Dolar

34,9448

Euro

36,7331

Altın

2.986,72

Bist

10.125,46

Erdoğan: İlave tedbirler almak durumunda kalabiliriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milletimiz tedbirlere riayet ederse birkaç hafta içerisinde salgın grafiğinin boynunu yeniden aşağı çevirmeyi başaracağız. Aksi takdirde ilave tedbirler almak durumuyla karşı karşıya gelebiliriz' dedi.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-11-22 16:33:03

Erdoğan: İlave tedbirler almak durumunda kalabiliriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz tedbirlere riayet ederse birkaç hafta içerisinde salgın grafiğinin boynunu yeniden aşağı çevirmeyi başaracağız. Aksi takdirde ilave tedbirler almak durumuyla karşı karşıya gelebiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Isparta, Burdur, Gümüşhane, Kastamonu ve Sinop 7. Olağan İl Kongreleri'ne video konferans yöntemiyle katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

İnsan hareketliliğini mümkün olduğu kadar azaltarak virüsün bulaşma ihtimalini azaltacak tedbirler aldık. Milletimiz tedbirlere riayet ederse birkaç hafta içinde salgın grafiğinin boynunu yeniden aşağı çevirmeyi başaracağız. Aksi takdirde sınırlamalara devam etmek, hatta belki ilave tedbirler almak durumuyla karşı karşıya gelebiliriz.

Dünyadaki büyük demografik değişimlerin ve güç kaymalarının bu tür büyük salgınların ardından yaşandığını görüyoruz. Dolayısıyla şayet bu süreçten en az kayıpla ve en önde çıkacak olursak, ülkemizi ve milletimizi aydınlık bir geleceğin beklediğine inanıyoruz. 

"Güçlü altyapının ne derece hayati
öneme sahip olduğunu gördük"

Geçtiğimiz 18 yılda, ülkemize demokraside ve ekonomide kazandırdığımız avantajları yeni dönemde hedeflerimize ulaşmanın itici gücü olarak görüyoruz. Salgın döneminde sadece sağlık alanında yeni hastaneleriyle, donanımlarıyla, personeliyle kurduğumuz güçlü altyapının ne derece hayati öneme sahip olduğunu hep birlikte gördük. Aynı şekilde eğitimden ulaşıma, enerjiden sanayiye kadar her alanda benzer yatırımlarla ülkemizi işte bu günler için hazırladık. 

Bir süredir ardı ardına yaşadığımız saldırılar ve karşılaştığımız tuzaklar, tıpkı bir asır önce yapılmaya çalışıldığı kadar bizi Anadolu bozkırlarına hapsetme amacı taşıyordu. Milletimizle birlikte İstiklal Harbi'nden sonraki en büyük mücadelemizi vererek bu kirli senaryoyu yırtıp çöpe attık. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize daha sıkı sarıldık. Vatanımıza, ezanımıza, bayrağımıza daha sıkı sarıldık. Medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze, uzunca bir süre bize unutturulmaya çalışılan haklarımıza daha sıkı sarıldık. Kendi vatandaşlarımızla birlikte kalbini ve gözünü bize yöneltmiş tüm dostlarımızın dualarıyla engelleri aşa aşa bugünlere geldik. 

Türkiye, kendi iradesini siyasetine, diplomasisine, sahaya yansıttıkça rahatsızlıkların ve tepkilerin dozu da elbette arttı. Ülkemizi eskiden yaptıkları gibi içerideki maşalarını ve dışarıdaki mekanizmalarını kullanarak sinsi oyunlarla teslim alabileceklerini sananların heveslerini hep kursaklarında bıraktık. Bize yapılan saldırılara savunmada kalarak cevap vermek yerine üzerine üzerine gittik. Sokakları karıştırmaya çalıştılar, ihanetlerini ortaya serdik. Önce emniyet ve yargı, ardından ordu içindeki FETÖ'cüleri kullanarak darbe yapmaya kalktılar. Demokrasiye, milli iradeye ve hukuka daha güçlü şekilde sarıldık. 

Terör örgütleriyle mahallelerimizi çukurlarla bölmeyi, sınırlarımızı taciz etmeyi denediler. Başlarını ezdik. Siyaseti etkisiz hale getirerek vesayeti diriltme hesabına girdiler. Cumhur İttifakı'yla yönetim sistemimizde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Irak'ta ve Suriye'de bölgemizin ve medeniyetimizin kalbine bir hançer gibi saplanacak oluşumlar kurmaya kalktılar, önüne geçtik.

