Mehmet Barlas'ın bugün Sabah gazetesindeki köşesinde yayımlanan, "Eski Avrupa, Yeni Avrupa" başlıklı makalesi şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika ülkelerine gösterdiği ilgi, yüzlerce yılın sömürge hikâyelerini iyice açığa çıkarıyor.
Eğer hayatınızda bir kere Küba'ya gittiyseniz çok lüks konaklar görürsünüz. Oysa Küba halkı yoksuldur.
Meğer bunlar, Afrika'dan Amerika'ya esir getiren insan tüccarlarının konaklarıymış.
Bunun gibi Avrupa ülkelerine baktığımız zaman bugün kendilerini çok uygar bir ülke olarak gösterenlerin geçmişte ne kadar ilkel tutumlara sahip olduklarını görürsünüz.
Örneğin, 1900'lü yıllarda bir Belçika sömürgesi olan Kongo'da halk isyan etmesin diye 18 yaşını geçenlerin sol kolu kesilirdi.
Brüksel'de yapılan sergide de hayvanlar ile insanlar aynı kafeste teşhir edildiler.
SÖMÜRGECİ FRANSA
Bugün kendini çok uygar bir ülke olarak sunan Fransa, Afrika'daki sömürüsünü Türkiye engelleyecek diye bize düşman.
Libya ile dostluğumuz "Teneke Napolyon" Macron'u deli ediyor.
Ancak bilelim ki dün dündür bugün bugündür.
Dünyada sömürülen en önemli ülke Çin'dir.
Çin yüzlerce yıl Avrupalılar tarafından sömürülmüştür.
Ayrıca Hong Kong gibi ticaret merkezleri de Çin'den kopartılmıştır.
Bugüne gelirsek, Amerika Birleşik Devletleri'nin Çin'le bir savaş olur diye ödünün patladığını görüyorsunuz.
Yani eski sömürge Çin, bugün süper bir devlettir. Hem ekonomide hem de askeriyede Çin'in üzerinde bir devlet yoktur.
TÜRKİYE ONLARA ENGEL
Biz Osmanlı İmparatorluğu olarak Batı'nın sömürge yöntemlerini çok iyi biliriz.
İmzaladıkları anlaşmalarla Türkiye'ye vergi vermeden yatırım yapmışlar, ürünleri de kendi ülkelerine göndermişlerdir.
Bu arada uyuşturucu yetiştiriciliğini de teşvik etmişlerdir.
1923'te Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet, bunları geride bıraktı.
Şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olayı daha da ileriye götürüyor ve Afrika'nın yeni ortağı olarak eski sömürgecilere karşı duvarlar örüyor.
"Dünya beşten büyüktür" sözünün tam anlamı bugün Afrika'da ortaya çıkıyor.
