Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda organize bir şekilde katledilmesinin üzerinden 100 gün geçti.
Orta Doğu'nun en etkin gazetecilerinden Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor.
Cinayetin üzerinden geçen 100 günde Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıkarken, cesedinin nerede olduğu konusu ise hala netlik kazanmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, eski Suudi İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın eski danışmanı Suud el-Kahtani hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan tasarı, ABD Senatosu'nda kabul edildi.
Olaya karışanların Türkiye'de yargılanmasına yönelik taleplere olumsuz yanıt veren Suudi Arabistan'da, Kaşıkçı cinayetiyle ilgileri olduğu gerekçesiyle 5'i idam talepli 11 kişi hakkında dava açıldı ve bu kişilerin yargılanmalarına başlandı.
Cinayete giden süreç
AA muhabirinin, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ilk günden itibaren yaşananlara ilişkin hazırladığı kronolojik derleme şöyle:
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, ilk olarak 28 Eylül Cuma günü saat 11.50'de evlilik işlemleri için konsolosluk binasına gitti. Burada Kaşıkçı'ya 2 Ekim'de randevu verilerek cinayet planı devreye sokuldu.
İstanbul'a 1 Ekim'de saat 16.30'da, tarifeli seferle gelen 3 kişilik bir ekip, otele yerleştikten sonra başkonsolosluğa gitti. Bu sırada başkonsolosluktan bir başka ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yaptı.
Saat 01.45'te 3 kişilik ikinci ekip tarifeli seferle İstanbul'a gelip otele yerleşti. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik üçüncü ekip ise özel bir uçakla havalimanına inip bir başka otele hareket etti.
Toplam 15 kişiden oluşan ekip, sabah 09.50 ile 11.00 arasında ayrı ayrı gelip başkonsoloslukta buluştu. Önce başkonsolosluğun kamera sistemindeki hard disk söküldü, saat 11.50'de de Cemal Kaşıkçı telefonla aranıp o günkü randevusu teyit edildi.
Aynı gün erken saatlerde Londra'dan İstanbul'a dönen Kaşıkçı'dan, saat 13.08'de konsolosluk binasına yaya olarak girdikten sonra bir daha haber alınamadı.
Kaşıkçı'nın buradan çıkmaması üzerine kendisini bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay ve gazeteci Turan Kışlakçı'yı aradı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'nda alıkonulduğuna dair iddiayla ilgili soruşturma başlattı.
Farklı uçaklarla Türkiye'ye gelen ve aralarında güvenlikçi, istihbaratçı ve adli tıpçının bulunduğu 15 kişilik Suudi heyet, iki ayrı uçakla akşam saatlerinde Türkiye'den ayrıldı.
3 Ekim
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, "Bizdeki bilgilere göre şu an itibarıyla bu Suud vatandaşı olan kişi, hala Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda." bilgisini paylaştı.
4 Ekim
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu, Kaşıkçı'nın binadan çıktıktan sonra kaybolduğunu ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için Türk yetkililerle temasta olduklarını bildirdi.
6 Ekim
Emniyet yetkilileri, başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul'a gelen aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğunu ve bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndüklerinin belirlendiğini açıkladı.
7 Ekim
Kaşıkçı'nın akıbetine ilişkin öldürüldüğü yönünde farklı iddiaların gündeme gelmesi üzerine Başkonsolosluğun resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, söz konusu iddialar reddedildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili, "Cumhurbaşkanı olarak takibindeyim, kovalıyorum, buradan çıkacak sonuç neyse onu da dünyaya bizler bildireceğiz." dedi.
8 Ekim
BM, AB, Almanya, İngiltere ve Fransa, Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin suçlamaların son derece ciddi olduğunu ve endişe duyduklarını belirtti.
9 Ekim
ABD Başkanı Donald Trump, Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında, "Bu konuda endişeliyim. Bu konuda bazı oldukça kötü haberler var. Bu, hoşuma gitmiyor." ifadesini kullandı.
Trump, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili Suudi yetkililerle görüşeceğini açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, soruşturma çerçevesinde konsolosluk binasında inceleme yapılacağını açıkladı.
Türk diplomatik kaynaklar da Suudi Arabistan'ın, Türk uzman ve yetkilileri İstanbul Başkonsolosluğu'nu ziyaret etmeleri için davet ettiği bilgisini paylaştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konsoloslukta inceleme yapılacağının belirtilmesinin ardından binada adli işlemleri yürütmek üzere bir başsavcıvekili ve bir cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
10 Ekim
ABD istihbaratının yaptığı bir dinlemede, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı'nın bazı vaatlerle Suudi Arabistan'a dönmesinin sağlanması, daha sonra da tutuklanmasını emrettiği ileri sürüldü.
11 Ekim
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı olayıyla ilgili Başsavcılığın yoğun ve kapsamlı bir soruşturma başlattığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki iş birliği çerçevesinde ve Suudi Arabistan'ın teklifi üzerine olayın aydınlatılması için ortak çalışma grubu kurulmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
Trump, kayıp gazeteci Kaşıkçı bulunana kadar "Suudi Arabistan'a askeri yardımların kesilmesi" çağrılarına, "Böyle bir adım bizi yaralar." ifadeleriyle karşılık verdi.
12 Ekim
Washington Post'ta yayımlanan "Türkler, ABD'li yetkililere, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sonucunu destekleyen ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduklarını söyledi." başlıklı haberde, Türk hükümetinin, Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürüldüğünü kanıtlayan kayıtlara sahip olduğunu Amerikan tarafına ilettiği öne sürüldü.
ABD'li basın kuruluşu CNN de Türkiye'nin, Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü destekleyen "şok edici" ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduğunu iddia etti.
Suudi Arabistan'dan bir heyet, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturma kapsamında Türkiye'ye geldi.