Yeni hukuk ve ekonomi reformları

Ekonomimizi yıkmayı denediler. Yapısal reformlarımızı yeni bir anlayışla hızlandırarak bu saldırıyı da engelleyecek adımları attık. Gelişmiş ülkelerin dahi önüne geçemediği salgın dalgasının altında kalmamızı umdular, tam tersine kendimizle birlikte tüm dostlarımıza el uzattığımız bir mücadele iklimi tesis ettik. Yeni hukuk ve ekonomi reformlarıyla bu süreci daha ileriye taşıyacağız, yeni bir atılım başlatıyoruz. AK Parti'nin bugüne kadar milletimizin gönlünde yerini korumasının sırrı samimiyettir.

Biz milletimize verdiğimiz her sözde samimiydik. Biz ülkemize yaptığımız hizmette, her yatırımda, her projede samimiydik. Biz Türkiye'nin bölgesel ve küresel düzeydeki her çıkarını savunurken samimiydik. Biz doğrudan bekamızı hedef alan saldırılar karşısında verdiğimiz her mücadelede samimiydik. Biz 83 milyon vatandaşımızın her birinin özgürlüğünü genişletmek, güvenliğini temin etmek, refahını artırmak için attığımız her adımda samimiydik.

Cumhur İttifakı'nı kurarken de samimiydik. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası mücadelemizi, nice sınamaları başarıyla geçerek bugünlere gelen Cumhur İttifakı'nın çatısı altında bütün bu adımları yürütüyoruz. Cumhur İttifakı'nın gidişatından gayet memnunuz. Sayın Bahçeli'ye ve tüm MHP camiasına, 15 Temmuz darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere ülkenin ve milletin menfaatine olan her hususta yanımızda bulundukları için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İnşallah hep birlikte daha yapacak çok işimiz, hayata geçirecek çok politikamız var.

"İstikametimizde en küçük
bir değişiklik yoktur"

Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz. Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı'yla hükümetimizle partimizle ilişkili hale getirilemez. Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur.

Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamaz. CHP'nin ve arkasındaki mahfillerin dümen suyuna girenlere, 'Siz gidin heykellerinizle, iç kavgalarınızla, karanlık pazarlıklarınızla uğraşın, düşün bu ülkenin ve milletin yakasından.' diyoruz. Türkiye'yi dışarıya şikayet ederek, başka ülkelerin yönetimlerine bize nasıl ve nerelerden saldıracaklarının akıllarını vererek, dün söylediğini bugün yalayarak siyaset yaptığını sananların sonu hüsran olacaktır. Gezi eylemlerini organize edenlerin savunucusu olamayız.

Biz 18 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da milletimizin hizmetkarlığını yapmayı en büyük şeref kabul ederek yolumuza devam edeceğiz. Biz özellikle Gezi olaylarının finansörlüğünü yapan ve bunlarla ilgili olarak da şu anda içeride olan özellikle bugün, yarın hiçbir zaman bunları savunucusu olmadık, bundan sonra da olmayız. Bunca yıldır iktidar gücünü kullanan bir parti olarak elbette eksiklerimiz olmuştur, hatta belki hatalarımız da olmuştur. Ama samimiyetimizi, hizmetlerimizi, vizyonumuzu kimse sorgulayamaz, aksini iddia edemez. İstikamet doğru olunca eksikleri tamamlamak mümkün hale geliyor. Bugün de tüm samimiyetimizle çareyi yine milletimizde arıyoruz. Bunun dışındaki her türlü fitne ve fesat girişimlerini reddediyor, sizlerden de dikkatli olmanızı istiyorum.

"Terör örgütleriyle kol kola
olanlarla biz birlikte olamayız"

Terör örgütleriyle el ele, kol kola, omuz omuza, Ankara'dan İstanbul'a yürüyenlerle biz birlikte olamayız. Gezi olaylarının finansörü olanlarla, Kavala'larla, onlarla hiçbir zaman bir arada olamayız. Kobani'yi unutamayız. Biz Diyarbakır'da Kürt kardeşlerimizi öldürenlerin savunuculuğunu yapamayız. Hukuka sarılarak onların savunmasını yapmaya girenler kusura bakmasınlar artık şunu bilmeleri lazım ki AK Parti hiçbir zaman bunları savunmamıştır, savunmaz. Ama AK Parti Diyarbakır'da öldürülen Yasin Börü kardeşlerimizin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir.

Biriz, beraberiz, iriyiz, kardeşiz ve hep birlikte Türkiye'yiz. Daha öncesini bir kenara bıraksak bile sadece Osmanlı'nın Avrupa'da 600 yıllık geçmişi vardır. Bugün de kendimizi Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Daima NATO başta olmak üzere batı ittifaklarının en güçlü üyesi olduk. Bizi başka arayışlara mecbur bırakmadıkları sürece savunmadan ticarete kadar tercihimizi hep batıdan yana kullandık. Ama bu ülkemize ve milletimize yönelik açık saldırılara, farklı kılıflar altında dayatılan haksızlıklara, çifte standartlara boyun eğeceğimiz anlamına da gelmiyor. Her şeye rağmen hiçbir ülkeyle, kurumla siyaset yoluyla, diyalog, müzakere yoluyla çözülemeyecek sorunumuzun olmadığına inanıyoruz. Bunun için Avrupa Birliği'ne tam üyelikten mülteciler meselesine kadar ülkemize verdiğiniz sözleri tutun, birlikte daha yakın, daha verimli bir iş birliği tesis edelim çağrısında bulunuyoruz.

