TBMM Genel Kurulunda kabul edilen İsrail'in Gazze'deki işgalini genişletme kararı ve Filistin halkına yönelik soykırım hakkındaki karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararda İsrail'in yıllardır sürdürdüğü işgal, imha ve ilhak politikalarının özellikle son iki yılda Gazze'de soykırıma dönüştüğü vurgulandı. İsrail'in sürdürdüğü kıtlık ve açlık politikalarının on binlerce cana mal olduğu belirtilerek, Netanyahu hükümetinin Gazze halkını açlığa ve kıtlığa kasten mahkum ettiğinin BM ve uluslararası kuruluşlar tarafından da ifade edildiği kaydedildi. Gazze'yi işgal operasyonunu genişleten İsrail'in son iki yılda büyük çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 70 bine yakın insanı öldürdüğü, 150 binden fazla kişiyi yaraladığı ve bölgenin sivil altyapısını imha ettiği belirtildi. Kararda Filistinli kadınların, çocukların, gençlerin ve yaşlıların adeta bir ölüm ve açlık hapishanesine mahkum edildiği ifade edildi. Netanyahu hükümetinin Filistinlileri yok etme çabasını daha ileri taşıyarak Gazze dahil tüm Filistin yerleşimlerini ilhak etme aşamasına geldiği vurgulandı. Kudüs ve Batı Şeria'da da işgal güçleri ve yasa dışı yerleşimciler aracılığıyla Filistinlilere yönelik şiddetin arttığı, yasa dışı yerleşimlerin ve yıkımların hızlandığı kaydedildi. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir küresel kurumun İsrail'in hukuksuz kararlarını ve katliamlarını durdurmaya yönelik adım atmadığına dikkat çekildi. Kararda insanlık cephesinin yükselen sesinin hükümetleri Filistin halkının yanında durmaya zorladığı, daha önce sessiz kalan bazı devletlerin ise Filistin'i tanımaya ve İsrail'i boykot etmeye başladığı belirtildi.
TBMM kararında, Filistin halkıyla dayanışmanın sürdürüleceği, İsrail'in durdurulmasına yönelik çağrıların dünya parlamentolarına iletileceği aktarıldı. İnsanlığın sesini yükseltmeye destek olacak parlamentoların çağrılara kulak vermesi gerektiği vurgulandı. Filistin halkına yönelik işgal, imha ve ilhak uygulamaları en güçlü şekilde kınandı. Gazze'de kıtlığın bir imha aracı olarak kullanılmasının soykırım suçu teşkil ettiği kaydedildi. Uluslararası toplum İsrail'i Gazze'de kalıcı ateşkese zorlamaya, silahlı güçlerini çekmeye ve kesintisiz insani yardım ulaştırmaya davet edildi. Kudüs ve Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim faaliyetleri ve şiddet telin edildi. Filistin topraklarında işlenen soykırım ve sömürge suçlarının mahkemeler önünde hesap vermesinin sağlanması gerektiği belirtildi. 1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesinin adil ve kalıcı barışın tek yolu olduğu ifade edildi. Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal mekanlara yönelik saldırıların ve provokasyonların mutlaka durdurulması gerektiği kaydedildi. İsrail hükümeti soykırım politikalarından vazgeçene kadar BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısı yapıldı. Dünya parlamentoları İsrail ile tüm askeri ve ticari ilişkileri sonlandırmaya, ambargoyu kırmaya ve Filistin halkının meşru haklarını savunmaya davet edildi. Ayrıca iki devletli çözümün korunması, Filistin'i tanımayan ülkelerin Filistin'i tanıması gerektiği belirtildi. 18 Nisan 2025'te İstanbul'da TBMM öncülüğünde kurulan Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'na tüm parlamentolar davet edildi.