ABD, Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prens Halit bin Salman bin Abdulaziz'den, kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbetine ilişkin bilgi istedi.
ABD ve İngiltere'nin önde gelen medya kuruluşları ve bazı önemli firmaları, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın himayesinde düzenlenmesi planlanan Geleceğe Yatırım Girişimi (Future Investment Initiative) adlı konferanstan sponsorluğunu "Cemal Kaşıkçı" olayı nedeniyle çekme kararı aldı.
13 Ekim
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kaşıkçı olayının aydınlatılmasını isteyerek, ''Gerçeğin ortaya çıkması, tam olarak ne olduğunun ve kimin sorumluluğu bulunduğunun netleştirilmesi gerek." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ilgili Başsavcılığın ve uzmanların Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na girmesi konusunda, Suudi Arabistan'ın iş birliği yapması gerektiğini belirterek, "Soruşturmanın selameti ve her şeyin ortaya çıkması için bu konuda henüz bir iş birliği görmedik, bunu da görmek istiyoruz." diye konuştu.
Trump, Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile görüştü.
Trump, Kaşıkçı'nın Suudi yetkililerce öldürüldüğüne yönelik iddialara ilişkin, "Eğer durum böyleyse bu bizi çok kızdırır. Yakın bir gelecekte elimizde bir yanıt olacaktır." ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bu şahsın belli bir mekana girdiği ve o mekandan çıkmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bunun açığa kavuşturulması gerekir." dedi.
14 Ekim
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, New York Times'a yazdığı makalede, "Cemal'i kaybettiysek sadece kınamak yetmez. Onu bizden alan insanlar, siyasi konumlarına bakılmaksızın sorumlu tutulmalı ve hukuki çerçevede cezalandırılmalıdır." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz telefonda görüşerek, olayın soruşturulması çerçevesinde ortak çalışma grubu oluşturulmasının önemini vurguladı.
İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, olayın aydınlatılması çağrısında bulundu.
15 Ekim
Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili oluşturulan ortak çalışma grubunda yer alan Suudi ve Türk yetkililer, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bir araya geldi.
Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından ortak çalışma grubunda yer alan Suudi yetkililer konsolosluk binasına girdi. Türk yetkililerin de binaya girmesinin ardından başkonsoloslukta inceleme başladı.
Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile Kaşıkçı olayını görüştü ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yu Kral Selman ile görüşmesi için acilen bu ülkeye göndereceğini belirtti.
Amerikan CNN televizyonu, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili, "elçilikte sorgulama sırasında öldüğünü kabul edecekleri yönünde bir rapor hazırlandığını" iddia etti.
16 Ekim
Ortak çalışma grubunda yer alan uzman ekipler, başkonsolosun olduğu iddia edilen odada çalışmalarına sabah saatlerine kadar devam etti. Başkonsolosluğa inceleme yapmak için giren Türk ve Suudi yetkililer, 9 saat sonra olay yerinden ayrıldı.
Kaşıkçı'nın ailesi, öldürüldüğüne ilişkin iddiaların araştırılması için bağımsız ve tarafsız bir uluslararası komisyonun kurulması çağrısı yaptı.
BM, Kaşıkçı olayının aydınlatılması için Suudi Arabistan Başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile bir araya geldi.
Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutunda inceleme yapılacağını bildirdi.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi, saat 17.00'deki tarifeli uçakla Türkiye'den ayrıldı.
Trump, Pompeo'nun Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile görüşmesinin ardından Kaşıkçı olayına ilişkin Twitter hesabından açıklama yaptı. ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın kendisine İstanbul'daki konsolosluk binasında ne olduğuna dair bilgisi olmadığını söylediğini aktardı.
17 Ekim
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kaşıkçı olayını görüşmek için Riyad ziyaretinin ardından Türkiye'ye geldi. Pompeo, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabulünün ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü.
Amerikan Washington Post gazetesi yazarı ve üst düzey yöneticisi (CEO) Fred Ryan, Suudi Arabistan yönetiminin Cemal Kaşıkçı'nın ailesine "tam ve dürüst bir açıklama" yapmak zorunda olduğunu bildirdi.
New York Times gazetesi, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi için Türkiye'ye geldiği belirtilen kişilerden 5'inin kimliğinin tespit edildiğini iddia etti. Gazetenin iddiasına göre, şüphelilerden biri Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yolculuklarında eşlik eden bir diplomat, bir diğeri ise adli tıp uzmanı. New York Times, diğer üç şüphelinin de Suudi Arabistan güvenlik yetkilileri olduğunu ileri sürdü.
Türkiye ve Suudi Arabistan yetkililerinden oluşan ortak çalışma grubunda yer alan ekip, başkonsolosluk konutunda incelemelerde bulundu. Olay yeri inceleme ekibinin Başkonsolosluk konutunun çatısında inceleme yaptığı görülürken, drone yardımıyla bina ve çevresinin görüntüsü alındı.
Ekipler, başkonsolosluk binası ve bahçesinde inceleme ve delil çalışması yaptı. Toplanan deliller özel poşetlere ve kutulara konularak olay yeri inceleme aracına yüklendi.
18 Ekim
New York Times gazetesi, ABD'li istihbarat yetkililerinin, "Kaşıkçı'nın öldürülmesinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın rolü olduğuna giderek ikna olduğunu" yazdı.
Gazete, Muhammed bin Selman'a yakın isimlerden Maher Abdulaziz Mutreb'in 2 Ekim'de Cemal Kaşıkçı'dan birkaç saat önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdiğine dair fotoğrafları yayımladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "İnceleme ve soruşturmaya ilişkin diğer adli işlemler ayrıca devam etmekte olup, soruşturma, uluslararası hukuk/teamül, anlaşma ve sözleşme hükümlerine riayet edilerek titizlikle ve tüm boyutlarıyla yürütülmektedir." açıklamasını yaptı.
