Erdoğan konuşmasında, "(Karabağ) Putin"in yaklaşımlarını bir kenara koyamam, onun olumlu yaklaşımları da süreci olumlu istikamette götürmeye yardımcı oldu." dedi.
"Bizim Ermenistan halkına bir kinimiz yok." diyen Erdoğan, "Sıkıntı Ermenistan'ın yönetimiyledir. Benim ülkemde 100 bini aşkın Ermeni vatandaşım var." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "(Karabağ) Azerbaycan yönetimi inanıyorum ki orayı da hiç gecikmeden, 3-5 yıl içerisinde çok daha farklı bir hale getirecektir." açıklamasında bulundu.
“Türkiye dünyada hakkı ve adaleti savunuyor”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye gibi kardeşimizin yanımızda olması bize daha da güç verir. Her zaman aziz kardeşimi karşılarken bilirim ki dünyada Türkiye ve Azerbaycan gibi yakın ülke yoktur. Bizi birleştiren hem ortak tarih, din, medeniyet, dil, edebiyat ve siyasetimizdir. Türkiye ve Azerbaycan dünya çapında bağımsız siyaset yürüten ülkeler. Türkiye'nin gücü bizim gücümüzü arttırır. Dünyanın birçok ülkelerinde Türkiye hakkı, adaleti savunur, ezilmiş halkların çıkarlarını savunur. Adaleti, hukuku savunur. Bugün Erdoğan Türkiye'sini dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret ve gelişme örneğidir. Bu gün imzalanmış bir nice sözleşme Türkiye'nin gelişmiş sanayisini Azerbaycan'a getirecek. Bugünkü imzalanan metinler çok küçük bir yer tutuyor. Bütün dünya Türk halkının zekasının, istidadını bir kez daha gördü, gelişmiş sanayisini bir daha gördü.
“Türk-Azeri işbirliği örnek olabilir”
Türk ve Azerbaycan askerleri Azadlık Meydanı'nda birlikte geçtiler. Türkiye ile Azerbaycan bayrakları bezendi. Bu insanların yüreğinden gelen duygulardır. Bu asırlar boyu kurduğumuz servettir. Bizim üstünlüğümüz ondadır ki, hem halklar, hem liderler bir yerdedir, birbirine 'kardeş' der. Ağır günlerde de, sevinçli günlerde, bugünkü günde de birlikteyiz. Bugün Türkiye-Azerbaycan birliği sadece halklarımız için değil bölge ve dünya için büyük önem taşıyor. Bugün aziz kardeşimle sohbet esnasında fikirlerimiz üst üste düşüyor. Bölgede yeni bir işbirliği oluşturmalıyız. Bundan bütün bölge ülkeleri faydalanabilir.
“Ermenistan'ın da bu platformda yeri olabilir”
Geleneksel Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan işbirliği var. Aynı zamanda Türkiye-Rusya-İran işbirliği var. Bütün bu platformları birleştirip tek platform yapabiliriz. Ermenistan iddialarından el çeker, geleceğe bakarsa onların da bu platformda yeri olabilir, biz buna açığız. Biz 30 yıl içinde uluslararası teşkilatlardan, Minsk'ten destek bekledik. Ancak bu olmadı. Sadece ne savaş ne barışa devam edildi. Düşmanı topraklarımızdan çıkarttık. Onlara çok büyük darbe vurduk. Ordularını mahvettik. Ondan sonra biz işbirliğine hazırız dedik. Yeni bir işbirliğini teşkil etmekle gelecekte savaş riskini sıfıra indirebilelim. Azat edilmiş toprakların gelişmesine bağlı fikirlerimizi ortaya koyuyoruz. Karabağ'a dünyanın en güzel bölgelerinden biri olacaktır. Eminim ki, Türk kardeşlerimiz yardımıyla bu olacak. Yol, demiryolu, altyapı projelerinde Türkiye ve Azerbaycan şirketleri beraber yapacaklar. Kısa zamanda hayata geçirilmesi bölgeye yeni nefes getirecektir. Ben bir daha kardeş Türkiye halkına teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Biz bugünlerde büyük destek dayanışma gördük. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bakanlar, TBMM aynı zamanda toplumsal kuruluşlar, basın mensupları. Basın geceli gündüz hayatını riske atarak röportajlar yaptı haberler yaptı. Türkiye bizim galip gelmemize sevinen kardeşlerimize selamlarımı sunuyor, derin teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye-Azerbaycan birliği sarsılmazdır, ebedidir. Kardeşim bir kez daha hoşgeldiniz. Azerbaycan halkı size bugün öz sevgisini sokaklarda gösteriyor.
