Türkiye Araştırmaları Vakfı (TAV) Araştırmacısı Fatih Muslu, İsrail'in, Suriye'deki yeni dönemde etnik ve dini azınlıkları kullanarak istikrarı engellemeyi hedeflediğini belirtti. Muslu'ya göre, Esed rejiminin 2024'te çökmesiyle doğan siyasi boşluk, İsrail'in agresif politikalarına zemin oluşturdu. Tel Aviv, Dürziler başta olmak üzere azınlık grupları kışkırtarak Şam yönetimini zayıflatmaya çalışıyor.
TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ PLANLARI ALTÜST ETTİ
Uzmanlar, Ankara'nın Dürzi toplumuna verdiği desteğin, İsrail'in bölgede bir 'hamilik' statüsü kurma çabasını çürüttüğünü ifade etti. Türkiye'nin sahadaki etkin rolü, Tel Aviv'in stratejisini başarısızlığa uğratabilecek en güçlü dış etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
NETANYAHU YENİ YÖNETİME KARŞI ÇIKIYOR
Ahmed Şara yönetiminin istikrarı sağlama ve merkezi gücü tahkim etme çabalarına karşı olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türkiye desteğiyle güçlenen yeni Şam yönetiminin meşruiyet kazanmasından rahatsız. İsrail, bu süreçte yüzlerce hava saldırısı düzenleyerek ve Golan'daki varlığını genişleterek yeni yönetimi sabote etmeye çalıştı.
İSRAİL AZINLIK POLİTİKALARINA SARILDI
İsrail'in yeni stratejisinin merkezinde, Suriye'deki azınlıkların politik süreçlerde çatışma unsuru haline getirilmesi yer alıyor. Özellikle Şam yakınlarındaki Ceramana ve güneydeki Süveyda'daki Dürzi nüfusu, bu oyunun merkezinde bulunuyor. Tel Aviv, bu bölgelerde dini etkiyle politik bir müdahale zemini oluşturmaya çalışıyor.
DÜRZİLER ÜZERİNDEN KURULAN DENKLEM KIRILIYOR
Suriye'deki Dürziler, dini yapıları gereği Şeyhü'l Akl olarak bilinen ruhani liderlik makamına bağlı. Ancak bu liderliğin parçalı olması, İsrail'in nüfuz alanı yaratmasına olanak tanıdı. Hikmet el-Hicri, Hammud Hannavi ve Şeyh Cerebua bu liderliği paylaşırken, El-Hicri'nin İsrail'e yakın olduğu biliniyor. Diğer iki isim ise yeni Şam yönetiminin yanında yer aldıklarını açıkladı.
SİYASİ LİDERLİK BELİRLEYİCİ OLACAK
Uzmanlar, Dürzilerde siyasi bir liderliğin doğmasının, İsrail'in bölgedeki oyununu bozacağını vurguladı. Laith Al-Balaous gibi isimlerin öne çıktığına dikkat çeken uzmanlar, Şam yönetiminin azınlıklara kapsayıcı politikalar uygulamasının zorunlu olduğunu belirtti. Bu durum, İsrail'in Suriye'ye dönük müdahalelerini sınırlayabilir.
TRUMP'IN DURUŞU VE TÜRKİYE'NİN ROLÜ BELİRLEYİCİ
ABD eski Başkanı Donald Trump'ın 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği Körfez turu da süreci etkileyebilir. Trump'ın “makul ol” çağrısı, Netanyahu hükümeti üzerinde baskı kurabilecek adımlarla desteklenmediği sürece etkisiz kalabilir. Öte yandan, Türkiye'nin bölgedeki aktif varlığı ve azınlıklara sunduğu destek, Tel Aviv'in ajandasını boşa çıkaran en güçlü faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.