19 Ekim
ABD Başkanı Donald Trump, Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında, "Eğer çok büyük bir mucize olmazsa onun öldüğünü kabul ediyorum. Bu, gelen tüm istihbaratlara dayanıyor." diye konuştu.
Trump, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili herhangi bir ses veya görüntü kaydı gösterildiği iddiasını yalanladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Ortaya çıkacak sonuçları tüm dünyayla paylaşacağız. Herhangi bir ülkeyle o ya da bu bilgiyi paylaşmamız söz konusu değil. Türkiye'nin Pompeo ya da herhangi bir Amerikalı yetkiliye herhangi bir ses kaydı vermesi söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu çalışanları, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturma kapsamında savcılıkta ifade verdi. Adliyeye çağrılanlar arasında konsolosluk şoförünün yanı sıra muhasebe, santral ve teknik bakım elemanları da bulunuyordu.
20 Ekim
Suudi Arabistan yönetimi, Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıkladı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na geldiği sırada burada bulunan "Başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" belirtildi.
Suudi Arabistan Başsavcılığı'nın dosya hakkındaki soruşturmasının sürdüğü ve olayla ilişkili 18 Suudi Arabistan vatandaşının gözaltına alındığı aktarıldı.
Suudi Arabistan, Türkiye'nin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde Kaşıkçı olayı soruşturma sürecinde ortaya koyduğu üstün dayanışmayı değerli bulduklarını" açıkladı.
Aynı gece yayımlanan kraliyet kararnamesiyle, Suudi Arabistan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri görevden alındı. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan, üst düzey 3 istihbarat görevlisinin görevden alındığı bilgisini paylaştı.
Görevden alınanlar arasında bulunan ve daha önce Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın danışmanlığını yapan Suud el-Kahtani ve Yemen'de Husilere karşı meşru hükümeti desteklemek amacıyla Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan Arap koalisyonunun sözcülüğünü yürüten Ahmed Asiri isimleri dikkati çekti.
Suudi Arabistan Adalet Bakanı Velid es-Samani, "Kaşıkçı olayı, Suudi Krallığı'nın egemen olduğu bir toprak parçasında gerçekleşti." açıklamasını yaptı.
Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Kaşıkçı'nın ölümüne ilişkin, "Bay Kaşıkçı'nın öldüğünün teyit edildiğini duymaktan üzgünüz. Kaşıkçı'nın ailesine, nişanlısına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, "Suudilere bazı sorularımız olacak. Bu konuda Kongre ile birlikte çalışacağız." açıklamasını yaptı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Hala hiçbir şey aydınlatılmadı. Elbette konunun tam olarak aydınlatılmasını talep ediyoruz." dedi.
21 Ekim
Trump, "Cevapları bulana kadar tatmin olmayacağım." dedi.
İngiltere, Almanya ve Fransa, yayımladıkları ortak bildiride, "Hiçbir şey bu cinayeti haklı gösteremez ve biz bunu en güçlü şekilde kınıyoruz. 2 Ekim'de tam olarak ne olduğunun aydınlatılmasına acil ihtiyaç var. Suudi soruşturmasında şimdiye dek sunulan hipotezlerin inandırıcı olması için olgularla desteklenmesi gerekiyor." ifadeleri kullanıldı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, ABD'nin Fox News haber kanalına yaptığı açıklamada, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetine dair bilgi ve sorumluluğu olmadığını savundu.
22 Ekim
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump, telefonda görüştü. Görüşmede, ikili ilişkilerin ele alınmasının yanı sıra terörle mücadele, Cemal Kaşıkçı meselesi ve Suriye'deki son gelişmeler hakkında görüş teatisinde bulunuldu.
Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın oğlu Salah'ı telefonla arayarak taziyede bulundu.
CNN, Kaşıkçı için Suudi Arabistan'dan geldiklerine inanılan 15 kişilik ekipten bir kişinin, Kaşıkçı'nın dublörü olarak kullanıldığını ortaya koyan görüntüleri yayımladı.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na ait diplomatik plakalı araç, Sultangazi'de bir otoparkta bulundu.
23 Ekim
Reuters'ın iki Suudi yetkiliye dayandırdığı haberinde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yakınındaki isimlerden olan ve gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından görevden alınan Suud el-Kahtani'nin, cinayet öncesi katillerle internet üzerinden iletişim halinde olduğu ileri sürüldü.
Kahtani'nin, Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında tutulduğu odaya görüntülü görüşme programı aracılığıyla bağlandığı ve ona hakaretler ettiği de iddialar arasında yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında, "Olayın cereyan ettiği yer İstanbul'dur, dolayısıyla bu 15+3 kişi, 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul'da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir ama bu benim teklifimdir, talebimdir. Çünkü olayın cereyan ettiği yer burası, o bakımdan önemli." dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Erdoğan'ın yaptığı konuşmada Kaşıkçı'nın öldürülmesinin "önceden planlandığını" söylediğini duymanın kendilerini son derece kaygılandırdığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı'nın ailesini telefonla arayarak taziyelerini bildirdi.
Sultangazi'de park halindeki, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na ait diplomatik plakalı araçta yapılan incelemede, 2 valiz ve çeşitli malzemelerin bulunduğu belirtildi.
24 Ekim
ABD Başkanı Trump, "Örtbaslar tarihindeki en kötü örtbastı. Her kim bunu düşündüyse kanımca başı belada. Ne yapacağımız noktasında kararı Kongreye bırakacağım ve umarım iki partinin de desteklediği bir karar olur." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "ABD yönetimi olarak, elde ettiğimiz bilgiler ışığında Kaşıkçı'nın ölümüne karıştığından şüphelendiğimiz Suudi Krallığı, Dışişleri Bakanlığı, istihbarat ve diğer bakanlıklara bağlı bazı Suudi yetkililerine vize iptali, vize yasağı ve diğer yaptırımlar uygulayacağız." açıklamasını yaptı.
Kaşıkçı'nın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, emniyet güçlerinin Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutundaki kuyuda arama yapmasına izin verilmediği ortaya çıktı.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Kaşıkçı'nın öldürülmesine karışan şüphelilerin İngiltere vizelerinin iptal edileceğini söyledi.
Soruşturma kapsamında, cinayetten önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na ait diplomatik plakalı araçla Belgrad Ormanı'nda keşif yapıldığı ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, telefonda görüştü. Görüşmede, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin bütün yönleriyle aydınlatılması için ortak çaba harcanması hususu ve bu çerçevede atılması gereken adımlar ele alındı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, "Suudi Arabistan ve Türkiye arasında çatlak oluşturmak isteyenler var. Kral Selman bin Abdulaziz, ben ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu sürece bunu asla başaramayacaklar." dedi.
25 Ekim
Suudi Arabistan, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'den gelen bilgilerin, Kaşıkçı davasındaki şüphelilerin cinayeti önceden planladığını gösterdiğini duyurdu.
26 Ekim
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, "Diyoruz ki öldürüldüğü artık ayan beyan ortada da nerede, bu cesedi göstermeniz lazım. 'Buradan çıktı.' diyorsunuz, çıktıysa biz de diyoruz ki ispat. En sonunda 18 kişinin tutuklandığı kabul edildi. Bunu da Hadimul Harameyn Şerifeyn'den bizzat öğrendim, dinledim. Burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor, bu 18 kişi Cemal Kaşıkçı'nın kimler tarafından öldürüldüğünü biliyor, bunun başka izahı yok. Çünkü fail bunların içinde. Fail bunların içinde değilse o zaman yerli iş birlikçi kim, bunu açıklayacaksınız. Bunları açıklamadığınız sürece o zaman Suudi Arabistan bu zandan kurtulamaz." açıklamasında bulundu.
Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, "Ailesi babalarının bir mezarının olmasını istiyor. Dostları Cemal'in bir mezarının olmasını istiyor. O cenazeyi geri verin. Bizim Türk Arap Medya Derneği olarak talebimiz budur. Evet, itiraf ettiniz, biz dostları ve ailesi olarak Cemal'in cesedini istiyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile telefonda görüşerek, Kaşıkçı cinayeti hakkında bilgi paylaşımında bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 18 şüphelinin iadesi için hazırlanan talepname, Adalet Bakanlığı tarafından Suudi Arabistan'a gönderilmek üzere, Dışişleri Bakanlığı'na iletildi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "İade talepnamesinin yerine getirilmesi beklenmektedir. Çünkü bu menfur hadise Türkiye'de cereyan etmiştir." dedi.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nun bulunduğu sokakta, özel bir şirketin çalışanlarınca, robot kameralarla kanalizasyonda inceleme gerçekleştirildi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD yönetiminin bir taraftan Suudi Arabistan ile stratejik ilişkilerini sürdüreceğini ancak aynı zamanda Cemal Kaşıkçı cinayetinin sorumlularından hesap soracaklarını söyledi.
27 Ekim
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayına karışanların, ülkesinde yargılanacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'daki Suriye Zirvesi sonrasında yaptığı açıklamada, "Merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili olarak ikili görüşmelerimizde bu konuyu ele aldık ve gerekli bilgileri kendilerine verdim. Daha önce de zaten istihbarat örgütlerimizle yapılmış olan bu konuda çeşitli bilgilendirmeler oldu. Detaya, bugün yaptığımız ikili görüşmelerle girmiş bulunuyoruz." dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de "Failler ortaya çıkarıldıktan sonra Avrupa Birliği genelinde gerekenlerin yapılacağını taahhüt etmek isterim." ifadesini kullandı.
29 Ekim
Suudi Arabistan Başsavcısı Suud Ma'cib, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'la Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 1 saat 15 dakika görüştü.
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, ABD Başkanı Donald Trump'a seslenerek, "Başkan Trump, gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin icra edilmesine yardım etmeli. Başkan Trump, nişanlımın cinayetinin üzerinin örtülmesine izin vermemeli." dedi.
30 Ekim
Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el-Ma'cib, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'na geldi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Suudi Arabistan'a, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin soruşturmaya uluslararası bağımsız uzmanların da dahil edilmesi ve Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunun açıklanması çağrısında bulundu.
Ma'cib, soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile ikinci kez görüştü.
31 Ekim
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin detaylara yer verildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Maktul Cemal Kaşıkçı'nın cesedi, boğularak öldürülmesine müteakip yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir.
Gelinen aşama itibarıyla gerçeğin ortaya çıkartılmasına yönelik tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen görüşmelerden somut sonuç elde edilememiştir. Olayla ilgili olarak 'yerli iş birlikçi' bulunduğuna dair Suudi Arabistan Krallığı makamlarının herhangi bir beyanının olmadığı bildirilmiştir."
Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el-Ma'cib, Türkiye'den ayrıldı.
1 Kasım
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından Beyaz Saray ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Kaşıkçı için "tehlikeli bir İslamcı" dediği iddia edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Robert Palladino, "ABD, Kaşıkçı'nın cesedinin yerinin tespit edilmesi ve en kısa sürede uygun bir defin işlemi için ailesine teslim edilmesi gerektiğini söylüyor." ifadesini kullandı.
2 Kasım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington Post gazetesi için "Suudi Arabistan'ın, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi hakkında hala cevaplaması gereken birçok soru var." başlıklı bir makale kaleme aldı.