"44 günlük savaş sonrasında ortaya çıkan netice”
Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıklamalarında şunları kaydetti: "Değerli kardeşime, sayın Cumhurbaşkanıma özellikle bu zafer gününde vermiş olduğu mesaj nedeniyle şahsım ve heyetim adına çok çok teşekkür ediyorum. Zaferin başta bu işin liderliğini yapan kardeşime, onun şahsında tüm Azeri Türk kardeşlerime mübarek olmasını şahsım, heyetim, milletim adına ben de diliyorum, tekrar tebrik ediyorum. Gerçekten 44 günlük bir savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan'daki kardeşlerimizi nasıl sevindirdiyse aynı şekilde Türkiye'deki kardeşlerini de sevinmiştir. Gerek şahsımızda gerek tüm milletimizin şahsında yaşanan bir sevinçti. Gerek hükümetimiz olarak gerekse bu noktada parlamentonun büyük bir kısmı olarak bu sevinci beraber yaşadık. Buna özellikle de yazılı, görsel medyanın da büyük kısmı aynı şekilde katıldı ve bu zaferi beraber sürekli olarak kutladılar, mesajlarını da bu istikamette verdiler.
“30 sene niçin Karabağ'da bu çile çektirildi?”
Şu anda bugün bu törenlere biz kardeşimin de davetiyle geldik ve caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu, bu şekilde olurdu bunu gördük. Böyle bir zafere tebrik etmek, mübarek olsun demek herhalde bizim de görevimizdir. Rabbim bundan sonraki süreci inşallah başarılarla dolu olarak devam ettirmeyi de nasip etsin. Bugün etraflıca kardeşimle görüştük. Karabağ niçin bugüne kadar sürüncemede kaldı? 30 sene niçin Karabağ'da bu çile çektirildi? Bu Minsk üçlüsü denilen bu üçlünün işi neydi? Bunlar dünyanın en güçlü ülkeleriydi. Amerika, Rusya, Fransa niçin bu kadar bu oyalandı? Neden neticelendirilmedi? Acaba bunu neticeye kavuşturamazlar mıydı? Kavuştururlardı. Daha sonra çok daha olumlu mesajlar gelmeye başladılar.
"Bize ulaşmak istedi ama biz dönmedik"
Bunların başında da Fransa. Devamlı gardaşımı arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Tabii zaman zaman bize de ulaşmak istedi ama doğrusu biz de dönmedik. Çünkü biliyorduk ki dert başkaydı. Bunu da özellikle kardeşlerimiz artık göbeğimizi keseceğiz dediler, adımı attılar, adımı attıktan sonra zaten iş yürümeye başladı. İş yürümeye başladıktan sonra da biz burada sayın Putin'le görüşmeler yaptık. Aynı şekilde işin diplomasi bakanı Dışişleri Bakanım Mevlüt Bey yürüttü. Bu noktada istihbarat boyutu yürütüldü, savunma boyutu yürütüldü. Bütün bu çalışmalarla birlikte hava çok daha farklı gelişmeye başladı.
"Sayın Putin'in yaklaşımlarını bir kenara koyamam"
Ben burada sayın Putin'in yaklaşımlarını bir kenara koyamam, gerçekten onun olumlu yaklaşımları da bu süreci olumlu istikamette götürmeye yardımcı oldu. Bu arada yine kardeşimin az önce ifade ettiği platform konusunu doğrusu ben de çok önemsiyorum. Gerekirse altılı bir platform da oluşturabiliriz dedi. Bunu sayın Putin de kabullendi. Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan eğer kabullenir, uyarlarsa Ermenistan da bu platformun içerisinde yer alabilir.
"Ülkemde 100 bin Ermeni var"
Böylece bölgesel barışı tesis edelim dendi. Şimdi bu bölgesel barışın bölgedeki ülkelere getireceği yükler vardı. Bu yüklerin altyapı, üstyapı, siyasi bunun yanında diplomatik birçok yüklediği görevler vardı. Bugün de kardeşime söyledim, 'eğer bu konuda olumlu adım atıldığı takdirde biz de kapalı olan kapılarımızı açarız'. Yeter ki adımla atılsın, bizim de kapılarımızı Ermenistan'a kapatalım diye bir derdimiz yok. Biz barışın güvercini olmak istiyoruz, kaldı ki Ermenistan halkına bir kinimiz yok, sıkıntı Ermenistan yönetimidir. Benim ülkemde 100 bin Ermeni var. Vatandaşlar hakkı elde eden var, etmeyeni var. Onları da biz kabul ediyoruz.
