Kızılcahamam'daki bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Bakan Soylu'nun yanı sıra İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, ilgili bürokratlar ve 81 ilin göç müdürleri katıldı.
Soylu, toplantıda yaptığı konuşmada, İçişleri Bakanlığı bünyesinde en yoğun mesai harcanan konulardan birisinin göç olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuya büyük önem verdiğini, bu küresel trajedinin dünya kamuoyunda dile getirilmesinde büyük bir irade ortaya koyduğunu kaydeden Soylu, Erdoğan'a müteşekkir olduklarını dile getirdi.
Soylu, il müdürlerine "Dünyanın bu utancıyla, Türkiye'nin bu meseledeki onurlu duruşuyla doğrudan yüzleşen, bu konudaki binlerce hikayeye doğrudan şahit olan insanlar, elbette ki sizlersiniz." diye seslendi.
Özellikle Suriye kaynaklı kitlesel göç konusunda Türkiye'nin söylemediği, dile getirmediği hiçbir ifadenin mevcut olmadığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Ulusal ve uluslararası platformda söylenmesi gereken ne varsa Türkiye bunu söylemiştir. Dünyayı bu meselede harekete geçirmek için daha neler söyleyebiliriz, buna cevap vermekte zorlanıyorum. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, Araf Suresi'nde inci tanesi bir ifade vardır. Orada der ki, 'Kalpleri var fakat onlarla anlamazlar; gözleri var fakat onlarla görmezler; kulakları var fakat onlarla işitmezler...” Dünyanın bugün göç meselesinde takındığı tavır, tam da bu şekildedir." ifadelerini kullandı.
Soylu, birçok devletin özellikle Suriyeli göçmenlere karşı sınırlarda elektrikli tel gibi insanlık dışı tedbirler aldığını, bir yandan meselenin insan boyutundan olabildiğince uzak dururken Ortadoğu'da olan bitene karışmaktan ise geri kalmadıklarını ifade etti.
"Türkiye dünyada en çok mülteci barındıran ülke"
Türkiye'nin şu anda dünyada en çok mülteci barındıran ülke olduğunu vurgulayan Soylu, "Oysa 2010 yılında biz ilk 5'te bile değildik. Biz bununla başarılı bir şekilde yüzleştik. İşte bu toplantı, bu yönetim anlayışının bir neticesidir. Yönetim anlayışımızın, bundan sonra yapacaklarımızın bir değerlendirilmesi ve istişaresi mahiyetindedir." dedi.
Bugüne kadar gerek konuşmalarda gerek analizlerde daha çok göç konusundaki sayısal veriler üzerine odaklanıldığını kaydeden Soylu, şöyle devam etti:
"Artık daha ziyade bu insanların Türkiye'de geçirdikleri süre üzerinde değerlendirmeler ve analizler yapmak durumundayız. Bu insanların il bazındaki hayatları, yerleşik toplumla ilişkileri, birbirleriyle olan ilişkileri, geri dönme eğilimleri, geri dönme imkanları, yerleşik düzende meslekleri, kazançları, eğitimleri... Temel hareket tarzımız, eldeki fotoğrafı doğru okumak, doğru tarif etmek, insanları doğru yönlendirmek, tercihlerini ve kararlarını sağlıklı alabilmelerini sağlayacak verileri, bilgi ve imkanları sağlamak olmalıdır.
Afrin ve Zeytin Dalı operasyonları sonrasında ülkelerine dönenlerinin sayısının 285 bin 424 olduğunu kaydeden Bakan Soylu, "İnsanlar, uygun ortamı bulurlarsa vatanlarına geri dönme eğilimindeler. Ancak şu da bir gerçek ki bölgeye ilişkin büyük bir bilgi kirliliği de söz konusu." ifadelerini kullandı.
Soylu bu nedenle, bu kişilerin geldikleri yerle ilgili doğru bilgilere ulaşmalarını sağlayarak, geri dönüş imkanları hakkında bilgilendirmenin bir hedef olarak belirlenebileceğini kaydetti.
Göç müdürlerine "Görev yaptığınız yerlerdeki Suriyelileri, neredeyse tek tek, isim isim bilmelisiniz." diye seslenen Soylu, şunları kaydetti:
"Bu insanları sadece sınırdan içeri almak ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak yetmiyor. Evet önemli bir işti, büyük bir başarı hikayesiydi ama şimdi ikinci aşamadayız. Dolayısıyla bu verileri toplayıp, bu süreci hem insanların isteği hem de ülkemizin menfaatleri doğrultusunda yönetebilme kabiliyetini ortaya koymalıyız."
"Göçmenlere Türkiye kursu verin"
Türkiye'de asayiş olaylarının Suriyelilerden kaynaklandığı yönünde kara bir propaganda yapıldığını belirten Soylu, nüfusa göre suça karışma oranının yüzde 2,5 olduğunu, bugüne kadar Suriyelilerin sadece binde 8'inin suça karıştığını aktardı. Bakan Soylu, kötü algılara, fısıltı gazetesine, dedikodulara karşı teyakkuzda olunması gerektiğini vurguladı.
Soylu, Türkiye'ye gelenlere yerleşik toplumun kırmızı çizgilerini, alışkanlık ve davranış farklılıklarını anlatmanın bir görev olduğunu belirterek "Dünyaya ve dışarıdan gelenlere Türkiye kursu vermelisiniz." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Bu alan, yani Suriye kaynaklı göç alanı, Türkiye'nin ip üstünde değil, kılıç üstünde yürüdüğü bir alandır. Bu hassasiyete her arkadaşımın elbette ki vakıf olduğunu biliyorum ancak tekrar ifade etmek isterim. İçişleri Bakanlığı olarak, bütün kolluk birimleri ile aynı çatı altındayız. Keza AFAD' ın da bize katılmasıyla kapasitemiz daha da arttı. Nüfus İdaresi ve diğer birimlerimizle göçü yönetecek neredeyse bütün argümanlar artık Bakanlığımız bünyesinde. Hangi noktada sorun yaşıyorsanız, hangi noktada çözüm önerileriniz varsa, taşrada hangi başlıkları önemli görüyorsanız bunu bizlerle mutlaka paylaşın."