Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin geçen yıl gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay'da yaşandığı iddia edilen rüşvet skandalına dair soruşturma başlattı. Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen süreçte, iddialar çerçevesinde eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlunun da "mağdur" sıfatıyla ifadeye çağrıldığı açıklandı.
Kurultayda delege bazında "para karşılığı oy kullanıldığı" yönündeki iddialar doğrultusunda daha önce birçok kişinin ifadesine başvurulmuştu.
90 ŞÜPHELİ, 36 TANIK: SORUŞTURMA DERİNLEŞTİ
Soruşturma kapsamında bugüne kadar, aralarında daha önce yolsuzluk iddiaları nedeniyle tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da yer aldığı 90 kişi “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi.
Ayrıca 36 kişi de tanık olarak dinlendi. Başsavcılık, elde edilen bulgular neticesinde eski genel başkanın da sürece dahil edilmesine karar verdi.
KURULTAYIN İPTALİ İÇİN AÇILAN DAVALAR BİRLEŞTİRİLDİ
CHP içindeki bazı isimler, kurultaydaki usulsüzlük iddiaları nedeniyle hukuki süreci başlattı. Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı CHP delegeleri, kurultayın iptali için mahkemeye başvurdu.
Söz konusu davalar, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde birleştirildi ve duruşma tarihi 26 Mayıs 2025 olarak belirlendi.
SİYASİ PARTİLER YASASI GÜNDEMDE
Soruşturma, Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak yürütülüyor. Özellikle parti içi seçimlerde “rüşvet, baskı ve yönlendirme” iddialarının yasaya aykırı olduğu vurgulandı.
Başsavcılık, bu tür ihlallerin yalnızca partinin değil, kamu düzeninin de zararına olduğunu belirtti.
KILIÇDAROĞLU NE DİYECEK? GÖZLER İFADEDE
Siyasi çevrelerde asıl merak edilen konu ise, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ifadeye çağrılmasıyla birlikte vereceği beyanlar. Kılıçdaroğlu'nun, kurultayda yaşananlara dair ne bildiği, ne şekilde bilgilendirildiği ve sürece dair tavrı soruşturma için belirleyici olacak.
İPTAL KARARI GELİRSE NE OLUR?
Eğer mahkeme kurultayın iptaline karar verirse, bu karar sadece CHP'de değil, tüm siyasi dengelerde ciddi sonuçlar doğurabilir. Parti yönetimi, kurultay kararlarının iptaliyle birlikte yeniden kongre sürecine gitmek zorunda kalabilir.