Arslan'ın “Big Pharma'nın suç ortakları!” başlıklı son yazısı;
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19'un "Mu" varyantının, Türkiye'de iki kişide tespit edildiğini açıkladı. Neredeyse her ay bir varyant açıklanıyor! Diyelim ki bu tespit doğru! Peki ama varyantları, Türkiye'de nasıl tespit ediyorlar? Bunun da açıklanması gerekmez mi?
Başlangıçta virüsün Çin tarafından izole edildiği açıklanmış hatta bir resmi de yayınlanmıştı. Bu resmin, insan hücresindeki eksozomların resmi olduğu iddia edildi. Bu iddiaya hiçbir cevap verilemedi! Yine birkaç ülkede açılan davalarda, aşı üreten ilaç şirketleri, mahkemelere virüsün izole edildiğine dair hiçbir delil sunamadı. Öyleyse izole edilememiş virüsün varyantları nasıl tespit ediliyor?
PCR testinin ise yaklaşık yüzde 50 doğru sonuç verdiğini Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da söylüyor artık. Bu ne demektir? Testler yüzde 50 yanlış sonuç veriyor demektir. Öyleyse tedavide de en az yüzde 50 oranında hata var demektir!
Washington Times'ta Everett Piper ise Jeffery A. Tucker'in, "Dünya Sağlık Örgütü, aşı sattırmak için doğal bağışıklığı kaldırdı" başlıklı yazısından alıntılar yaptı. Tucker, "COVID-19 aşılarını doğal enfeksiyonla karşılaştıran kapsamlı çalışmalar, doğal bağışıklığın enfeksiyonu önlemede herhangi bir aşı rejiminden daha güçlü olduğunu gösteriyor. Her iki doz Pfizer-BioNTech aşısı verilen kişilerin delta enfeksiyonu kapma ihtimalleri neredeyse altı kat, semptomatik hastalığa yakalanma ihtimalleri, enfeksiyon yoluyla doğal bağışıklık kazanmış kişilere göre yedi kat daha fazladır." diyor.
Piper ise bu verilere de dayanarak "Bir virüs bulaştığında onunla savaşırsınız ve bağışıklık sisteminiz bu bilgiyi bağışıklık oluşturacak şekilde kodlar. Ve bu yeterli sayıda insanın başına geldiğinde, virüs pandemik niteliğini kaybeder ve yönetilebilir." diyor ve ekliyor:
"Yine de bugün garip bir nedenle, CDC, WHO, NIH, Big Pharma (küresel ilaç şirketleri) ve ana akım medyadaki suç ortakları artık aşılama ve doğal bağışıklığı bir şekilde birbiriyle rekabet ediyormuş gibi gösteriyor. Sonuç olarak, tıbbı siyasallaştırmaktan suçlu olanların sadece aptal değil, hatta belki de cezai derecede ihmalkâr oldukları kanaatine vardım."
Mehmet Ceyhan da artık "Aşı olanlar, aşı olmayanlara bulaştırabilir. Aşılılar da PCR testi vermeli. Asıl amaç aşı olmayanlara bulaşmasını önlemektir. Tarihte iki yıl sürmüş bir pandemi yoktur. Aşı ile bitmiş bir pandemi de yoktur. Pandemiler hep virüsün mutasyonu ile bitmiştir" diyor! Ceyhan, "Etkili bir aşı en az üç yılda geliştirilebilir. Çocuklarda hastalık yüzde 90 belirtisiz seyrediyor. Aşılar, Delta varyantının bulaşmasını önlemiyor. Sağlıklı kişiler için maske güvenli değil" diyor.
Başından beri biz de benzer şeyler söylüyoruz!
YILAN ZEHİRİ VE ATTAN ELDE EDİLEN YILAN SERUMU!
Amerikan basınında çıkan haberlere göre Pfizer ve Merck ilaç şirketleri koronavirüse karşı ağızdan alınan antiviral ilaçların yeni deneylerini başlattıklarını açıklarken, Brezilyalı araştırmacılar, yılan zehrinde bulunan bir molekülle maymun hücrelerinde koronavirüsün çoğalmasını engellemeyi başardı.
Türkiye'de ise eski milletvekili Dr. Nesrin Ünal, 20 Nisan 2020 tarihinde, Antalya 20. Noteri'nden "Covid-19 tedavisinde, yılan zehrinin ve attan elde edilen yılan serumunun (panzehirinin) etkili olduğunu tespit ettiğimi beyan ederim" diye bir tespit yaptırdı. Ünal, 27 Nisan'da bu tespitinin araştırılması için Abdi İbrahim ilaç şirketine yazı yazdı. Şirketten 5 Mayıs 2020'de verilen cevapta, önerinin AR-GE'ye iletildiği bildirildi. Ben de bu verileri, bilginiz olsun ve kayıtlara geçsin diye yazıyorum...
