Milliyet yazarı Zafer Şahin, dünkü yazısında "KKTC'de Bakanlar Kurulu kararıyla son 23 yılda 35 bin mülk satışına izin verilmiş. Bunların sadece 6-7 bini tapuya gitmiş. Son 5 yılda 14 bin 607 kişiye mülk alım izni verilmiş. Bunlardan tapuya gidenlerin sayısı 5 bin 375!" şeklinde rakam belirten verileri paylaşmıştı.
Şahin ayrıca KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, yabancıların mülk alımına kısıtlama getirecek iki yasa tasarısı hazırladıklarını açıkladığını aktarmıştı.
KİME SATILDI, HANGİ ŞİRKET ADIYLA ALINDI?
KKTC'nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın danışmanı, gazeteci yazar Sabahattin İsmail'in sosyal medyadan paylaştığı bilgiler gündemde...
KKTC, son 20 yıldır, sessizce işgal ediliyor.
On binlerce dönüm arazi başta İsrailliler olmak üzere yabancılar tarafından astronomik fiyatlar ödenerek satın alındı.
Karpaz Belediye Başkanı bölge topraklarının yüzde 80'inin satıldığını söylüyor. Kalavaç muhtarı köylerindeki Türk tapulu mülkleri satın almak isteyenlerin astronomik fiyatlar önerdiğini yazıyor.
Karpaz Gate Marina sahiplerinin marina civarında bin dönümden fazla araziyi satın aldığı belirtiliyor. Birçoğu KKTC vatandaşı da yapılan İsrail vatandaşı Yahudiler ve diğer yabancılar, bazı avukatlarla kurdukları şirketler vasıtasıyla yaptıkları alımları tapu dairesine bildirmiyor. İçişleri Bakanı satılan 35 bin mülkün ancak 6-7 bininin tapuya kaydolduğunu itiraf ediyor. Çünkü yasaların öngördüğü 1 dönümün çok üzerinde toprak ve 1 konutun çok üzerinde (30-40 konut alan var) konut alınıyor.
Hükümet bunu denetleyemiyor, ne kadar toprak satıldığını ve kimlerin aldığını bilmiyor.
Toprak alan şirketlerin isimleri, İsrailli sahiplerinin ve ortakları olan avukatların kimlikleri özellikle gizleniyor.
Bugün bu gizliliği kırıyoruz.
Güvendiğim bir kaynağım yüzlerce şirketin bir kısmının isimlerini, İsraillilerin ve ortakları olan avukatların kimliklerini bana ulaştırdı.
Aşağıdaki birinci belgelerde şirketlerin isimleri ve karşılarında İsrail ve İngiliz vatandaşı hissedarları ile hissedar/direktör olan Türk avukatların adları var.
Bu şirketlerin sahiplerinin bir kısmı İngiltere, Rusya, Ukrayna, İran, Almanya vatandaşı. (Büyük ihtimalle Yahudi kökenli)
Geri kalanı ise İsrail vatandaşı Yahudiler… Bunların avukat ortakları ise Akan Gürkan ve Selçuk Gürkan.
Şirketlerin önemli kısmında, Gaziveren Esentepe, Tatlısu, Kaplıca, Küçük Erenköy, Yenierenköy bölgelerinde onlarca dev site yapan Evergreen adlı şirketin sahibi İsrail vatandaşı Afik gurup sahibi Simon Aykut, Amicam Mahroom ve Yual Michaeley hissedar görünüyor.
Amour Kancepolsky, Eyal, Yacob, Raphael, Nadav Fridman, İtamer Ünsal ve Joshua Bekir Bora ise şirketlerde hissedar görünen diğer Yahudiler. Bunların bir kısmı aynı zamanda TC vatandaşı. Bazılarına ise KKTC vatandaşlığı verildi.
İktidardaki Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri, Gazimağusa Milletvekili Avukat Oğuzhan Hasipoğlu'nun ise 17 şirketin hissedarı ve 18 şirketin de direktörü olduğu görülüyor. Hasipoğlu'nun milletvekili olduktan sonra bu şirketlerden ayrılıp ayrılmadığı ise bilinmiyor.
Gaziveren, Esentepe, Tatlısu, Kaplıca, Küçük Erenköy bölgelerinde dev inşaatlar yapan Evergreen adlı şirketin sahibi olan İsrail vatandaşı Amikam Marhoom ve Yual Michaely'in aynı zamanda başka 4 şirketin de sahipleri olduğu ve bu şirketlerde avukat Akan Gürkan, Göksel Gürçınar ve avukat Mustafa Şener'in hissedar oldukları belgelerde görülüyor.
Belgelerde Yahudilerin kurduğu şirket sahiplerinin isimleri ve Türk avukat ortakları görülebilir.
Belgelerde şirket hissedar veya direktör olarak isimleri geçen kişilerin vatandaşlık durumları da ayrıca gösterildi.
Görüldüğü gibi ezici çoğunluğu İsrail vatandaşı. Diğer ülke vatandaşı olarak görünenlerin çoğu da aslında Rus, İngiliz, İran, Ukrayna, Türkiye Yahudisi. KKTC vatandaşlığı verilenler de var.
Bunlar yüzlerce şirketin ve ismin sadece bana ulaştırılan küçük bir kısmı. Meclisin bunların tümünü araştıracak bir Araştırma Komitesi kurması ve ilgili kurumların, şirketler mukayitliğinde inceleme yaparak yabancı ortaklı tüm şirketleri ve hissedarlarını ortaya çıkarması şart.
Başbakan Ünal Üstel ve Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer “Endişe edecek bir şey yok” diyorlar.
Şimdi, buz dağının sadece küçük bir parçasını teşkil eden bu listeleri gördükten sonra “endişe edecek çok ciddi bir durumla” karşı karşıya olduğumuzu anladıklarını umarım.
