Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Faik Tanrıkulu: İsrail'in 450 siber şirketi var, zaman aleyhimize işliyor

Lübnan'da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerinin İsrail tarafından patlatılmasının etkileri tüm dünyada sürüyor. İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faik Tanrıkulu, İsrail'in dünya çapında siber güvenlik alanında önemli bir oyuncu olarak öne çıktığına dikkat çekti.

3 Ay Önce Güncellendi

2024-09-21 14:35:25

Faik Tanrıkulu: İsrail'in 450 siber şirketi var, zaman aleyhimize işliyor

İsrail'de yaklaşık 450 siber güvenlik şirketi bulunduğunu ve ülkenin ABD'den sonra en fazla siber güvenlik şirketine sahip ikinci ülke olduğuna dikkati çeken Tanrıkulu, şunları söyledi:

"İsrail, özellikle yüksek teknoloji ve siber savunma konularında ciddi yatırımlar yaparak devlet destekli projeler ve özel sektör iş birliği ile kapsamlı bir siber ekosistem oluşturmuş durumda. İsrail, internetin yaygınlaşmaya başladığı ilk dönemlerden itibaren siber güvenliğin kritik bir araç olduğunu fark etti. İsrail Savunma Kuvvetlerinin (IDF) seçkin bir birimi olan 8200 Birimi, bu alanda öncü rol üstlendi. 8200 Birimi'nde görev yapan askerler, hizmetleri sırasında kazandıkları bilgi ve deneyimi sivil hayatta ticari siber güvenlik sektörüne taşıyarak bu alanda birçok yeniliğin öncüsü oldular."

Tanrıkulu, milli siber güvenliğin devletler için stratejik bir zorunluluk haline geldiğinin altını çizerek, dijital saldırıların kritik altyapılar, bankacılık sistemleri, enerji ağları, savunma mekanizmaları ve hatta seçim süreçlerini hedef aldığını ve bunun da milli güvenlik açısından ciddi riskler oluşturduğunu anlattı.

"ASELSAN, TÜBİTAK ve HAVELSAN SİBER GÜVENLİK ÇÖZÜMLERİ"

Ülkelerin siber güvenlik kapasitelerini artırmaları ve dijital saldırılara karşı daha güçlü savunma stratejileri geliştirmeleri gerektiğine vurgu yapan Tanrıkulu, "Türkiye'de de bu alanda önemli adımlar atılıyor. ASELSAN, TÜBİTAK ve HAVELSAN gibi yerli savunma sanayii şirketleri, siber güvenlik çözümleri geliştirmeye devam ediyor. Ancak bu çabaların ötesine geçip ülke olarak seferberlik ilan etmeli ve siber güvenlik konusunda kapsamlı bir ulusal strateji oluşturmalıyız. Kamu kurumlarımızı ve özel sektörümüzü bu yeni dönemin tehditlerine karşı hazırlıklı hale getirmeliyiz. Zaman aleyhimize işliyor, bu yüzden hızla harekete geçmemiz şart." ifadelerini kullandı.

İSRAİL'İN TÜRKİYE SATTIĞI HERON İHA'LARI

Tanrıkulu, geçmişte yaşanılan bazı olayların bu konunun önemini açıkça gösterdiğine işaret ederek, CrowdStrike gibi bir güvenlik yazılımında yaşanan güncelleme hatasının birçok şirketin sistemlerinde aksamalara yol açtığını anlattı. Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şirket bunu basit bir hata olarak açıklasa da böyle bir zafiyetin ne kadar büyük sonuçlara yol açabileceğini hepimize gösterdi. Benzer şekilde, İsrail'den kiraladığımız Heron İHA'larının beklenmedik şekilde düştüğünü ve hatta parasını ödediğimiz halde tamir edilmediğini biliyoruz. Bu tür olaylar, kritik teknolojilerde dışa bağımlılığın ne kadar tehlikeli olabileceğini ortaya koyuyor. Bu noktada, Çin'in attığı adımlar dikkat çekici. Çin, hastaneler, bankalar ve havacılık gibi kritik sektörlerde yerli yazılımlara geçiş sürecini hızlandırdı ve pek çok alanda yerli yazılım kullanım oranını yüzde 80'in üzerine çıkardı. Türkiye olarak biz de benzer bir strateji izlemeli, kritik alanlarda dışa bağımlılığı azaltmalı ve yerli yazılım ve teknolojilerimizi daha fazla teşvik etmeliyiz."

AA

Haber Ara