Bakan Tunç: Hakaret ve tehdit ifade özgürlüğü bahanesi olamaz
Adalet Bakanı Tunç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'ömür boyu başkanlık' iftirasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Hakaret ve tehdit içeren kara propagandalara karşı hukukun sınırlarının korunması gerektiğini belirtti.

Oluşturma Tarihi: 2025-06-23 08:27:34

Güncelleme Tarihi: 2025-06-23 08:28:47

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik “ömür boyu başkanlık” iddialarının tamamen uydurma ve asılsız olduğunu bildirdi. Tunç, bu iftiranın tarihî gerçeklikten uzak olduğunu, yalan ve yanlış örneklerle dolu olduğunu ve aynı zamanda hakaret ile şiddet çağrısı içeren kara propaganda olduğunu kesinlikle kabul etmediğini dile getirdi.

“HİÇBİR DEMOKRATİK HUKUK DÜZENİNDE HAKARET VE TEHDİT İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ”

Bakan Tunç, paylaşımında şunları kaydetti: “Hakaret ve tehdit, hiçbir demokratik hukuk düzeninde düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. İfade özgürlüğü; kişilik haklarını, kamu düzenini, milletimizin değerlerini ve devletin anayasal kurumlarını hedef alan saldırıların bahanesi olamaz.”

HUKUK DEVLETİ İLKESİ VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI VURGUSU

Tunç, Hukuk Devleti ilkesinin gereği olarak, hiç kimsenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik “diktatörlük gibi çirkin ve yakışıksız ifadelerle hakaret ve tehdit içeren beyanlarda bulunma hakkına sahip olmadığını” söyledi. Ayrıca, “Tehdit ve hakaret, gazetecilik perdesi arkasına saklanarak meşrulaştırılamaz.” ifadelerini kullandı.

Bakan, “Soruşturmayı yürüten savcılık, Anayasa'dan ve kanunlardan aldığı yetkiyle, kişi ve unvan ayrımı gözetmeksizin görevini ifa etmektedir. Hiçbir makam ya da kişi yargıya talimat veremez.” diyerek yargının bağımsızlığına vurgu yaptı.

“DEMOKRATİK TOPLUMLARDA ELEŞTİRİ İLE SUÇ ARASINDAKİ SINIR NETTİR”

Tunç, demokratik toplumlarda eleştiri ile suç arasındaki sınırın net olduğunu, bu sınır aşıldığında ise gerekli adlî mekanizmaların devreye girmesinin doğal olduğunu belirtti. “Hukukun çizdiği bu sınır aşıldığında, gerekli adlî mekanizmaların devreye girmesinden rahatsız olunmamalıdır.” dedi.