FETÖ'nün "yeniden yapılanma" haberleriyle kendini gösterdiği bir süreçte, 15 Temmuz'dan sonra örgütün kendi gücünü hala gösterebildiğine şahit olunuyor.
FETÖ'nün PKK'dan daha sinsi olduğuna dikkat çeken Hürriyet yazarı gazeteci Nedim Şener, örgütün Türkiye için barındırdığı tehlikenin boyutlarından bahsetti.
Şener'in "FETÖ ile mücadelede son viraj" başlıklı yazısından önemli bir bölüm:
FETÖ'nün nasıl bir kötülük örgütü, nasıl kumpasçı bir örgüt olduğunu hâlâ göremeyenlere, görse de önemsemeyenlere Muharrem İnce'nin hepsi hepsi iki ay önce, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde adaylıktan çekilmesine yol açan kumpası hatırlatmak yeterli aslında. Ankara Cumhuriyet Başavcılığı'nın FETÖ'nün montaj kaset kumpasıyla ilgili terör soruşturması çok tartışılacak sonuçlar ortaya çıkaracak.
KILIÇDAROĞLU ADINA YOL TEMİZLİĞİ
14 Mayıs seçimleri Fetullahçı Terör Örgütü için ölüm kalım savaşıydı. O yüzden var gücüyle Kılıçdaroğlu'nu desteklediler. Rakibi İnce'ye kumpas kurarak adeta yol temizliği yaptılar.
Nasıl 14 Mayıs seçimleri Fetullahçı Terör Örgütü için varlık savaşıysa Türk devleti de seçim sonuçlarını onları yok etme mücadelesine çevirmeli. Tek bir FETÖ'cü kalmayıncaya kadar devlet bu ihanet şebekesinden arındırılmalı.
Unutmayalım ki bölücü terör örgüt PKK gibi FETÖ'nün de uzun yıllar ayakta kalabilmesi iki desteğe bağlı. Birincisi dışarıdan yabancı ülke desteği, ikincisi de içeriden siyasi destek...
FETÖ, PKK'DAN DAHA SİNSİ
Bunlardan en önemlisi, içeriden verilen siyasi destek. Son seçimlerde olduğu gibi Türkiye'deki hiçbir siyasi parti FETÖ'cülere kol kanat germemeli. Bunun engellenmesi için de her şey yapılmalı.
Yoksa nasıl PKK ile 40 yıldan beri mücadele ediyorsak ve hâlâ canımızı yakmaya devam ediyorsa, etkili mücadele edilmezse FETÖ de çok uzun yıllar hem siyasette hem bürokraside hem medyada hem yargıda hem de güvenlik bürokrasisinde varlığını korur ve ihanet için zamanını kollar.
KILCAL DAMARLARA SIZDILAR
FETÖ'nün bölücü terör örgütünden daha sinsi ve tehlikeli yanı, “renklendirme taktiği” ile her siyasi kimliğe bürünebilmesi, her sivil toplum kuruluşuna, her tarikat ve cemaate sızabilmesidir. FETÖ elebaşı Gülen'in “devletin kılcal damarlarına sızılması” talimatında olduğu gibi toplumun kılcal damarlarında gezinebilmesidir.
FETÖ'CÜLER BİZE ŞUNU ÖĞRETTİ
O yüzden FETÖ ile mücadele, 1984 yılında devlete silah çekerek terör eylemlerine başlayan PKK terör örgütü ile mücadeleye benzemesin istiyorsak, mücadele, devletin içinde tek bir örgüt mensubu kalmayıncaya kadar kesintisiz devam etmeli. PKK devlete ilk kurşunu sıktığında, “üç beş çapulcu” açıklamalarıyla küçümsenme hatasına düşüldüğü gibi, hâlâ ihanet peşinde olan FETÖ'cü hainlere merhamet gösterilmemeli. Çünkü her bir FETÖ'cü ihanet peşindedir.
FETÖ'cüler bize şunu öğretti: “Haine merhamet vatana ihanettir.”
Önümüzdeki süreçte yapacağımız mücadele, 15 Temmuz şehit ve gazileri başta, gelecek nesillere borcumuzdur.