Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ülkemizin IMF ile ilk anlaşmayı yaptığı yıldan itibaren ekonomi politikalarımız ve siyasi politikalarımız küresel sistemin kontrolü altında yürüdü. Ülkeyi kendi rotasına döndürmek isteyenler hukuk dışı saldırılara maruz kaldı.
Karşımıza bir dönem vesayet çıktı, bir dönem terör örgütlerini sürdüler. AB üyeliğinden ABD ile ilişkilerimiz daha nice konuda maruz kaldığımız haksızlıkları saymıyorum bile. Milletimizin desteği ile her mücadeleyi kazandık. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Bunlar böyle işte. Bunlar zaten faizci. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu cümle alem bilir. Hiçbir zaman yüksek faizci olmadım. Siz mandacı tayfasınız.
Bugüne kadar girdiğimiz yoldan nasıl dönmediysek inşallah bu yoldan da geri dönmeyeceğiz.
Kur ve fiyat artışından kaynaklanan olumsuzlukları takip ediyoruz. Önemli kısmı küresel dalgalanma kaynaklı olsa da fahiş fiyat artışlarını çoğunun mantıklı bir izahı olmadığını görüyoruz.
Biliyorsunuz Türkiye pek çok gelişmekte olan ülkenin yerinde saymasına yol açan artık yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti.
Üçüncü çeyrek büyümesi 7.4 olarak açıklandı. Bu büyüme oranıyla G-20 içinde ilk sırada yer alıyoruz.
Doğrusu bizim yaptığımızdır. Tüm sektörlerde kapasite büyütme yarışındayız. Artık faiz oranını dayatmaya göre değil ülkemizin ihtiyacına göre belirleyeceğiz.
Faiz düştüğünde paradan para kazanan dışında kimsenin kaybı olmaz. Kur dediğin bugün artar yarın düşer enflasyon dediğin bugün artar yarı düşer.
Dünyanın her yerinde çeşitlenen ekonomi politikalarına güzelleme dizip de ülkemizi IMF reçetelerine mahkum etmek isteyenlerin riyakarlıkları paçalarından akıyor. Ey Bay Kemal siz otel odalarında IMF ile kulis atan değil misiniz?
Stokçulara bu ülkeyi mezar edeceğiz, Stokçuluk dinimizde haramdır. Bedelini ödeteceğiz. Döviz alırken sükunetten ayrılmayın. Uzun vadeli düşünün.
Yüksek faiz ve düşük kur üzerine kurulu sömürü düzeni ülkemize tekrar dönemeyecek.
