Milli Gazete Yazarı Abdülkadir Özkan, “Afganistan'da ciddi bir iç çatışma yaşanıyor. Böyle bir iç çatışmanın engellenmesini NATO ve ABD sağlayamamış iken bu sorumluğun tek başına Türkiye'ye devredilmesi ile gelecekte ülkemiz medyasında sık sık Afganistan haberleri ile karşılaşacağız demektir. Gelecek haberlerinde acı haberler olacağını düşünmek yanlış olmayacaktır” dedi.
Abdülkadir Özkan'ın bugün Milli gazetede konuyla ilgili yayımlanan makalesi şöyle:
Adı ister ABD, ister AB olsun, Haçlıların Türkiye'ye verdikleri sözlere ne kadar güvenilmeli? Ya da, onlara güvenerek yola çıkmak bizi yolda bırakır mı gibi soruları çoğaltmak mümkün. Ancak, hiç gündemde yokken Erdoğan-Biden görüşmesinin ardından Kabil Havaalanı'nı Türkiye'nin korumasının gündeme gelmesi birçok bilinmeyeni de ortaya saçtı. Bu gelişme öncelikli olarak yıllardan beri askerimizin Afganistan'da ve Kabil'de bulunduğu gerçeğini tartışmaya açtı. Afganistan'da askerimizin bulunduğunu biliyorduk ama Kabil Havaalanı'nın korunmasının bizde olduğu pek gündeme gelmemişti. Bu arada ABD'nin Afganistan'dan çekilmek istediği birkaç yıldır arada bir gündeme geliyordu ama bu çekilmenin arkasındaki sebebin Taliban'ın hızlı bir şekilde ülkedeki kontrolünü yaygınlaştırdığı, bu durumun ABD'yi endişeye sevk ettiği ve çekilme düşüncesinin gündeme gelmesinin arkasındaki esas sebebin bu olduğu gerçeği. Çünkü Afganistan'da Taliban karşısında Afgan askerlerinin de fazlaca direnemediği ve son günlerde 134 Afgan askerinin Afgan sınırını geçerek Tacikistan topraklarına sığındığı haberleri medyada yer alıyor. Bu arada yine medyaya yansıyan bir başka haberde, ABD'nin Afganistan'dan çekilme süreci devam ederken ABD basınına yansıyan bir istihbarat raporunda Taliban'ın ABD ve NATO askerleri çekilmesi ile 6 ay sonra Kabil'i ele geçirebileceği değerlendirmesi yer alıyor.
ABD'de medyaya yansıyan son raporların ABD istihbarat kurumlarının bu son derlendirmesinin öncekilere göre daha karamsar olduğu ifade ediliyor. Bu değerlendirmeler ne kadar gerçeği yansıtıyor bilinmez ama ABD istihbarat örgütlerinin verdiği bir rapor olduğuna göre yönetimlerini kandırma amacıyla hazırlanmış olamaz. Bu arada Afganistan'da gelecek hususunda kötümser bir beklenti söz konusu olmasaydı ABD'nin askerlerini çekme kararı alması söz konusu olmazdı sanıyorum. Ayrıca istihbarat raporları ABD yönetimi tarafından ciddiye alınmış olmasaydı, Kabil Havaalanı'nın korunması Türkiye'den istenmezdi. Görünen o ki, ABD bir yandan askerini çekerken Afganistan'a gidiş gelişleri engelleyecek bir gelişmeyi de önlemek için bu görevin Türkiye tarafından sürdürülmesi gündeme gelmiş görünüyor.
Medyaya yansıyan haberler eğer doğru ise Türkiye, Kabil'i Taliban'a karşı mı koruyacak? Böyle bir durumun neticesinin çok iyi değerlendirilmesi gerekmez mi? Çünkü medyada yer alan ve AA muhabirinin yerel kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Taliban 407 ilçeden 130'dan fazlasını, merkezleri dahil olmak üzere ele geçirmiş durumda. Afganistan topraklarının büyük bir bölümünde güvelik güçleri ile Taliban arasında mücadele sürüyor, 407 ilçenin 200 kadarında çatışmalar devam ediyor.
Lafı uzatmaya gerek yok. Afganistan'da ciddi bir iç çatışma yaşanıyor. Böyle bir iç çatışmanın engellenmesini NATO ve ABD sağlayamamış iken bu sorumluğun tek başına Türkiye'ye devredilmesi ile gelecekte ülkemiz medyasında sık sık Afganistan haberleri ile karşılaşacağız demektir. Gelecek haberlerinde acı haberler olacağını düşünmek yanlış olmayacaktır. Medyaya yansıyan haberlerin satır aralarında Afganistan'da Türkiye'nin liderliğinde görev almak isteyen farklı ülkelerin olduğu belirtilirken, ABD'nin tamamen çekilmesinin ardından hangi ülkelerin süreçte rol alacağının belirleneceği belirtiliyor.
Gelişmelerin geldiği bu noktada cevabının araştırılması ve bulunması gereken sorunun, ABD'nin aldığı kararın bir çekilmeyi mi öngördüğü yoksa bir kaçışın mı ifadesi olduğudur. Çünkü durduk yerde ABD çekilme kararı almış ise bunun sebebinin iyi tespit edilmesi gerekiyor. Kendini düşmekte olduğu bataklıktan kurtarmak için Afganistan'dan çekilirken aynı zamanda Afganistan'daki etkisini de tamamen kaybetmek istemiyor olabilir. Çünkü durduk yerde ABD dünyanın hiçbir köşesinde kendi konumunu bir başka ülkeye devretmemiştir.