Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şu ana kadar operasyon bölgelerinde Kovid-19 vakası görülmediğini belirtti. Akar, normalleşme adımları kapsamında, 31 Mayıs'tan itibaren terhislerin, 5 Haziran'dan itibaren celplerin başlamasını planladıklarını, 20 Haziran'dan itibaren de bedelli askerlik celplerinin başlayacağını bildirdi.
Akar, NTV canlı yayınında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında yapılan çalışmaları ve normalleşme sürecine yönelik planlamaları anlattı.
Koronavirüs meselesi çıktığı ilk günden itibaren alınacak tedbirleri masaya yatırdıklarını ve Koronavirüsle Mücadele Merkezi'ni kurduklarını belirten Akar, merkezin yurt içi ve yurt dışındaki tüm Silahlı Kuvvetler unsurlarının durumunu başarılı şekilde takip ettiğini anlattı.
Akar, yürütülen 5 büyük operasyonun artan bir tempoda devam ettiğini ifade ederek, "Şu ana kadar çok şükür operasyon bölgelerimizde herhangi bir pozitif vakamız meydana gelmedi. Arkadaşlarımızın fedakar ve bilinçli çalışmaları sonucunda gerçekleşti." dedi.
Operasyon bölgelerinin önemine işaret eden Akar, "Orada bir taraftan teröristle uğraşırken diğer taraftan virüs konusunun karşımıza çıkmasıyla sıkıntılı durumlara gelmek istemedik. Bunu başardık. Tüm Türk Silahlı Kuvvetlerinde, sivil-asker toplam 208 pozitif vakamız var. Hiçbirinde kritik durum yok. Gözlem maksatlı olarak tamamen sağlık personeli ve sıralı birlik komutanlarımızın gözlemleri altında yakın takip ediliyorlar. İyileşme süreci de çok hızlandı. Şu anda Mehmetçik emin ellerde faaliyetlerini sürdürüyor." diye konuştu.
- "Haftada 500 solunum cihazını üretebilir hale geleceğiz"
Türk Silahlı Kuvvetlerinde üretilen sağlık malzemeleriyle ilgili de bilgi veren Milli Savunma Bakanı Akar, şu anda tüm personelin hijyen ihtiyacının karşılandığını, maske, tulum imal edildiğini anlattı.
Mühendislerin de sağlık malzemeleri yapan makineleri üretmeye başladıklarını söyleyen Akar, maske makinesi, ateş ölçer, termal kamera üretildiğini ifade etti.
Akar, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ile yapılan çalışmayla solunum cihazının ilk prototipinin üretildiğini, ilgili üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı ile çalışmaların yürütüldüğünü anlattı. Hulusi Akar, "Önümüzdeki günlerde bunun tamamlanmasını ve seri üretime geçmeyi planlıyoruz. Süreç tamamlandıktan sonra haftada 500 solunum cihazını üretebilir hale geleceğiz." şeklinde konuştu.
Milli Savunma Bakanlığı ilaç fabrikası ile TÜBİTAK'ın ortak bir ilaç çalışması yaptığını da kaydeden Akar, "Araştırma safhasını tamamladılar, seri üretim safhasına geçmek için son hazırlıkları yapıyorlar." dedi.
- Normalleşme adımları
Milli Savunma Bakanı Akar, Kovid-19 sürecinde normalleşme adımları kapsamında yaptıkları planlamalar hakkında da bilgi verdi.
Genel normalleşme planının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını hatırlatan Akar, bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı olarak kendilerine düşen bölümleri çalıştıklarını anlattı.
Akar, normalleşme adımlarını atarken de her an teyakkuz halinde olduklarını, herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak için ilk günkü dikkat ve hassasiyetle çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi.
Hulusi Akar, önlemler kapsamında ertelenen personel temini, atama ve görevlendirmeler ile okullardaki eğitimi 1 Haziran'dan itibaren başlatmayı planladıklarını, ertelenen Milli Savunma Üniversitesi sınavının 14 Haziran'da yapılmasının öngörüldüğünü kaydetti.