"Paşinyan bile kabul ediyor sen etmiyorsun!”
Burada tabii liderlikler çok önemli. Kalkıp da sen Karabağ'ı kendi meclisinden geçirdiğin bir kararla burası artık devlettir ve biz burayı bu şekilde tanıdık deme hakkına sahip değilsin. Bunu kalkıp da Paşinyan bile kabul etmiyor. Sen kalkıyorsun böyle bir şeyi Meclisinden geçirmeye çalışıyorsun. Demek ki siyaseti öğrenememişsin, devlet yönetimini de anlamamış. Nerde nasıl olur bilmiyor. Yarın belki bana kızacak, bu akşam da kızacak, ayrı mesele. Bunu söylemezsek görevimizi yapmış olmayız. Tabii bunu başaracağız. Artık Azerbaycan bu yeni oluşumdan sonra ben inanıyorum ki, çok ciddi altyapıyı, üstyapıyı, bölgede oluşturma adımlarını atacak.
“Şuşa'yı yaşamak bizim için bir aşk”
Bu adımlarla beraber de süratle temennimiz odur ki, inşallah şöyle yaz mevsimiyle beraber yapılan yeni yollarda tabii öğrendiğim kadarıyla inşallah yollar yapılacak, demiryolları yapılacak, bütün yollarla beraber yani Nahçıvan'ı Zengilan'a, kuzeye hava değişecek. Bunları bitir de Şuşa'ya gelelim, orada beraber olalım dedik. Şuşa bir tarih. Onu yaşamak bizim için bir aşk. Gazilerimizin ruhlarını şad edelim. Bu kadar gazi verdik, şehitlerimiz var, gazilerimiz yaralı. Onlara Allah'tan şifalar diliyoruz. Şehitlerimiz bir şeye inanarak şehit oldular. Şehitlerimizin ruhaniyetini taltif etmemiz lazım. O ruhaniyetin elhamdülillah o mekânlarından bu sedayı bizim duymamız lazım. Duyar mıyız? Evelallah duyarız, çünkü onlar ölü değildirler. Bugün gazilerimizi görünce ayrıca mutlu olduk. Bu gaziliğin altında yatan bir şey var. Bu gazilik Karabağ'ı gerçek sahiplerine kazandırmak içindi.
"Camileri ve kiliseleri yaktılar”
Bugün biz ayrıca kardeşimle beraber altyapı, üstyapı bütün bunlara yönelik çalışmalarımızı yaptık. Bütün bulundukları yerlerde ne var ne yok hepsini yakıp yıktılar. Camileri yakıp yıktılar. Hatta bunlar kiliseleri de yakıp yıktılar. Bunları anlamak mümkün değil. Bütün bunlarla beraber yakılıp yıkılan yerlerin şimdi yeniden imarı da, inanıyorum ki, nasıl 20 yıl önce geldiğimde nasıl bir Bakü vardı bugün nasıl bir Bakü var, tamamen değişti. İşte bunu 20 yıl öncesinden bugüne getiren Azerbaycan yönetimi Allah'ın izniyle orayı da hiç gecikmeden 3-5 yıl içerisinde çok daha farklı bir yere getirecektir. Bu kudret bu güç İlham gardaşımda var, çünkü bunu ispatladı.
"Atılacak daha çok imzalar var"
Bugün kabir ziyaretlerinde Meclis başkanımız daha önceki başkanımız İsmail Bey 'Çok farklı bir Bakü gördüm'. İnanıyorum ki, şimdi biz bu yaz mevsiminde bile geldiğimizde inşallah Karabağ'ın nasıl değiştiğini göreceğiz. Bugün atılan imzalar sadece sembolik bazı imzalardır. Atılacak daha çok imzalar var. Bu imzalarla beraber inşallah Azerbaycan, Karabağ çok daha farklı bir şekilde yükselişine devam edecektir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şifalar diliyorum. Tekrar başarılarınızın artarak devamını diliyorum."