Aynı temenniyi müttefikimiz Amerika ile olan ilişkilerimiz için de ifade ediyoruz. Türkiye'nin sınırlarının güvenliği ve savunma ihtiyaçları konusundaki hassasiyetine saygı gösteren bir Amerika ile bölgesel ve küresel düzeyde yapabilecek çok işimiz olduğunu düşünüyoruz. Kadim tarihi ilişkilere sahip olduğumuz Türk Cumhuriyetleri, Rusya, Körfez ülkeleri başta olmak üzere tüm Asya ve Afrika coğrafyasıyla önümüzde çok büyük iş birliği potansiyeli olduğunu da biliyoruz. Böylesine geniş bir vizyona sahip Türkiye'yi kendilerinin dahi uymadığı kuralları bahane ederek, köşeye sıkıştırmaya çalışanlardan artık bu yöntemlerden vazgeçmelerini istiyoruz. Bizim hiçbir ülkenin hakkıyla, hukukuyla, hele hele siyasi ve toprak bütünlüğüyle asla sorunumuz yoktur. Tam tersine biz müdahil olduğumuz her yerde bu ilkeler çerçevesinde hareket ediyoruz.

"Üye sayımız 11 milyon 200 bini aştı"

Geçmişleri, sömürge ve zulüm utançları ile dolu olanların bugün aynı düzeni başka görünümler altında sürdürme gayretlerini yüzlerine vurmak bir suçsa, evet suçluyuz. Mazlumların ve mağdurların yanında yer almak, onların sesini dünyaya duyurmak, imkan bulunduğunda da haklarını bilfiil sahada korumak bir suçsa, suçluyuz.

Herkes için adalet, herkes için özgürlük, herkes için aydınlık bir gelecek istemek suçsa, evet suçluyuz. Ama bizim için bu şekilde davranmak, medeniyetimizin ve tarihimizin üzerimize yüklediği bir sorumluluktur. Bu sorumluluktan kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, kaçmadık ve kaçmayacağız. Genel başkanından mahalle temsilcisine kadar tüm AK Parti mensupları, işte böyle büyük ve tarihi bir vebalin altındadır.

Üye sayımız 11 milyon 200 bini aşarak tarihimizin en yüksek rakamına ulaştı. Her yıl 1 milyon yeni üye hedefi ile milletimizle olan gönül bağımızı sürekli daha ileriye taşımayı hedefliyoruz. Kongrelerimizi, özellikle bu yeni dönemde işaret taşları olarak görüyoruz. Hem ahde vefayı en üst seviyede tutarak hem yeni isimlerle, yeni heyecanlarla, yeni enerjilerle teşkilatlarımızı güçlendirerek 2023'e hazırlanıyoruz. İnşallah evlatlarımıza miras olarak 2053 vizyonlarını hayata geçirecekleri büyük ve güçlü Türkiye'yi bırakacağız. Bunu yapacak olan sizlersiniz.

Ben şimdi salona bakıyorum, salonda çok heyecan görmüyorum. Eskiden Gümüşhane'nin, Burdur'un salonları sürekli olarak alkışlarla inlerdi. Isparta aynı şekilde inlerdi. Dolayısıyla bunu her an görmek, yaşamak arzusu içindeyiz. Aynı şekilde Sinoplu, Kastamonulu kardeşlerimi aynı heyecan içinde görmek istiyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne teşkilatlarımızda görev almış tüm kardeşlerime, şükranlarımı sunuyorum. Yol arkadaşlarımızdan dar-ı bekaya irtihal edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. İlçe kongrelerimizde görev alan, bugün de il kongrelerimizde görev alacak olan kardeşlerime Rabbimden başarılar temenni ediyorum. AK Parti teşkilatları olarak, hükümet olarak, meclis grubu olarak daha çok çalışmamız daha çok gayret göstermemiz gereken bir döneme girdik. Sizler de illerdeki temsilcilerimiz olarak bu yeni sürecin lokomotifliğini üstleneceksiniz. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık eylesin diyorum.
Erdoğan, Burdur, Gümüşhane, Isparta, Kastamonu ve Sinop il kongrelerinde görev üstlenecek partililere başarılar diledi.

 

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara