Enin Ardıç'ın bugün sabah gazetesinde yayımlanan, "Masaya tekme atmışlardı" başıklı makalesi şöyle:
Dillerinden "barış ve demokrasi" kelimelerini hiç eksik etmiyorlar. CHP belediyelerinin ota bota "Demokrasi Parkı" gibi isimler vermesi misali... Bu bir aldatmacadır. İstedikleri barış ve demokrasi değildir. Ya da şöyle...
Dillerinden "barış ve demokrasi" kelimelerini hiç eksik etmiyorlar.
CHP belediyelerinin ota bota "Demokrasi Parkı" gibi isimler vermesi misali...
Bu bir aldatmacadır.
İstedikleri barış ve demokrasi değildir.
Ya da şöyle söyleyelim:
Barıştan anladıkları, Türk ordusunun silahını susturması.
Demokrasiden anladıkları da, bir Kürt devleti kurulmasına izin verilmesi.
Onlarla aynı telden çalan Amerikancı Türk aydınları da aynı fikirdeler.
Örneğin, bazı Bilgi Üniversitesi mollaları, Kürt devleti kurulmadan huzura eremeyecekler.
Bazıları düpedüz ajandır, bazıları onların dümen suyunda giden ve neyin ne olduğunu göremeyen ahmaklar.
***
Oysa barışın ucu görünmüştü...
Oslo'da Türk devletiyle PKK arasında üst düzeyde gizli görüşmeler sürüyordu.
Elbette. Barış görüşmesi dostla değil düşmanla yapılır.
Bir anlaşmaya varılabilseydi, arkadan yeni ve demokratik bir anayasa da gelecekti.
"Federasyon benzeri bir yapı" bekleyen aydınlar da vardı.
Devlet Kürtçe televizyon bile kurmuştu...
Onlar ne yaptılar? Bu televizyonda alt tarafı Kürtçe magazin programı yapan kızcağızı bile ölümle tehdit ettiler.
Eyvah! Barış rüzgârları esiyordu, Kürt meselesi çözüme doğru gidiyordu!
Amerika telaşlandı, İsrail bozuldu, Fetö görüşmeleri açık etti.
PKK da masaya tekme attı ve terk etti.
Çünkü dertleri barış değildir.
Dertleri ille de bağımsızlıktır.
"Solculuk" bunun kılıfıdır. Türk solunu bu maskeyle daha kolay kekliyorlar.
Sonra savaş yeniden hızlandı ve şimdi PKK çamura saplanınca işbirlikçileri bu sefer sanal sitelerde gene yaygara ediyorlar.
Bu, artık hiç de gizli olmayan bir gizli gündemdi.
Kimse kimseyi kandırmasın. Allameler "Ama adamlar kurtuluş savaşı veriyorlar kardeşim"diyerek PKK'yı destekliyorlar.
***
Kılıçdaroğlu iktidara gelirse PKK rahat edecek, onun Ankara bürosu gibi çalışan HDP de kurtulacaktır.
Babasının hayrına CHP'yi desteklemiyor.
Ordumuz Kuzey Irak ve Suriye'den çekilecektir.
Kaybettikleri mevzileri yeniden kazanacaklar.
Ve yeniden, birtakım Kürt belediye başkanlarının "özyönetim" adını verdikleri "yerel bağımsızlık" denemeleri başlayacak...Sonra da birleşmek üzere...
Terzi Fikri, Fatsa'yı bağımsızlaştırmada ne kadar başarılı olduysa, bunlar da o kadar.