Gayretleri neticesinde, tüm dünyanın Cemal Kaşıkçı'nın soğukkanlı biçimde bir suikast timi tarafından öldürüldüğünü öğrendiğini ve cinayetin önceden planlandığının kesin olarak ortaya çıktığını yazan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
"Cinayeti işleyenlerin, Suudi Arabistan'da derdest edilen 18 şüphelinin içinde olduğunu biliyoruz. Cemal'in katledilmesi emrinin, Suudi hükümetinin en üst makamlarından geldiğini de iyi biliyoruz. Kendisi, en azından İslami usullere uygun şekilde defnedilmeyi hak etmektedir. Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Hadim ül-Haremeyn Kral Selman'ın verdiğine inanmam kesinlikle mümkün değildir. Dolayısıyla bu cinayetin, Suudi Arabistan'ın resmi politikasını yansıttığına inanmak için de herhangi bir sebep bulunmamaktadır."
İsrail Başbakanı Netanyahu, "İstanbul'daki konsoloslukta yaşananlar korkunç. Ne gerekiyorsa usulüne uygun olarak yapılmalı. Suudi Arabistan'da istikrarın devam etmesi hem bölge hem de dünyanın istikrarı açısından çok önemli." dedi.
ABD'li gazeteci Courtney Radsch, Suudi Arabistan yönetiminin kendilerine muhalif olan kişileri belirlemek için ABD'li şirket ve yazılımlara milyonlarca dolar harcadığını ileri sürerek, "Cemal Kaşıkçı, İsrail tarafından üretilip, bir Amerikalı şirket tarafından satılan Pegasus adlı yazılım programıyla gözetlendi." ifadesini kullandı.
3 Kasım
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Haşmetullah Felahetpişe, Türk siyasetçilerin ve yargı mensuplarının Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin üzerine gitmesinden dolayı dünya halkları tarafından "şerefli insanlar" olarak anıldığını söyledi.
4 Kasım
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi, "Ne oldu bu kardeşimize? Konsolosluğa girişini hepimiz gördük ekranlardan. Şer gücü diyebileceğimiz Suudi Arabistan Konsolosluğu'nun kapısından girmesiyle başına gelenleri hepimiz biliyoruz." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "Bu cinayeti işleyenleri sorumlu tutacağız. Aynı zamanda ABD'nin Suudi Arabistan'la olan stratejik ilişkisini koruyacağız." ifadesini kullandı.
5 Kasım
Suudi Prens Velid bin Talal, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda aklanacağını savunarak, "Lütfen soruşturmanın bitmesi için (Suudi Arabistan'a) biraz zaman verin." dedi.
Cemal Kaşıkçı'nın oğulları Salah ve Abdullah, Amerikan CNN kanalına konuştu.
Kaşıkçı'nın büyük oğlu 35 yaşındaki Salah Kaşıkçı, "Şu anda tek istediğimiz, babamızı Medine'deki El Baki Kabristanlığı'na, ailesinin diğer üyelerinin yanına defnedebilmek. İnsanlar bizde cevapların olduğuna inanıyor, ne yazık ki yok." diye konuştu.
Kaşıkçı'nın küçük oğlu 33 yaşındaki Abdullah Kaşıkçı da "İnşallah huzur içinde ölmüştür. (Cemal Kaşıkçı'nın Müslüman Kardeşler üyesi olduğu iddiaları) Bunlar sadece babama yapıştırılan etiketler, insanlar onun makalelerini okuyup derinine inmiyorlar." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Kaşıkçı cinayeti, uluslararası boyutta her tarafı dökülen, hiçbir tarafından tutamayacağınız bir olay." şeklinde konuştu.
6 Kasım
Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Bender el-Ayban, BM İnsan Hakları Konseyi'nin oturumunda yaptığı konuşmada, Kaşıkçı'nın katillerinin adalete teslim edileceğini bildirdi.
7 Kasım
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda gelecek hafta Kongre ile görüşeceğini, konuya ilişkin Türkiye ve Suudi Arabistan'la yakın çalıştığını belirterek, "Bu konuda güçlü bir fikir oluşturuyorum." dedi.
8 Kasım
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, ülkesinin başkenti Riyad'da bir grup Amerikalı Evanjelist ile yaptığı toplantıda, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde sorumluluğu olanları cezalandıracağını belirterek, "ABD'ye hoş görünmeye çalıştığı" iddia edildi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Ahmed er-Raysuni, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı "şehit" şeklinde nitelendirerek, bu olayın Arap ve İslam dünyasını ilgilendirmesinin yanı sıra insani ve küresel bir mesele olduğunu belirtti.
BM, soruşturmaların sonucunda atılacak adımların değerlendirileceğini açıkladı.
ABD'de iki ayrı düşünce kuruluşundan iki akademisyen, Washington'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nin bulunduğu sokağın isminin, "Cemal Kaşıkçı Yolu" olarak değiştirilmesi için imza kampanyası başlattı.
9 Kasım
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Sevgili Cemal'in öldürüldükten sonra eritilerek yok edildiğine dair haberlerle ilgili yaşadığım şok ve üzüntüyü ifade etmek için yeterli kelime bulamıyorum. Bizi vasiyetinde olduğu gibi Medine'ye defninden bile mahrum ettiler. Gerçekten bunu yapanlar insan olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
10 Kasım
BM İnsan Hakları Konseyi, Kaşıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili devam eden soruşturmanın "eksiksiz, güvenilir, şeffaf ve hızlı" bir şekilde yürütülmesi de dahil Suudi Arabistan'a 258 tavsiyede bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kesinlikle bu 15'in içerisinde bunun katili veya katilleri kimdir, bunu onlar biliyor ve Suudi Arabistan yönetimi bu 15'i konuşturmak suretiyle bunu meydana çıkarmayı başarır." dedi.
12 Kasım
Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin ayrıntıları konusunda Türk tarafının kendilerini bilgilendirdiğini söyledi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ülkesinin, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili kayıtları dinlediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, "Türkiye'nin kararlı çabaları olmasaydı bu olayın üzerinin çoktan örtülmüş olacağı unutulmamalıdır. Türkiye, Kaşıkçı cinayetinin tüm detaylarının ortaya çıkarılması için çalışmaya devam etmektedir. Buna cinayet emrini kimin verdiği de dahildir." dedi.
