Otogar esnafı, otogarın yapısının depreme dayanıklı olup olmadığı tartışmasına yol açan görüntülerde esnaf da fikir ayrılığına düştü.
İnşaat fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez ise, "Deprem karşısında hem dış yapılarda hem binalarımızda korozyonu mutlaka dikkate almamız gerekiyor. İnsan için kanser neyse, betonarme yapılar için de korozyon aynı şey. Korozyonu önlemek için en önemli şey gerekli yalıtımı sağlamaktır. Bu durumda da deprem performansı düşük olacak" dedi. Güçlendirme çalışmaları kapsamında İBB'nin de yapıları incelemelere devam ettiği bildirildi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, depremin beklendiği İstanbul'daki yapıların durumu da dikkat çekiyor. Her gün hem yolculuk yapanların hem de orada çalışan binlerce kişinin kullandığı Bayrampaşa'daki15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nı taşıyan beton kolonların çatlamış görüntüsü tedirginlik yarattı. Yenikapı-Atatürk Havalimanı metro hattının da yer aldığı otogar içindeki kolonların arasından görünen paslanmış demirler, dökülmüş ve yarılmış beton yapılar otogarın olası bir depreme dayanıklı olup olmadığı tartışmasını da beraberinde getirdi.
"İNSAN İÇİN KANSER NEYSE BETONARME YAPILAR İÇİN KOROZYON O"
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, otogarda uzun yıllardır olan görüntüleri yorumladı.
Doç. Dr. Aygörmez, "Ülkemizin yüzde 92'si deprem karşısında tehlikeli olan bir ülke. Buradaki korozyon da her iki elemanın da taşıyıcı görevi sağlayamamasını, etkisini kaybetmesini sağlıyor. Bu durumda depreme karşı daha düşük bir performans sağlayacak. Özellikle 2000'den önce yapılan yapılarda ve diğer yapılarda bu sık görülen bir durum. İnsan için kanser neyse, betonarme elemanlar için de korozyon aynı şey. Nasıl kanser insan hücrelerini yavaş yavaş yiyorsa, korozyon da zamanla oluşan bir şey ama etkileri sık görülen bir şey. Bu durumda da deprem performansı düşük olacak" dedi.
"KOROZYONU ÖNLEMEK İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY YALITIMI SAĞLAMAKTIR"
Her kolonda olmasa da bazı kolonlarda ortaya çıkan görüntülerle ilgili Aygörmez, "Bir veya daha fazla olması fark etmeksizin hangi elemanda oluyorsa bu bir tehlike oluşturur. En önemli şey gerekli yalıtım sağlanmadıysa, korozyonu önlemek için en önemli şey gerekli yalıtımı sağlamaktır. Su yalıtımı, kar veya diğer etkilerle beraber bu zamanla, özellikle dış yapılarda daha fazla etkili oluyor. Dış temas olan yapılarda etkisi daha fazla olduğu için bu durumda daha yüksek risk oluşuyor. Yüksek risk oluştuğu durumda bir tanesinde oluşması bile zamanla daha büyük problemlere yol açabiliyor. Dış yapılar için en önemli tehlike su ve nem etkisidir" ifadelerini kullandı.
"2000 ÖNCESİ YAPILAR YENİ YÖNETMELİKLERİN KARŞILIĞINI BULMUYOR"
Otogarın raylı sistem üzerine kurulu olduğunun söylenmesine ilişkin de Aygörmez, "2000 yılından önce yapılan yapılarda her ne kadar bunlar söylense de şu anki yeni yönetmeliklerin karşılığını bulmuyor. Bundan dolayı da o zamanın şartlarına göre yapılmış şeyleri şu anın şartlarıyla karşılaştırmak doğru olmaz. Şu an yeni bir çözüm getirmek lazım. Yapılabilecek en önemli çalışma da yalıtıma özel dikkat verilmesidir. Deprem karşısında hem dış yapılarda hem binalarımızda korozyonu mutlaka dikkate almamız gerekiyor" dedi.
"OTOGARA HARCANAN DEMİR HİÇBİR YERE HARCANMADI"
Otogar esnafından Selçuk Bal, "Otogarın ölçümleri belediye tarafından yapıldı ve dayanır şeklinde bir rapor hazırlandı. Şu anda bu görüntüler korkutmuyor çünkü yetkililerin gösterdiği beyanlara inanmak zorunda kalıyoruz" diye konuştu. Bir başka esnaf da 25 yıldır yağmur yiyen otogarın kolonlarında oluşan çatlakların normal olduğunu dile getirdi. Göksel Çınar ise, "Kolonları falan iyi, herhangi bir sıkıntı yok. O kadar harcanan demir hiçbir yere harcanmadı" ifadelerini kullandı.
"YUKARIDAN TAŞLAR KAFAMIZA DÜŞÜYOR"
17 yıldır otogarda esnaf olan Emin İkram da, "Burada alttaki tablalar kırık olduğu için biz belediyeye bunu şikayet ettik. Belediye yolu kapattı. Buranın açılması lazım, yaklaşık 1 buçuk yıl oldu. Yarın öbür gün burada deprem olsa karşımızdaki kolon patlak. Buna herhangi bir önlem alındı mı, alınmadı mı? Karotlar alındı ama sonuçlar çıkmadı. Yukarıdan taşlar kafamıza düşüyor. Bunları kendi imkanlarımızla kırıyoruz, başka bir yerde bir insanın başına bir şey gelirse, bir insan bir servettir. Yağan yağmur komple dükkanların içine akıyor, hala buna bir çözüm bulunamadı. Saclarla bulundu. Deprem gerçeği var, araba da geçse sallanıyor" diye konuştu.
Bir başka esnaf da, "Bilmiyorum ama bence büyük bir depremi kaldırmaz. Görüntüler korkutuyor" ifadelerini kullandı.
"ESNAFIN HEPSİ SU İÇİNDEYDİ, SACLA KAPATTILAR"
Esnaf Vedat Kiremitçi de, "Burası raylı sistem ama yeni belediyeye geçtiği için düzgün bir ilgi yok. Sacları görüyorsunuz, bu şekilde olması gerekmiyordu. Korona zamanı otogarda üst katları kazıdılar. Kazıdıktan sonra mühendise dediğim tek kelime buranın altında şap var, şapı bozarsanız alt kattaki esnaflar su alır. Nitekim de su aldı. Buranın böyle olması gerekmiyor. Dükkanın içi dünyanın zararını, masrafını gördü. Esnafın hepsi su içindeydi, sacla kapattılar. Yapmazlarsa, burası yıkılır" şeklinde konuştu.
Öte yandan 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yenileme çalışmalarının başlatıldığı otogar için, güçlendirme çalışmaları kapsamında yapı incelemelerinin devam ettiği bildirildi.