Süreçte, bir taraftan teröristle bir taraftan da virüsle mücadeleyi başarıyla sürdürdüklerini söyleyen Akar, şöyle devam etti:
"Fakat normalleşme de bir zaruret, bir ihtiyaç. Bu manada hem celplerin hem de terhislerin başlaması konusunda gerekli çalışmaları yaptık. En önemli amacımız, terhis olan Mehmetçiğin evine sağlıklı şekilde gitmesi, evinden kışlaya gelen Mehmetçiğin de sağlıklı olarak birliğine katılması. Bunun için gayret gösteriyoruz. Zaten erteleme de bu nedenle oldu. 1 aylık süre içinde yapacağımız hazırlıkları yaptık. Yapmaya çalıştığımız husus, 31 Mayıs'tan itibaren terhislerin başlaması, buna karşılık 5 Haziran'dan itibaren de celplerin başlaması.
Bedelli statüsünde bir değişiklik yok, 20 Haziran'dan itibaren de onların celpleri başlayacak. 4 haftalık eğitimlerini yapmak suretiyle vatani görevlerini tamamlayacaklar. 'Bedelli uzaktan eğitimle yapılsın' gibi bir çalışma gündemimizde yok."
Kışlalarda alınacak tedbirlerin sorulması üzerine Akar, celplerle ilgili tüm çalışmaların yapıldığını, Sağlık Bakanlığıyla koordinasyon içerisinde bunları yürüttüklerini söyledi.
Akar, "5 Haziran'dan itibaren celbi yapılacak tüm gençlerimiz teste tabi tutulacak. Orada testleri yapılacak, Askerlik şubeleri bunu planladılar. Sevkten 3-4 gün önce gerçekleştirilecek. Testlerin sonuçları belirlendikten sonra gençler birliklerine sevk edilecekler." dedi.
Hulusi Akar, 5 Haziran öncesindeki 4 gün boyunca, 100 bin civarındaki gence PCR testi uygulanacağını dile getirerek, sonuçların en kısa zamanda alınacağını, sonuçlara göre işlemlerin yapılacağını belirtti.
- Vefa grubuna saldırı
Milli Savunma Bakanı Akar, Van'daki Vefa Grubuna yönelik saldırıya ilişkin soru üzerine, Vefa Grubunun insanı amaçlarla bu çalışmaları yürüttüğüne dikkati çekti.
Saldırıyı şiddetle kınayan Akar, "Bunun ne insanlıkla ne vatandaşlıkla bir ilgisi var. Böyle terörist dahi olmaz. Bu, alçaklığın ta kendisi. Şehidimizin ve yaralı kardeşlerimizin kanları, diğer şehitlerimizin kanları yerde kalmadığı gibi bunların kanlarının da yerde kalmayacağının bilinmesini istiyorum. Bu konuda yapılması gereken ne varsa yapıldı, mutlaka yapılacak. İçişleri Bakanlığımız ve Milli Savunma Bakanlığımız omuz omuza bu konudaki mücadelemizi aralıksız sürdürdü, sürdürülüyor, bunların hesabı mutlaka sorulacak." şeklinde konuştu.
İdlib'deki ortak devriyelere ilişkin soru üzerine Akar, 5 Mart'ta Rusya ile imzalanan mutabakat muhtırasının uygulanmaya devam edildiğini söyledi.
Ateşkes ihlalleri, küçük ihlaller ve sorunlar olsa da bölgedeki ateşkesin devam ettiğinin altını çizen Akar, bazı radikal grupların ateşkesi bozmak için girişimleri olduğuna işaret etti. Bunlara karşı Rusya ile gerekli tedbirleri aldıklarını, almaya da devam ettiklerine bildiren Akar, "Bizim amacımız oradaki ateşkesin kalıcı hale getirilmesi." dedi.
Yapılan çalışmalar sonucunda şu ana kadar 250 bin civarında Suriyelinin gönüllü olarak güvenli şekilde evlerine döndüğünü belirten Akar, şöyle devam etti:
"Bizim amacımız, bölgeyi terk eden bütün Suriyeli kardeşlerimizin güvenli ve gönüllü şekilde evlerine dönmeleri. Buna çalışıyoruz. Bazı kişilerin, bazı grupların şu veya bu amaçla bunu sabote etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Sabırla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Hem mevzilerimiz hem gözlem noktalarımız, 5 Mart'tan önce neredeyse şu anda yerlerini muhafaza ediyorlar. Görevlerini o şekilde devam ettiriyorlar."
