Dolar

34,8663

Euro

36,6684

Altın

3.029,32

Bist

10.070,45

Kılıçarslan: 'Hemen ve şimdi: İslam ordusu'

İsrail'in işgal ve soykırım saldırılarına tepkiler tüm dünyada sürüyor. Bir yandan da İsrail sorununa dair ileri sürülen çeşitli teklif ve görüşler tartışılıyor. İsrail ordusundan Gazze'nin yok edileceği yönünde açıklamalar yapılırken kafalar 'İsrail nasıl durdurulabilir?' sorusuyla meşgul...

1 Yıl Önce Güncellendi

2023-10-21 10:03:07

Kılıçarslan: 'Hemen ve şimdi: İslam ordusu'

İsrail'e askeri müdahale yapılması gerektiğine dair görüşlerini yazan Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, "İslam ordusu kurulmalı" dedi.

"İSRAİL'İ İSLAM ORDUSU DURDURABİLİR"

Kılıçarslan'ın bugünkü yazısından önemli bir bölüm:

Elimizdeki yalın gerçek şu: İsrail durmak, dahası durdurulmak zorunda ve bu terör organizasyonu güçten, tüfekten, mermiden başka hiçbir dilden anlamıyor.

İslâm ülkelerinin “bari 1967 sınırlarına dönelim” tekliflerine büyük bir küstahlıkla “hayır” diyen İsrail, nihai hedefi olan “Arz-ı Mev'ûd”u kullanabileceği bütün şiddet enstrümanlarıyla hayata geçirmek dışında bir hedef tanımıyor.

Doğrusu bu ya, bugün Filistin'i yok etmek isteyen İsrail, Filistin'i yok etmeyi başarırsa bununla yetinmeyecek. Lübnan'ı, Suriye'yi, Irak ve Türkiye'nin bir kısmını içine alan o “gerizekalı haritayı” hayata geçirmek için elinden gelen her şeyi yapacak.

Açık konuşalım: İsrail durdurulacaksa bunun yegâne yöntemi bir “İslâm Ordusu”nun kurulması ve İsrail'in hemen yanı başında, İsrail'in zulmüne engel olacak şekilde konuşlandırılmasıdır.

Dün görmüşsünüzdür, gazetemiz Yeni Şafak “Filistin'i koruyacak güç kurulsun” manşeti ile çıktı okurunun karşısına. “Koruyacak güç” önerisinin adını koyuyorum ben de: “İslâm Ordusu.”

Dünyadaki 2 milyar insanı temsil edecek bir “İslâm Ordusu”nu, üstelik amacı İsrail'i ya da bir başka ülkeyi yok etmek yerine sadece “mazlumları korumak” olan bir İslâm Ordusu'nu “yok etmek” kolay olmayacaktır, hem de hiç kolay olmayacaktır.

"ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKMAZ"

Mısır'ın, Pakistan'ın, Fas'ın, Tunus'un, Malezya'nın, Körfez Araplarının ve hatta İran'ın “asker” verdiği bu ordunun bir “barış gücü” olarak konumlandırılıp konuşlandırılması, emin olun buna, hemeninde “fiziki olarak üçüncü dünya savaşının çıkması” ile sonuçlanmaz, sonuçlanamaz.

Birkaç nedeni var bunun. İlki ve bence en önemlisi İslâm dünyasının artık “fiziki emperyalizmin sonuçlandığı yıllardaki zayıflıkta” olmaması. Kimse, 2 milyar insanı temsil eden bir orduyla çıkarılacak savaşın bugünden yarına biteceğini düşünmez. İslâm ülkelerinin elinin armut toplamayacağını bilir. Dahası Batı'nın “işgalci değil korumacı” bir güçle savaşmanın ekonomik sonuçlarını da göze alabileceğini pek zannetmiyorum.

İSLAM ORDUSU KURULABİLİR Mİ?

Soru şu değil mi: İslâm ülkeleri böyle bir ordu kurmaya cesaret edebilir mi?

Bence bu sorunun cevabı şu: Korku barajını aşmaya niyeti olan Müslümanların sayısı sinik Müslümanlardan az mı çok mu? Korku barajını aşabilecek Müslüman sayısı daha fazla ise, evet, kurulur, kurulabilir.

İslâm ülkeleri cesaretlerini toplarlarsa başta Filistin olmak üzere dünyadaki tüm mazlum ve mağdur Müslümanlar için ağlayıp gözyaşı dökmekten yani buğzetmekten fazlasını yapabilecek tarihi bir şansımız olabilir. Bugün Suriye'de, Doğu Türkistan'da, Keşmir'de, Irak'ta mazlumun beklediği şey “intikam” değil, “adalet”tir. Bu ordu, bu adaletin tecelli etmesini sağlar, sağlayabilir.

Üstelik bu olacaksa “hemen ve şimdi” olması gerekir.

İmkânsız mı? Bence değil.

Elzem mi? Kesinlikle.

O zaman dua niyetine: “Bismillahirrahmanirrahim”

SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara