlaması

Cezaevinde bulunan HDP eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın 'aktif siyaseti bırakıyorum' mesajının ardından HDP'liler, Demirtaş ve PKK arasında karşılıklı suçlamalar yapıldığı ortaya çıktı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-06-02 12:27:27

PKK'nın 'münafık' dediği Demirtaş'tan HDP'lilere 'ajanlaştı' suçlaması

Seçim sonuçlarının ardından paylaştığı yazısında HDP'nin oylarının düştüğünü yazan Demirtaş'ın yazısını yorumlayan gazeteci Nedim Şener, HDP yönetimi, Demirtaş ve terör örgütü PKK arasındaki ilikilere dair dikkat çeken detaylar paylaştı.

Hürriyet yazarı Şener'in "Demirtaş'ın ‘Ajanlaştı' dediği binlerce HDP'li" başlıklı yazısı:

Bir gün önce artıgerçek.com isimli internet sitesine “HDP açısından TBMM seçimi: Neden böyle oldu?” diye makale yazan Demirtaş ertesi gün de uzun bir röportaj verdi. Her şeye değindi ama sadece PKK terör örgütüne karşı tek bir laf edemedi.

Ancak medyada Demirtaş çok önemli şeyler söylüyormuş gibi tartışmalar yapıldı.

Hatırlayacaksınız, seçim sürecinin en başında da hem partisi HDP'ye hem de asıl patronu olan PKK'lı terör örgütüne yönelik bazı çıkışları olmuştu. “Kürt açılımı, Türk açılımı” gibi boş laflar edip Kılıçdaroğlu ile “helalleşme” ve “açılım” oyunları oynamışlardı.

PKK terör örgütünün Mersin Mezitli'de gerçekleştirdiği bombalı saldırıyı kınaması sonrası HDP'nin sessizliğini eleştirince terör örgütü tarafından “münafık” ilan edildi.

PKK ‘MÜNAFIK' DEDİ

Örgüt ise ona, 1979 yılında yakalanan ve itirafçı olan, 1990'da da PKK tarafından infaz edilen İrfan Sönmez'in akıbetini örnek gösterdi. İrfan Sönmez, 1979 yılında yaptığı itiraflarla PKK yöneticilerinin isimlerini vermiş, örgütün kurucusu Öcalan bu nedenle Suriye'ye kaçmak zorunda kalmıştı.

PKK tarafından 3 Nisan 1990'da öldürülen itirafçı İrfan Sönmez'in örnek gösterildiği ve Alişar Piran kod adıyla yazılan yazıda, küçümsenip aşağılanan Selahattin Demirtaş örgüt tarafından “demokratik siyaset alanında verilen görevi üstlenen birisi” diye tanımlanarak şu ifade kullanılmıştı:

“Selahattin Demirtaş kuşkusuz bir devrimci değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Ancak devrimci mücadeleden etkilenen, mücadelenin yarattığı imkân ve değerler ortamında büyüyen ve yetişen, siyasi olarak da orta sınıf çizgisini temsil eden bir kişidir. Bu açıdan bu mücadelenin öyle veya böyle bir tarafında yer almış, demokratik siyaset alanında bazı görevler üstlenmiş biridir. Elbette Selahattin Demirtaş'tan devrimci bir tutum beklemek çok naif bir yaklaşım olur ancak içine girdiği tutum ve yaklaşımlara söyleyeceğimiz birkaç söz vardır.

... Selahattin Demirtaş'ın direniş cephesinde gedikler açmaya, zayıflatmaya çalışan tutum ve anlayışları en hafif tabiriyle münafıklıktır.”

HDP'NİN 87 YERDE OYU DÜŞTÜ

O gün bugündür Demirtaş, PKK'ya tek laf edemez hale geldi. O nedenle eleştirilerini daha çok HDP üzerinde yoğunlaştırdı. Yazısında HDP'ye yönelik eleştirilerinden bazıları şöyle:

“TBMM seçim sonuçlarını il il, seçim çevresi bazında inceledim. Partimizin oy oranları 87 seçim çevresinde de düşmüş durumda.

Seçim çalışmaları yarım yamalak ve dağınık oldu.

Partimiz, oylama gününe bir ay kala seçim çalışmasına yüklendi, o da yarım yamalak ve dağınık bir çalışma şeklinde olabildi ancak.

YÖRE DERNEĞİ KAMPANYASI

Genel durum böyleyken eğer 63 milyon seçmenin olduğu bir ülkede “Milletvekilliği seçiminde yüzde 15'i aşacağız, cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefet adayının yüzde 50'yi geçmesini sağlayacağız” diyorsanız seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız.

Bu vesileyle bazı konulara açıklık getirmekte yarar görüyorum. Son beş yıldır HDP Genel Merkezi'ne yazdığım mektuplarla, gönderdiğim mesajlarla ve makalelerimle bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum fakat her seferinde, sesim yankılanıp bana geri dönüyor.

Kimileri belki anlayamadı ama 1 Ocak 2023 tarihinde kısıtlı olanaklarımla seçim kampanyası başlatırken amacım, kitleleri de kurumları da alarm durumuna geçirmekti.

Öncesinde de bize önyargıyla bakan tüm toplumsal kesimlere ulaşabilmek için cezaevinden olağanüstü çaba sarf ettim. Yaklaşık beş bin kişiye mektup ve kart yazdım, binlerce tweet, yüzlerce makale ve röportaj ile HDP'ye kendi imkânlarımla alan açmaya çalıştım. Çünkü çok büyük bir boşluk vardı ve kimse de bu boşluğu doldurmayı denemiyor ya da denese bile başaramıyordu. Ancak bizim mahalleden bazı arkadaşlar bu çabaları anlamaya çalışmak yerine “kendini öne çıkarıyor” düşüncesiyle linç etmekle uğraştılar. Oysa varsa eksiklikler, yetmezlikler ancak eleştiriyle, öneriyle giderilebilir, vefasızca saldırmakla değil.”

UYUŞTURUCU, FUHUŞ, AJANLIK

Demirtaş'ın yazısında hem HDP yönetimi hem de HDP seçmeni olan gençlerle ilgili çok ilginç tanımlamalar var. Şöyle diyor:

“Her yerde işsizlik, yoksulluk halkı perişan ederken küçük çocuklara kadar uyuşturucu, fuhuş dayatıldı. Daha önce parti çalışmalarında kendini değerli, güçlü hisseden gençlik bir anda sahipsiz kaldı, tatmin aramaya başladı. Bu şekilde yozlaşan ve fuhuşun, uyuşturucunun, ajanlığın batağına saplanan binlerce gencimiz var.

Bunun yerini de ne devrimci tarz doldurabildi ne de reformcu tarz. Bu boşluğu dolduranlar lafta radikal, pratikte okey masasından kalkamayan düşkünler oldular. Slogan dışında hiçbir numarası olmayan tipler, siyasal ve sosyal ortamı domine edip nitelik ve nicelik kaybına yol açtılar. Kraldan daha çok kralcı davranarak ortamların hâkimi oluverdiler.
İşte bu tablo iyi çözümlenemezse düşüş sürer.”

Kimse merak etmese de ben ediyorum: Kimdir “okey masasından kalkmayan düşkünler gibi davranan partililer ve ayrıcı fuhuş, uyuşturucu batağına saplanan gençler”? Asıl önemlisi, kimdir “ajanlık batağına saplanan binlerce genç?”

HDP'liler hiç merak etmiyor mu?

Haber Ara