13 Kasım
İngiltere Başbakanı Theresa May, "Dışişleri Bakanımız bugün Riyad ziyaretinde bir kez daha bu konuda saydam ve inandırıcı bir soruşturma yapılması ve sorumlulardan hesap sorulması gerektiğini açıkça dile getirdi." diye konuştu.
Amerikan The New York Times gazetesi, Türkiye'ye gelen 15 kişilik suikast ekibinden Mahir Abdulaziz Mutreb'in, cinayetten kısa süre sonra yaptığı telefon görüşmesinde, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı kastederek, "Patronunuza söyleyin, adamlar işlerini bitirdi." dediğini ileri sürdü.
Türk yetkililerin söz konusu ses kaydında Prens Muhammed'den net bir şekilde bahsedilmediğini belirttiği aktarılan haberde, Amerikan istihbarat yetkilileri yine de bu kaydın Veliaht Prens'in Kaşıkçı cinayetiyle bağlantısı konusunda "inkar edilemez bir delil olmayabileceğine" dikkati çekti.
Suudi yetkililer ise ses kayıtlarını dinlediklerini ancak söz konusu bölümü duymadıklarını öne sürdü.
14 Kasım
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili kayıtların Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın dahlini işaret etmediğini savundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda "Bulunduğumuz aşamada artık uluslararası soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz." dedi.
15 Kasım
Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan, başkent Riyad'da düzenlediği basın toplantısında, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın sonuçlarını paylaştı.
Buna göre soruşturma sonuçlarının bazıları şöyle:
"Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında 5 kişinin idamı istendi, Kaşıkçı'yı öldüren ekibi kurma emrini eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri verdi, zanlılardan biri konsolosluktaki kameraları bozdu, Kaşıkçı'nın cesedi konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldı, cesedi teslim alan yerel iş birlikçinin robot resmine ulaşıldı, 21 şüpheliden 11'ine suç isnat edilerek dava dosyası mahkemeye gönderildi, görevden alınan eski Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud el-Kahtani hakkında ise yurt dışına çıkış yasağı getirildi."
ABD yönetimi, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle bağlantılı 17 Suudi'ye yaptırım kararı aldı.
16 Kasım
Kaşıkçı için Mekke ve Medine'de gıyabi cenaze namazı kılındı.
Telefonla görüşen Erdoğan ve Trump, Cemal Kaşıkçı cinayetinin tüm yönleriyle aydınlatılması ve olayın örtbas edilmesine izin verilmemesi hususunda mutabık kaldı.
17 Kasım
Washington Post gazetesi, "ABD Başkanı Donald Trump'a Muhammed bin Selman'ın bu işin içinde olduğunun kanıtı gizlice gösterildi ancak Muhammed'in bu cinayetin emrini vereceği konusunda Trump'ın hala şüpheleri vardı. Başkan Trump, CIA ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunu sordu, kendisine cevap verilmedikçe de büyük bir hayal kırıklığına uğradı." ifadelerine yer verdi.
AP'ye konuşan ABD'li üst düzey bir yetkili, "ABD'li istihbarat yetkilileri, Veliaht Muhammed bin Selman'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı öldürme emri verdiği sonucuna ulaştı." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin kapsamlı bir raporun hafta başında hazır olacağını duyurdu.
19 Kasım
Almanya, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 18 kişi için ülkeye giriş yasağı getirdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Kaşıkçı cinayetine ilişkin, "Biz de bildiklerimizle hızlı bir şekilde birçok yaptırım uygulayacağız." dedi.
20 Kasım
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda görevli bir yetkili, cinayet emri Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiğinin "gün gibi aşikar" olduğunu söyledi.
Trump, Amerikan istihbaratının Kaşıkçı cinayeti bilgilerini değerlendirmeye devam ettiğini belirterek, "Selman'ın bilgi sahibi olabileceğini" kaydetti. Trump, kongrenin Kaşıkçı konusunda farklı yöne gitmek isteyebileceğini, ABD'nin güvenliği ön planda olduğu sürece tüm görüşlere açık olduğunu bildirdi.
22 Kasım
Almanya'nın ardından Fransa da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 18 kişiye ülkeye giriş yasağı getirdi.
24 Kasım
Kaşıkçı'nın kızları Noha ve Razan Kaşıkçı, Washington Post gazetesi için kaleme aldıkları makalede babalarını anlattı.
26 Kasım
Yalova'nın Termal ilçesine bağlı Samanlı köyündeki iki villada cinayete ilişkin polislerce arama gerçekleştirildi, villanın bahçesindeki kuyuda inceleme yapıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Bir plan dahilinde ülkemize gelerek Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayını gerçekleştiren şüphelilerden Mansour Othman M. Abbahussaın'in olaydan bir gün önce, 1 Ekim'de Yalova'nın Samanlı köyünde ikamet eden Suudi Arabistan vatandaşı 'Ghozan' kod adlı Mohammed Ahmed A. Alfaozan ile iletişim kurduğu tespit edilmiştir. Yapılan bu görüşmenin, öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin parçalara ayrıldıktan sonra yok edilmesine/saklanmasına yönelik olduğu değerlendirilmektedir." açıklamasında bulundu.
28 Kasım
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin elde ettiği verilerde talimatın Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından verildiğini gösteren direkt bir rapor olmadığını belirtti.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "Cemal Kaşıkçı öldürülürken konsoloslukta olanların örtbas edilmesinin bir parçası olan bir başkanımız (ABD Başkanı Donald Trump) var." dedi.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, "Veliaht Prens'in (Muhammed Bin Selman) dahlinin olduğuna dair açık bir delilimiz yok. Ne istihbaratta ne de kimsede açık bir delil var." diye konuştu. Matis, cinayete ilişkin ses kaydını dinlemediğini ancak kaydın çevirisini okuduğunu ifade etti.
29 Kasım
Kanada hükümeti, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı 17 Suudi vatandaşına yaptırım kararı aldığını açıkladı.
1 Aralık
CIA, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sıralarda gazeteciyi infaz eden ekibi denetleyen danışmanına gönderdiği belirtilen 11 mesajın içinde "öldürme emrini vermiş olabileceği" değerlendirmesinde bulundu. CIA'nın değerlendirmesinde, Suudi Prens'in "Onu (Kaşıkçı), Suudi Arabistan'ın dışında yemleyip, bir şeyler ayarlayabiliriz." dediği belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu olayı asla siyasi bir mesele olarak görmedik. Bizim için bu olay alçakça bir cinayettir ve öyle de kalacaktır. Bu vahşi cinayetin emrini vereninden uygulayanına kadar tüm sorumluları ortaya çıkartılmadan ne İslam dünyasının ne de dünya kamuoyunun tatmin olması mümkündür." dedi.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesinde Kaşıkçı cinayetiyle ilgili "tam, inanılır ve saydam" soruşturma yürütülmesinin ve sorumluların bulunmasının önemini vurguladığını söyledi.
3 Aralık
CNN International, Cemal Kaşıkçı'nın Kanada'nın Montreal kentinde yaşayan Suudi aktivist Ömer Abdülaziz'e WhatsApp'tan gönderdiği mesajlarda, Suudi Arabistan'ı ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı sertçe eleştirdiği ve gazetecinin öldürülmesi için bu mesajlaşmaların da bir faktör olabileceğini ortaya çıkardı.
4 Aralık
CIA Direktörü Gina Haspel'in, Senatoda yaptığı Cemal Kaşıkçı oturumuna katılan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, "Mümkün olan en yüksek seviyede onun (Veliaht Prens Muhammed bin Selman) Kaşıkçı cinayetinde suç ortağı olduğunu düşünüyorum." dedi.
5 Aralık
Soruşturma kapsamında, eski Suudi İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın eski danışmanı Suud el-Kahtani hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin belgesel hazırlayacağı kaydedilen ABD'li ünlü sinema oyuncusu Sean Penn, Türkiye'ye geldi. Penn, cinayetin işlendiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde çekim yaptı.
Florida Senatörü Marco Rubio, "Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Cemal Kaşıkçı cinayetinden haberdar ve bu işin içinde olduğu sonucuna ulaşmak için fazlasıyla şey biliyoruz." dedi.
6 Aralık
ABD'li bir grup senatör, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Cemal Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulmasını öngören tasarıyı Senatoya sundu.
7 Aralık
Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin belgesel çekimi için İstanbul'da bulunan ABD'li ünlü sinema oyuncusu Sean Penn, tarifeli uçakla Türkiye'den ayrıldı.
9 Aralık
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, ülkesinin, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan vatandaşlarını Türkiye'ye teslim etmeyeceğini açıkladı.
10 Aralık
Amerikan CNN televizyonunun haberine göre, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmeden önceki son sözleri ''Nefes alamıyorum.'' oldu.
Körfez İşbirliği Konseyi, 72 maddelik kapanış bildirgesindeki en belirgin konular arasında, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistan yönetiminin takındığı tavır ve olayın aydınlatılması için yerine getirdiği icraat ve çalışmaların KİK tarafından desteklendiği ifadeleri yer aldı.
Litvanya, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle bağlantılı 17 Suudi Arabistan vatandaşını kara listeye aldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katillerinin Türkiye'ye iade edilmesi talebimize verdiği yanıt hayal kırıklığı yaratmıştır. Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu'nun da bu suçun ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye'nin iade talebi, Suudi makamlarına 'Kaşıkçı cinayetini tüm detaylarıyla aydınlatmaya hazır olduklarını' dünyaya göstermek için bir fırsat sunmuştur. Öte yandan Kaşıkçı'nın katillerinin iadesini reddetmek ancak Suudi Arabistan'ı cinayeti örtbas etmeye çalışmakla itham edenleri haklı çıkarır." açıklamasında bulundu.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı, Amerikan Time dergisinin her yıl seçtiği "yılın kişisi" unvanı için finale kalan isimler arasında yer aldı.
12 Aralık
ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden, "Suudi hükümetinin başı" olarak nitelendirdiği Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı sorumlu tuttu.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 21 Suudi yetkiliye ABD tarafından uygulanan yaptırımların yeterli olduğunu savunarak, "Suudiler zaten bedelini ödedi." dedi.
CIA Başkanı Gina Haspel'in, kapalı oturumda bazı Temsilciler Meclisi üyelerine Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin bilgi verdiği bildirildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "İstanbul'da yaşananlar korkunç. Her ülke bu konuyla ilgili ne yapacağına karar vermeli ama Suudi Arabistan'da istikrar bozulursa sadece Orta Doğu'da değil tüm dünyada istikrar bozulur." dedi.
13 Aralık
Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan tasarı, ABD Senatosunda kabul edildi.
14 Aralık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cemal Kaşıkçı, (Suudi Arabistan) Başkonsoloslukta ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edildi." dedi.
Erdoğan, "Bunun failinin kim olduğu da bana göre belli. Zira İstanbul'umuza gönderilen 15 kişinin içinde olduğu çok açık, net. Olayın işlendiği, operasyonun yapıldığı yer de belli. Tabii biz bize gönderilen yetkililere şunu sorduk, Bu 15'in içinde fail var. Bu faili siz biliyorsunuz ve siz bu faili çıkarmakta da mahirsiniz. Biz ses kayıtlarından şunu da öğrenmiş olduk. Gelenlerin içinde şu andaki Veliaht Prens'in en yakınında olanlar, bu işin aktif rol üstlenicisi. Aldığı talimatı yerine getirenler orada." diye konuştu.
