Dolar

34,9547

Euro

36,6033

Altın

3.023,14

Bist

10.058,63

Dilipak: Türkiye’ye gelen Afgan sığınmacıların çoğu “ABD yanlısı görevliler”

Taliban’ın Afganistan’da hakimiyetini ilan etmesinin ardından bütün gözler Afganistan’a çevrildi. Medyada Afganistan-Taliban tartışmaları sürerken Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Türkiye’ye sığınan Afgan göçmenlere ve bölgedeki muhtemel gelişmelere dikkat çekti.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-08-19 16:51:30

Dilipak: Türkiye’ye gelen Afgan sığınmacıların çoğu “ABD yanlısı görevliler”

Dilipak'ın ‘Afganistan'da son durum' başlıklı yazısından bir bölüm

Çin, Afganistan'daki Taliban rejimini tanıyan ilk ülke olacakmış. Düşünsenize, kendi ülkesinde sıradan geleneksel bir Müslümanlığa bile tahammül gösteremeyen bir rejim; Afganistan'da Taliban rejimine destek verecek! Daha önce SSCB ile düşmanken, Afganistan'da sosyalist Afganlara da destek veriyordu.

Kimine göre, ABD yeni bir oyun kuruyor. Çin'e saldırmanın hazırlığını yapıyor. Aydın Üni'den Dr. Özgür Tör, Tv100'de katıldığımız Hande Aydemir'in sunduğu programda, ABD'nin Çin'e saldırı hazırlığı yaptığından söz ederken, daha önce Çin'in Doğudan ve Güneyden sıkıştırılacağını, bu durumda bir Çin-Hindistan krizi yanından, Doğu Türkistan'a Fergana koridorundan ulaşacak DAEŞ unsurlarının bölgede çatışma çıkarabileceğine dikkat çekti.

Tabii bu süreç Pakistan'ı ve özellikle Şii İran'ın İmamet devletinin hemen yanı başında Vehhabi etkisi altında bir Hilafet devleti, bölgede bir Hilafet-İmamet çatışmasının fitilini tutuşturabilir. İran'ın başının bir yandan da Arap Şiası ile başının dertte olduğunu düşününce durum daha farklı bir derinlik kazanıyor. İran bu durumda hem kendi içinde sorunlar yaşayabilir, hem de bir yandan da Suudi Arabistan ile ipleri gerebilir.

İran Lübnan'da Hizbullah üzerinden, Suriye ve Irak'da Arap Şiası üzerinden, Yemen'de Husiler üzerinden bölgedeki çatışmalara müdahil. Bu durum İran'ın başında bir belanın dolaştığını da gösteriyor. Çin ve Rusya'nın İran'la işbirliği yapması, İran'ı korumaya yetmeyebilir ama Rusya ve Çin'in bütün bu sürece müdahil olmasını sağlayacaktır. Bu da bölgedeki vekalet savaşlarının daha da derinleşmesine sebeb olabilir.

İsmail Nacar'ın dikkat çektiği bir konu var: Bilindiği gibi SSCB, Babrak Karmal'ı iktidara taşıdı ve ardından Aralık 1979 tarihinde Afganistan'ı işgal etti. Aynı yıl İran'da devrim gerçekleşti. Bunun üzerine ABD politikalarında değişiklikler yaparak dini cemaat ve önderleriyle iyi ilişkiler kurmaya başladı. Yeşil kuşak projesi bu şekilde hayata geçirildi. Bu çerçevede CIA, Sovyet işgaline karşı Afganistan'da savaşan Molla Ömer ve benzerleriyle diyaloğa girerek yardım vaadinde bulundu. Başta, 1994'te Taliban'ı kuran Molla Ömer olmak üzere çoğu mücahit örgüt ve liderleri de, ABD derin devletinin bu önerisini, ülkelerinin kurtuluşu uğruna kabul etmek zorunda kaldılar.

Bugün benim için düşündürücü olan ise, CIA'nın Gülen'le doğrudan teması da aynı döneme rastlar. (Bkz; İsmail Nacar'ın “Gördüğüm Derin Devlet ve Neo - Haşhaşi FETÖ” isimli kitabı) DAEŞ “Radikal İslam”a örnekti ve onlara “sopa” gösterilecekti. Gülen ise “havuç” verilecek olan “ılımlı İslam”ı, “Demokratik İslam”ı “Euro” ya da “Amerikano İslam”ı temsil ediyordu.

Bugün Afganistan'dan Türkiye'ye gelen sığınmacıların çoğunun, “ABD yanlısı görevliler” olduklarını bilelim. Nacar burada bir konuya dikkat çekiyor. Daha önce ABD'ye giden FETÖ'cüler ve Irak'ın işgalinde ABD'ye götürülen, Kürtler, Araplar ve birtakım Türkmenler bugün ABD'nin himayesinde yeni bir güç oluşturuluyorlar ve bundan sonrası için aynı grublar tarafından yönlendiriliyorlar.

Ankara'nın bu gerçeği görüp, hesaplarını buna göre yapması gerekir. Yani konu Afganistan'dan gelen göçmen sorunu gibi sıradan, basit bir olay değil. Bunu görelim. “Demek ki bunların çoğu, dün Rus, bugün de ABD emperyalizmini yenen mücahitler değil, tıpkı darbeci FETÖ “Da'i”leri gibi yıkılan kukla rejim militanı CIA ajanlarıdır.” Aman ha dikkatli olalım!

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara