Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hala Sultan Camisi'nde kıldığı bayram namazının ardından açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Tüm basın mensuplarının Kurban Bayramı'nı tebrik eden ve bayramın alem-i İslam'ın intibahına, ittihadına ve tüm insanlığın barışına vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Her şeyden önce bizim bugün burada bulunuşumuzun ayrı bir sebebi var. Kuzey Kıbrıs'ın kurtuluş mücadelesinin 47'nci yıl dönümünü aynı zamanda kutlayacağız ve iki bayramı bir arada kutlama fırsatını buluyoruz." diye konuştu.
Bugün toplu açılışlar olacağını anımsatan Erdoğan, "Bu toplu açılışlarımızla birlikte de Kuzey Kıbrıs'ımıza ayrı bir inşallah canlılık, altyapıda, üstyapıda, getirme fırsatını bulacağız ve bu vesileyle tüm Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimin bayramını tebrik ediyorum, Anavatan'daki tüm kardeşlerimin bayramlarını tebrik ediyorum ve İslam dünyasının, İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afganistan'dan Suriye'ye İslam coğrafyasında sorunlar yaşanıyor. Bayram dolayısıyla ne gibi bir mesaj vermek istersiniz İslam coğrafyasına?" şeklindeki soru üzerine, sorunsuz bir dönem ve sorunsuz bir zamanın insanlığın yaşamı boyunca olmadığını ve olmayacağını söyledi. Bunun böyle bilinmesi gerektiğini belirterek "Bu sorunlar karşısında çözümlerimiz ne olacak, nasıl çözümler üreteceğiz?" diyen Erdoğan, "Dikkat edilirse egemen güçler, emperyalist güçler Afganistan'da ilk defa böyle bir sorun üretmiyor. Bundan önce de yine Afganistan'da nice sorunlar yaşadık ve Afgan halkı dirayetiyle, iradesiyle bu emperyal güçlere karşı mücadelesini verdi ve bu mücadeleden de zaferle çıktı." dedi.
Emperyal güçlerin daha sonra Afganistan'a girdiklerini ve 20 yılı aşkın zamandır orada olduklarını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de bütün bu emperyal güçler karşısında Afgan kardeşlerimizin yanında yer aldık ve orada onlarla beraber öncelikli olarak da Kabil Havaalanı'nın korunmasını, bunun yanında insani noktada Afgan halkına her türlü desteği verme mücadelemizi sürdürdük. Şimdi yeni bir dönem var. Üç ana otorite burada görülüyor; NATO, Amerika ve bunun yanında da Türkiye. Şu anda Amerika çekilme kararını verdi ama Kabil Havaalanı'nın, bizim tarafımızdan zaten 20 yıldır işletiliyor, bundan sonra da işletilmesini istediler. Biz şu anda buna olumlu bakıyoruz ama olumlu bakarken tabii Amerika'ya bizim bazı şartlarımız var. Nedir bunlar? Bir, diplomasi noktasında Amerika bizim yanımızda yer alacak, diplomatik ilişkilerde. İki, lojistik noktasında imkanlarını bizim için seferber edecek, hangi gücü varsa lojistik anlamda bunları Türkiye'ye devredecek. Bir diğeri de tabii bu süreç içinde mali ve idari noktada çok ciddi sıkıntılar olacak. Bu konuda da gerekli desteği Türkiye'ye verecek. Eğer bunlar sağlanabilirse biz Türkiye olarak bu süreçte Kabil Havaalanı'nın işletimini ele almayı düşünüyoruz."
Taliban'ın bazı rahatsızlıklarının söz konusu olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Taliban'la da bu süreci görüşmek suretiyle, nasıl ki Amerika'yla bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa, herhalde Taliban Türkiye ile bu görüşmeleri çok daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok, ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize, anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum. Doha'dan oraya akan bir süreç var, bu süreci de iyi değerlendireceğimizi düşünüyorum. Başka alternatifler var, bu alternatifler üzerinde de şu anda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, "Dağlık Karabağ sorununun çözülmesi ile Azerbaycan'ın Kuzey Kıbrıs'ı tanıyacağı yönünde beklentiler vardı. Aynı zamanda ilk kez bir heyetin gelmesi beklentileri arttırdı, değerlendirmelerinizi alabilir miyim?" şeklindeki soru üzerine, "Bu konuda tereddüt edecek hiçbir şey yok. Bunları İlham Aliyev kardeşimle de sürekli zaten görüşüyoruz. İnşallah bu gidiş gelişler sürekli hale gelecek ve üst düzeyde devam edecektir." dedi.