BM Genel Sekreter sözcülerinden Farhan Haq, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Kaşıkçı cinayetinde gerçeklerin ortaya çıkması için kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma görmek istediğini söyledi.
17 Aralık
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, ABD Senatosu'nun Cemal Kaşıkçı cinayetinden Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan kararını "İç işlerine ölçüsüz bir müdahale." olarak niteledi.
19 Aralık
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı planlı bir cinayetle ortadan kaldırmak için Suudi Arabistan'dan gelen 15 kişilik infaz timinin farklı zamanlarda yurda girişleri, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu ile konuta geliş ve çıkışları ile havalimanından ayrılışlarına ilişkin yeni fotoğraflara ulaşıldı.
20 Aralık
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı öldü ancak herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Batı, Rusya fobisi üzerinden çifte standartlı siyaset uyguluyor." dedi.
Suudi Arabistan'da, Kaşıkçı cinayetinin ardından Genel İstihbarat Başkanlığını yeniden yapılandırma çalışmaları kapsamında 3 yeni alt birim oluşturulmasına karar verildi.
23 Aralık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Cemal Kaşıkçı meselesinin ortaya çıkartılmasında gösterdiğimiz ahlaki duruş herkes tarafından tebrikle karşılanıyor, sadece CHP'nin aklına bu konuda tuhaf sorular geliyor." dedi.
25 Aralık
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonraki süreçte Türkiye'nin izlediği politikanın tüm dünya ve uluslararası toplum tarafından takdirle karşılandığını dile getirerek, "Diğer taraftan yerel iş birlikçiler kimdir, talimatı kim verdi, bu konuda uluslararası toplumun düşünce ve kararları var. Ama henüz daha bunlar da açığa çıkmadı. Yani bu soruşturma henüz neticelenmedi. Şimdi herkesin uluslararası toplumda özellikle BM'den bir beklentisi var. Birleşmiş Milletler'e birlikte başvurmak için bazı ülkelerle temaslarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu cinayetin adli bir vaka olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suudi Arabistan'la ilişkilerine önem atfettiğini ve Kaşıkçı cinayetini ikili bir siyasi sorun olarak görmediğini vurguladı.
26 Aralık
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "İktidarın çok ince olayların arkasından gitmesi, yakınen takibi, uluslararası ilişkiler bağlamında anlatması önemli oldu." dedi.
27 Aralık
Suudi Arabistan'da yayımlanan kraliyet kararnamesiyle kabinede revizyona gidildi. Bu kapsamda Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in yerine İbrahim el-Assaf, Enformasyon Bakanı Avvad bin Salih el-Avvad'ın yerine Turki eş-Şebane, Ulusal Muhafız Bakanı Halid bin Abdulaziz bin Ayyaf'ın yerine Abdullah bin Bender, Eğitim Bakanı Ahmed bin Muhammed el-İsa'nın yerine ise Hamed Al-Şeyh atandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı cinayetinde uluslararası bir soruşturma ihtiyacı ortaya çıktığını belirterek, "Çünkü biz bugüne kadar şeffaf davrandık ve bu cinayetin aydınlatılması için ne gerekiyorsa yaptık ve bilgileri, belgeleri dünya kamuoyuyla paylaştık ama Suudi Arabistan'dan hiçbir gelişme yok. Daha ceset nerede belli değil. Yerel iş birlikçi kim 'Ancak robot resmini göndeririz' diyor. Sokaktan tesadüfen gördüğünüz bir kişi mi ki bu robot resmini göndereceksiniz." diye konuştu.
28 Aralık
Suudi Arabistan'ın yeni Dışişleri Bakanı İbrahim el-Assaf, Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından ülkesinin değişimden geçtiğini söyledi.
30 Aralık
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bu konu Birleşmiş Milletler dahil uluslararası tüm mekanizmalar dahil nereye gitmesi gerekiyorsa Türkiye olarak bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız, asla bu konu kapatılmayacak. Temel yaşam hakkına, bir insan hayatına kastedilen bir meselenin Türkiye olarak sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz." dedi.
Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından cesedinin konsolosluğun rezidansına taşınmasına ait olduğu belirtilen anların yer aldığı görüntüler, bazı medya organlarınca yayınlandı.
3 Ocak
Suudi Arabistan'da, İstanbul Başkonsolosluğunda cinayete kurban giden gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti davasında beşi idam talepli olmak üzere 11 sanığın yargılanmasına başlandı.
Suudi Arabistan başsavcılığının açıklamasına göre, sanıklar, iddianameyi dinlemelerinin ardından, mahkeme heyetinden iddianameyi istedi ve savunma yapabilmek için süre talep etti.
Mahkeme, gerekli soruşturmayı sürdürmek için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Başsavcılık, beş sanık için istenen idam talebi de dahil mahkemeden, 11 sanık hakkında şeriat yasalarının gereğinin uygulanmasını talep etti.
4 Ocak
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Suudi Arabistan'da dün görülmeye başlayan davayı takip ettiklerini belirterek, "Bu olayın en başından beri adalete vurgu yapıyoruz ve uluslararası aktörlerin müdahil olduğu bağımsız bir soruşturma çağrısında bulunuyoruz." dedi.
7 Ocak
Washington Post gazetesi, Kaşıkçı cinayetini düzenleyen ekibin başında olduğu iddia edilen Suud el-Kahtani'nin cinayetin ortaya çıkmasının ardından sırra kadem bastığını ve akıbeti hakkında çelişkili bilgiler olduğunu yazdı. Habere göre, bir Suudi vatandaşı Kahtani'nin Cidde'de olduğunu iddia ederken, bir hükümet yetkilisi ise eski danışmanın Riyad'da mahkeme ofislerinden birinde görüldüğünü belirtti. Bir başka hükümet yetkilisi ise Kahtani'nin ev hapsinde olduğunu düşündüğünü ancak bu konuda emin olamadığını söyledi.