Milli Savunma Bakanı Akar, şu anda Irak'ın kuzeyinde, aynı şiddette operasyonların devam ettiğini, bölgede el yapımı patlayıcılar, sızmalar, tacizler, saldırı girişimlerinin sürdüğünü anlattı. Akar, buna karşın Mehmetçiğin mücadelesini büyük bir başarıyla sürdürdüğünü belirterek, 1 Ocak'tan bugüne kadar 1393 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
- Libya'daki faaliyetler
Libya'da Hafter güçlerinin sivil hedeflere saldırılarının ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin o bölgede kayıplar yaşadığı iddialarının hatırlatılması üzerine Akar, Libya'da Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış bir hükümet bulunduğunu, Türkiye'nin de bu hükümetin daveti çerçevesinde bölgede olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bölgede askeri eğitim iş birliği ve danışmanlık görevi yaptığını belirten Akar, "Orada şehidimiz, yaralımız, zaiyatımız söz konusu değil. Bugüne kadar olmadı, inşallah bundan sonra da olmayacak. Bu konuda her türlü güvenlik tedbiri alınıyor." diye konuştu.
"Türkiye'nin hizmet vermesiyle bölgedeki dengede bir değişiklik oldu mu?" sorusu üzerine Bakan Akar, Türkiye'nin eğitim iş birliği ve danışmanlık hizmetlerine başlamasından sonra ülkenin birliği, beraberliği ve bütünlüğü için çalışan Libyalıların büyük başarılar sağladıklarını söyledi.
NATO çerçevesinde konunun nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine Akar, şunları kaydetti:
"Burada, İrini adı altında bir operasyon başlatıyor Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri. Bu İrini operasyonun uluslararası hukuk bakımından yeri nedir? Birleşmiş Milletler'le olan koordinasyon nedir? Bu operasyonu başlatanlar, bunu NATO ve diğer bölge ülkeleriyle koordine ettiler mi? Bunlar açık sorular. Bunların kendi aralarında sıkıntılar var, oradaki bazı ülkeler, bu konuda taraf olmak istemediklerini ortaya koydu ve bunların hepsini değerlendirdiğimiz bir ortamda da Sayın Genel Sekreter Stoltenberg, çok bilgili ve bilinçli bir şekilde burada Hafter grubu ile meşru hükümetin karıştırılmaması gerektiğini, bunun ayrılması gerektiğini, eğer Libya'da bir barış olacaksa, siyasi çözüm olacaksa bunu yapacak olan tarafın, BM tarafından tanınmış olan, meşru hükümet olan Serrac hükümeti olacağını açıkladı. Sağ olsun Sayın Cumhurbaşkanımız da kendini arayıp teşekkür etti. Bu son derece bilgili ve bilinçli bir açıklamaydı. Bu konuda bizim temennimiz, İrini operasyonu yapıyoruz diyenlerin de bu hususları mutlaka gözden geçirmeleri. Burada yapılacak faaliyet sadece denizden gidiş-gelişleri gözlemlemek veya onları engellemek. Bunun adı silah ambargosu olmaz, bunun adı meşru hükümetin engellenmesi olur. Çünkü meşru hükümetin böyle bir talebi yok. Zaten talep olmadan böyle bir şey yapılması uluslarası hukuka uygun değil. Bunların hepsinin çalışılması, görülmesi lazım. Bunlar tamamen Hafter tarafını desteklemek demektir. Bu konuda tarafların bir kez daha yaptıklarını, çalışmalarını gözden geçirmesinin, uluslararası hukuk ve istikrar bakımından çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz."
Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libya'da ne yapması gerekiyorsa yaptığını ve yapmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
- FETÖ ile mücadele
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeleye yönelik soru üzerine Akar, 16 Temmuz'da bu mücadeledeki kararlılık neyse aynı kararlılıkla devam ettikleri söyledi.
"Şu anda benim Bakan olarak veya diğer komutan arkadaşlarımın önümüzde bekleyen dosya söz konusu değil." diyen Akar, bu işlemin bekletilecek bir tarafı olmadığını vurguladı.
Bakan Akar, "Şu ana kadar 19 bin 496 FETÖ'cü içimizden atıldı. Bunlardan 6 bin 247'si Bakan imzasıyla TSK bünyesinden çıkarıldı. 4 bin 284 kişiyle ilgili işlem devam ediyor. Bunların işlemleri de tamamlandıktan sonra rakam 23 bin 780'e ulaşacak." şeklinde konuştu.