Dolar

32,4980

Euro

34,7848

Altın

2.419,99

Bist

9.676,01

Onur Şener cinayeti; 'kimse içilen zıkkımı konuşmadı'

Türkiye istek şarkısını söylemediği için çıkan kavgada saldırıya uğrayan şarkıcı Onur Şener'in ölümünü konuşuyor... Her ne kadar işlenen cinayetin sebebi 'istek şarkısı' olarak gösterilse de tek sebebin bu olup olmadığı tartışılırken olayı cinayete sürükleyen 'içkinin rolü' tartışılmadı...

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-10-07 16:59:15

Onur Şener cinayeti; 'kimse içilen zıkkımı konuşmadı'

Murat Bardakçı, şarkıcı Onur Şener cinayetinin ilk olmadığına dikkat çektiği yazısında geçmişte yaşanmış benzer vakaları ve asıl sebeplerini yazdı...

Bardakçı'nın "Onur Şener'in katillerini lânetlemek yetmez, heriflerin cinayetten önce zıkkımlandıklarına da verip veriştirmek gerekir!" başlıklı yazısı;

Ankara'daki vahşet hakkında çok şey yazılıp söylendi, binbir çeşit yorum yapıldı, hattâ katillerden ikisinin devlet memuru olmalarından hareketle cinayeti siyasî boyuta taşıyanlar bile çıktı. Ama, çok önemli bir hususun üzerinde de pek durulmadı: Katillerin cinayeti ayık iken değil; kafaları dumanlı, hem de hayli dumanlı iken işlediklerinin, yani içkinin vahşetteki rolünün üzerinde...

"İÇKİNİN ROLÜ"

Magazin tarihimizde 19. asırdan, özellikle de Kantocu Peruz Hanım'ın şaşaalı günlerinden buyana işlenmiş bir hayli sahne cinayeti vardır. Bunların bir kısmı aşk yüzündendir, bazısının sebebi mafya hesaplaşmasıdır veya Bülent Ersoy'un 1989'da vurulup bir böbreğinden olması yahut Onur Şener'in katledilmesi hadiselerindeki gibi istenen şarkının okunmamasından çıkmışlardır ama ekserisinin gerisinde mutlaka içki, uyuşturucu, vesaire bulunur; yani insan gibi içmeyi beceremeyenler insanlıktan çıkıp can almışlardır.

SAHNEDE YAŞANAN İKİ CİNAYET

Sahnede yaşanan ve işlendikleri zaman hayli ses getiren iki önemli cinayeti hatırlatayım:

1979 Mart'ında o günlerin genç şöhretlerinden Esengül, Şişli'deki gece klüplerinden Semiramis'te sahneye çıkıyordu. 31 Mart gecesi adamlarıyla beraber gazinoya gelen ve “Oflu İsmail” diye bilinen zamanın mafya babalarından İsmail Hacısüleymanoğlu “Aldırma Gönül” şarkısını isteyince kavga çıktı, itişip kakışmalar silâhlı çatışmaya döndü ve Semiramis'in sahibi Akbulut Karaoğlu ile şef garson Hasan Yolal, Oflu İsmail'in kurşunları ile orada can verdiler.

Tanıklar, katilin önünde kokain bulunduğunu söyleyecekler, Esengül de cinayetten 17 gün sonra bir trafik kazasında hayatından olacaktı...

Bir başka şarkı cinayeti 1983 Şubat'ında yaşandı ve cinayete Stardust Gazinosu'nda sahneye çıkan Gönül Yazar'ın bestesi Sadettin Kaynak'a ait “Yasemen” şarkısı yüzünden okuması sebep oldu...

Aynı şarkıyı sık sık Muazzez Abacı icra eder ve “Yasemen” dendiğinde Abacı hatıra gelirdi. O gece müşterilerin arasında Muazzez Abacı ile iki defa evlenen Hasan Heybetli'nin kardeşi Abbas Heybetli de vardı. Gönül Yazar “Benim olsan seni bir gün gibi koklar sararım” diye şarkıya girdiği anda Abbas Heybetli “Bu şarkı yengeme aittir, okuyamazsın” deyip Gönül Yazar'a müdahale edince kavga çıktı ve Abbas Heybetli iki kurşunla gazinonun sahibi Turgut Akyüz'ün canını aldı!

Üç kişinin hayatına mâlolan bu cinayetler alkolün ve hattâ uyuşturucunun etkisi altında işlenmişti!

“İÇKİ, LÂİKLİĞİN SİGORTASIDIR” MAVALI

Onur Şener'in katlinin ardından da çok şey söylendi, hâlâ da söyleniyor ama içkinin cinayetteki rolünü tartışmak nedense hatırlara gelmiyor!

Hadisenin ayrıntıları, vahşetin gerisinde aşırı alkolün bulunduğunu apaçık gösteriyor: Katiller önce bir başka yerde oturup hayli içmişler ama içtikleri kâfi gelmemiş olacak ki Casetta isimli mekâna gidip zıkkımlanmaya orada devam etmiş; ekmek parasını ve evinin nafakasını gecenin geç saatlerine kadar böylelerine hoşca vakit geçirterek çıkartmaya mecbur olan Onur Şener'i katletmişler!

“İçki bütün kötülüklerin anasıdır” hadîsindeki kerameti şimdi bilmem daha iyi idrak edebiliyor musunuz?

Âdâbıyla içmeyi ve kaçıncı kadehte durulması gerektiğini millet olarak maalesef bilmeyiz, bir türlü öğrenemedik, öğrenmeye de hiç niyetli değiliz! Üstelik meselenin beter bir tarafı daha var: Alkolü entellektüelliğin mutlak şartı gören; daha da vahimi, alkol ile rejim arasında bağlantı kurup “Alkol olmazsa sistem elden gider, lâiklik çöker, şeriat gelir” diye düşünen ve bu zırvaya hakikaten inanan bir kesim mevcut!

İçkinin kültürü falan yoktur, sadece edebi vardır; bu edebin temeli de durmayı bilmek, yani insan gibi içmek, birkaç kadehten sonra etrafı rahatsız etmemek ve hele başkalarına zarar verecek hâle gelmemektir!

Önceki benzer hadiselerde olduğu gibi Onur Şener'in katilleri de mahkemede büyük ihtimalle “Serhoştuk hakim bey, ne yaptığımızı hatırlamıyoruz” gibisinden bahaneler geveleyeceklerdir...

Kanunlarda caydırıcı bir değişiklik yapılıp serhoşluk cezayı ciddî oranda arttırıcı bir unsur hâline getirilmediği takdirde, gelecekte Onur Şener gibi daha bir hayli masumun hayatından olacağı kesindir!

Kaynak: Habertürk

Haber Ara