Davanın sonucuyla ilgili paylaşılan yazılı bazın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak 27.07.2020 tarihinde Yeni Akit gazetesinde çıkan “AKP'nin Papatyaları” başlıklı yazısı ile ilgili olarak AK Parti Genel Merkezi, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanlığı, 81 il Kadın Kolları il Başkanları, Bazı Kadın Milletvekilleri ve KADEM tarafından yapılan suç duyurusu sonucu İstanbul Küçük Çekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açılan ceza davasında verilen ve daha sonra para cezasına çevrilen mahkumiyet kararı İstanbul bölge adliye mahkemesi 24. Ceza dairesi tarafından bozuldu.
Aynı yazıya ilgili olarak da AK Parti Genel Başkanı sıfatı ile Recep Tayyib Erdoğan 500 bin liralık tazminat davası açılmıştı. Ankara'da açılan hukuk davasında Dilipak aleyhine 50.000 liralık tazminata hükmetmişti ancak Dilipak ve avukatları tarafından istinafa gönderilen dosya üzerinden mahkeme, Hukuk mahkemesinin Ceza mahkemesini bekleme sebebi yapmaması sebebi ile kararı bozmuştu. Bu son gelişmeyle ilgili olarak hem Ceza mahkemesinin kararı ve hem de Ceza Mahkemesine ilişkin İstinafın bozma kararı ile tazminat davası konusuz kalmış oldu.
Dilipak'ın söz konusu yazısı sebebi ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, LGBT'ye yönelik hakaret ettiği gerekçesi ile Dilipak'ın cemiyet üyeliğini sonlandırmıştı. Yine bir sosyalist parti de tüm kadınlara hakaret edildiği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunmuş ancak savcılık bu suç duyurularını dava konusu yapmamıştı.
Dilipak hakkında 81 ilde AK Parti kadın kollarının eş zamanlı açtığı dava üzerinden medyada Dilipak'a karşı ambargo uygulanmaya başladı. Üniversiteler, belediyeler, birçok dernek, Oda, Vakıf boykota destek verdiler ve bu boykot bu güne kadar sürdü.
Dilipak'da dava sonucu hakkında şöyle dedi: adalet yerini buldu. Ama geciken adalet adalet değildir. 5 yıldır bir boykot sürüyor. Bir iki il ve ilçe dışında Fuarlara bile davet edilmiyorum. Yerel medialar dahil iktidarı destekleyen ulusal medialar, aynı gruptaki STK'lar, dernekler, odalar bu boykota katıldılar. O davanın açıldığı hafta 81 ilde düzenlenen basın toplantıları ile hedef gösterildim, tehdit edildik, hakarete varan ithamlara maruz kaldım. Tabi asıl suçlama KADEM den geldi. Israrla suçlamalarını sürdürdüler. Yazarların çoğu beni hedef gösteren aşağılayan açıklamalar yaptılar. Merak ediyorum, bugün özür dileyecekler mi?
Dilipak, “davanın dünyada sona erse de din gününde, İlahi adalet divanında yeniden görüleceğini” söyledi. “Müştekilerin bir kısmı helallik almadan öbür dünyaya göçtü”. Bu dava benden çok beni suçlayanların aleyhine bir sonuç doğurdu. Beni asıl düşündüren konu, yaklaşık çeyrek asırdır iktidarda olan bir parti nasıl olurda, Hak, hukuk, adalet konusunda böyle bir dava açabilir. Adalet Bakanlğı yapmış bu kadar kişi var, hiç mi sormadılar. Milletvekilleri arasında bu kadar avukat var, Ya da onlar hiçbir şey söylemediler mi? 81 il başkanı, kadın kolları başkanından hiçbiri burada bir yanlışlık var demedi. Nasıl bütün malum media bu haksızlıklar karşısında sesini kıstı. Merak ediyorum, bakalım şimdi özür dileyecekler mi? Özür dilemek de bir erdem. Benim yazımı çoğu hala okumamıştır bile. Yazım internette duruyor. Lütfen okusunlar. Duruşmadaki ifadelerim de “dilipak.com”da var” dedi.
Yorum Yap