Çeşitli temasları dolayısıyla Kars'a gelen Numan Kurtulmuş, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu'yu makamında ziyaret ederek yeni görevinin hayırlı olması temennisinde bulundu. Daha sonra kampüsteki Ahmet Arslan Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "2019-2020 Kafkas Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni"ne katılan Kurtulmuş, katılımcılara "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" konulu konferans verdi.
Numan Kurtulmuş, konferansta yaptığı konuşmada, öğretim üyeleri ve öğrencilerin 2019-2020 akademik yılını tebrik etti. Herkesin ne iş yaparsa yapsın bir hedefi, ideali, hayali ve ülküsü olması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Eğer insanoğlunun herhangi bir şekilde kendisine, ülkesine, yaşadığı coğrafyaya ilişkin hedefleri yoksa geleceğe ilişkin hareket etmesi mümkün olmaz. İddia ve irade sahibi insanların toplumlara öncülük yapabilmeleri için mutlaka ahlak sahibi olmaları lazım. Bireysel ahlakın yanında da sistem ahlakının da temel ahlaki özelliklere de sahip olmamız lazım. Bunların başında toplumsal sorumluluk geliyor. Yani gününü gün etmek, bir şekilde dünyanın toplumun meselelerine karşı hatta evrenin meselelerine karşı kayıtsız kalmak bizim için doğru değildir."
Kurtulmuş, iddiası olan kişinin mutlaka toplumsal sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini belirterek kamunun hakkının ve hukukunun kişisel hedeflerin üstünde görülmesinin toplumsal ahlakın bir parçası olduğunu dile getirdi.
Toplumsal değişimin kurallarına uygun davranmanın zorunlu olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Öncelikli olarak dünyanın içinde bulunduğu şartlar, Orta Doğu coğrafyasında yaşadıklarımız, özellikle Suriye politikası dolayısıyla dünyanın bütün büyük güçlerinin gelip yerleştiği bu Orta Doğu coğrafyasında olanlar, Türkiye'yi çok daha güçlü ve kuvvetli ülke olmaya mecbur bırakıyor. Bu bölgede başkalarına bağlı olarak gücü kendinde olmayan, zayıf, iradesiz, içeride sorunlu bir Türkiye olarak asla ayakta duramayız."
Orta Doğu coğrafyasında oynanan oyunların farkına varılması gerektiğine dikkati çeken Kurtulmuş, meseleyi sadece piyonları görerek anlamanın mümkün olamayacağını anlattı. Bölgede oynanan oyunun arkasındaki esas senaryoyu yazanları iyi keşfetmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:
"1991'den bu yana Orta Doğu coğrafyasında Amerika'nın Irak'ı işgali ile birlikte çok derin olaylar oluyor. Orta Doğu ülkelerinin hatta coğrafyamızın geniş anlamda her yerinde büyük sancıların yaşandığını görüyoruz. Afganistan'da, Pakistan'da, Irak'ta, İran'da, Yemen'de, Libya'da, Suriye'de ve diğer birçok yerde yaşanan sıkıntıları görüyorsunuz. Bu sıkıntılar Türkiye'nin yakın çevresini de yakından ilgilendiriyor. Hemen burnumuzun dibinde Suriye'nin kuzeyinde olan olaylar sadece terör örgütlerinin gerçekleştirdiği olaylar asla değildir."
Kurtulmuş, terör örgütlerinin kendiliğinden ortaya çıkmadığına işaret ederek DEAŞ'ın nasıl ortaya çıktığını anlattı. Bir ara 80 bin militanı olan DEAŞ'ın internet üzerinden bir araya gelerek örgütlendiğine değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bunları dünyanın dört bir tarafından topladılar ve ellerine silah verdiler. Amaç, Orta Doğu coğrafyasını hallaç pamuğu gibi dağıtmaktı. Arkasından PYD/YPG denilen örgüte 35 bin tır silah verdiler, oralarda neredeyse bir terör örgütü koridoru oluşturmaya ramak kalmıştı. Bu terör örgütleri sadece adı üstünde 'vekalet savaşı' diyorlar, yani asıl olanlar kendilerini ateşe sokmuyorlar, birtakım maşa ve piyonlarla bu işlerini görmeye çalışıyorlar. Türkiye 15 Temmuz'da FETÖ terör örgütünün büyük ihanetinden ramak kala kurtuldu. Bu millet uçurumun kenarından Türkiye'yi aldı."
Bir asır evvel milletin cesareti, kahramanlığı ve Kurtuluş Mücadelesi'yle kovduğu emperyalist güçlerin yarım kalan hesaplarını bir kere daha açtığına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Nasıl geçmişte terör örgütleri üzerinden bir şekilde bu coğrafyayı hallaç pamuğu gibi dağıttılarsa yeniden dağıtmak ve parçalamak istiyorlar. İşte Türkiye olarak üzerimize üzerimize düşen sorumluluk, bu büyük oyunu görmek ve oyunu bozmaktır. Milletimiz bu oyunu görüyor ve bu oyunu bozacaktır. Onun için Türkiye'nin büyük ve güçlü olması lazım. Önceden Türkiye ta 1790'lerden bu yana bu coğrafyada büyük güçlerden birisine dayanıp diğerine karşı hareket ederdi. Sonra ötekine dayanır öyle hareket ederdi. Şimdi Türkiye öyle bir noktaya geldi ki Allah'ın izniyle hem Amerikalılarla masada oturup konuşabiliyor hem Avrupalılarla hem de Ruslarla konuşabiliyor. İşte Suriye'nin kuzeyinde çok zor olmasına rağmen her birisinin görüşü 180 derece farklı olmasına rağmen Fırat'ın batısında Ruslarla, doğusunda Amerikalılarla oturup görüşebilme imkanını buldu."
Programa, Vali Türker Öksüz, AK Parti Kars milletvekilleri Ahmet Arslan ve Yunus Kılıç, Kars Cumhuriyet Başsavcısı Soner Aygün, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç ve AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın, akademisyenler ve üniversite öğrencileri katıldı.
