Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, 31 Mart yerel seçim sonuçları ve işçiler üzerindeki etkilerine ilişkin Hak-İş Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, seçimlere katılımın yüksek olmasının demokrasi açısından önemli ve anlamlı olduğunu söyledi.
Seçim gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve muhalefet liderlerinin açıklamalarına değinen Arslan, "Sandık sonuçlarının kabul görmüş olması ve sandıktan verilen mesajların alınması konusunda tarafların istekli davranması son derece önemliydi." ifadelerini kullandı.
Arslan, Hak-İş Konfederasyonuna bağlı belediye işçilerinin sendika değiştirmeleri için baskı yapıldığını iddia ederek şunları kaydetti:
"Bütün siyasi partiler ve ağırlık olarak da ana muhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu ve adaylar, seçim döneminde hep şunun altını çizdiler, 'Biz bütün seçmenlerin adayı olacağız.' İstanbul adayı Sayın İmamoğlu ısrarla '16 milyon İstanbullunun belediye başkanı olacağım.' dedi. Bu tür seçim sonucunda hiç kimsenin işiyle, aşıyla oynanmayacağını, kimseye hangi siyasi görüşten olduğunun sorulmayacağını ve tam tersi herkesle çalışacaklarından bahsedildi. Bütün bu süreçlerin sonunda belediye seçimlerinden sonra bu söylenenlerin, 'Herkesin belediye başkanı olacağız, hiçbir siyasi ayrım yapmayacağız ve herkesi kucaklayacağız' görüşlerinin tersine bazı uygulamaların olduğuna şahit olduk."
Arslan, millet tarafından seçilen belediye başkanlarına saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizerek, seçilen belediye başkanlarının da milletin arzu ettiği şekilde davranmaları gerektiğini vurguladı.
AK Parti'li belediyeler CHP'ye geçtikten sonra konfederasyon olarak farklı bir tablo ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Arslan, "Bu tablo bizi rahatsız ediyor ve önümüzdeki süreçlerde daha derin, daha içinden çıkılmaz bir kısım sorunlara yol açacağından endişe ediyoruz." diye konuştu.
Arslan, Hak-İş ve sendikaların büyük bir çaba ile işçileri örgütleyerek oluşturdukları yapıya, siyasetin ve belediye başkanlarının isimleri kullanılarak müdahale edildiğini dile getirerek şunları söyledi:
"Bazı belediyelerimizdeki operasyon, 1 Nisan 2019 günü başlatılıyor. Daha henüz seçim sonuçları netleşmemiş. Belediye başkanları mazbatalarını almamış. Ama o belediyeyi kazandığı anlaşılan bazı belediyelerde operasyon 1 Nisan günü başladı. 1 Nisan'dan bu tarafa geçen 18 günde de artarak devam etti. Biz bunun, işçilerin özgür iradelerinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir tablo olmadığını biliyoruz. Örneğin Küçükçekmece'de DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası örgütlü. O belediyede üç dönemdir AK Parti belediyesi var. Sendikamızın bu örgütlü işçilerle ilgili herhangi bir çalışması ve çatışması da söz konusu değil."
İŞÇİLERE BASKI YAPILIYOR İDDİASI
Küçükçekmece Belediyesi başta olmak üzere pek çok belediyede taşerondan kadroya geçen sendikasız işçileri örgütlediklerine ve sendikalar arası rekabete açık olduklarına dikkati çeken Arslan, "1 Nisan'dan itibaren bizzat iş yerlerine gelip tehdit edilerek arkadaşlarımızın istifa ettirildiklerine dair, yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz somut veriler var. Bizim itirazımız bu tür baskılarla istifaların yaptırılmasıdır." diye konuştu.
Hak-İş'e bağlı sendikalardan istifa eden üye sayısının sorulması üzerine Arslan, şunları kaydetti:
"Hizmet-İş Sendikasının 16 bin üyesinin olduğu 27 belediyedeki toplu sözleşme yetkisini aldığımız 16 bin 100 üyemiz var orada. Bunlardan 4 bin 831 arkadaşımız istifa ettirilmiş durumda. Öz Taşıma-İş sendikamızın Ankara'da 250 üyesi istifa ettirilmiş durumda. Şu anda buradaki istifalar önemli ölçüde durdu. Öz Güven-Sen sendikamızın 566 üyesi değişik belediyelerde istifa ettirilmiş durumda. Şu anda 5 bin 647 rakamı Hak-İş'e bağlı sendikalarımızdan istifa ettirilen işçi sayısı. 27 il ve ilçe belediyesinden oluşuyor."