Kılıç'ın bu sözleri, dinî değerlere ve İslam tarihine aykırı bulundu. Bazı eleştirmenler, onun İslamî öğretileri göz ardı ederek seküler bir ideolojiyi yücelttiğini savundu. Özellikle, Kılıç'ın daha önceki açıklamalarında Sünni İslam fıkhını eleştirmesi ve şeriat hükümlerine karşı mesafeli duruşu, bu eleştirileri daha da artırdı.
Cemil Kılıç'ın bu tür açıklamaları, dinî değerlerle seküler ideolojiler arasındaki dengeyi sorgulayan bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. İslamî çevreler, dinî değerlerin korunması gerektiğini vurgularken, Kılıç'ın açıklamalarının bu değerlere zarar verdiğini ifade ediyor.
Bu gelişmeler, Türkiye'de din ve devlet ilişkileri konusundaki hassas dengelerin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi. Cemil Kılıç'ın açıklamaları, bu dengeyi sarsan bir unsur olarak değerlendirildi.