KKTC'ye Türkiye'nin geniş katılımlı bir heyetle geldiği hatırlatılarak "Bir kişi dikkatleri çekti, Oğuzhan Asiltürk. Buradan almamız gereken bir mesaj var mı? Önümüzdeki süreçte heyetinizle farklı farklı isimler de gelir mi?" sorusuna Erdoğan şu karşılığı verdi:
"Gelmesinden hiç şüpheniz olması. Oğuzhan Bey tabii Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapıldığı dönemde Erbakan Hoca'mızın en yakın çalışma arkadaşıydı ve o dönemde bu Kıbrıs Barış Harekatı'nda o da üst düzey görev almış olan siyasilerdendi. Bu ziyareti yaparken biz de Oğuzhan Asiltürk Bey'i aramıza, kafilemize katalım dedik. Bunun yanında yine Hoca'mızın mahdumunu da buraya davet edelim dedik. Aynı şekilde yine o dönemin siyasi hareketi olarak, yani o koalisyonun içinde Erbakan Hoca'mızla beraber bulunan kadrodan Temel Bey'i de davet ettik. Yani bu davetleri yaparken hep birlikteliği, beraberliği sağlayarak burada olalım istedik. Nitekim Demokratik Sol Parti'nin şu andaki Genel Başkanını da aramıza aldık. Çünkü merhum Ecevit'in o da şu andaki makamında bulunduğu için o da bizimle beraber. Derdimiz bütün bu birlikteliği sağlamak, bu birlikteliği çok daha güçlü hale getirmek ve bundan sonraki süreçte de biliyorsunuz artık biz 'Kuzey-Güney' de demek istemiyoruz, artık 'Kıbrıs Türkü' diyoruz olaya böyle bakıyoruz, bundan sonra da böyle devam ettireceğiz."
Basın mensuplarının, Azerbaycan KKTC ilişkilerine ilişkin sorusu üzerine KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şunları söyledi:
"Azerbaycan bizim kardeş ülkemiz çünkü netice itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkileri bizim kardeşlik bağlarımız... Biz heyetle de görüştük, onlardan da aynı şekilde çok büyük sıcak ilgi ve alaka gördük. Onların kalbinde ve gönlünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle ilişkilerini geliştirmek var. Esas itibarıyla böyle önemli bir heyetin milletvekillerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin böyle önemli bir gününde, hem Kurban Bayramı'mız hem de 47'nci yılında Barış ve Özgürlük Bayramı'mız, böyle bir kutlu günde bizlerle beraber olmaları esas itibarıyla dünyaya verilen bir mesajdır diye değerlendiriyorum. Zaman içerisinde inşallah ilişkilerimiz daha da gelişecektir."
KKTC'de binlerce Azerbaycanlının bulunduğunu hatırlatan Tatar, "Zaten aramızda önemli ve köklü bağlar vardır. Dolayısıyla benim gönlümde, kendilerine de söyledim, biz aynı milletin soyundan gelmekteyiz, dolayısıyla şöyle, 'bir millet, üç devlet', iş oraya doğru gidiyor diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdığı bayram namazının ardından cami içinde vatandaşlarla bayramlaşan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Rabb'im tekrarını nasip etsin inşallah. Alemi İslam'ın ittihadına, intibahına vesile kılsın. İnşallah bu güzel Kıbrıs'ımızda 47 yıl önce yaşadığımızı bizlere bir daha yaşatmasın. Bundan sonraki süreçte güzel Kıbrıs'ımızın çok daha güzel, çok daha kalkınmış güçlü bir Kıbrıs olarak yoluna devamını bizlere nasip etsin. Artık güney-kuzey böyle bir derdin içinde olmayacağız. Bundan sonra Kıbrıs Türkü çok daha güçlü bir şekilde inşallah yoluna devam edecektir.”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bayram namazını Hala Sultan Camisi'nde kıldı.
AA