Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Diyarbakır'da katıldığı, 'Adli ve idari yargıda bireysel başvuru ihlal kararları ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması' konulu bölge toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
'702 BİN BAŞVURUDAN 81 BİN 841'İNDE İHLAL KARARI VERİLDİ'
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru sürecine ilişkin verileri paylaşan Özkaya, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının Eylül 2012 tarihinden bu yana fiilen uygulandığını hatırlattı. Özkaya şunları söyledi: “Bireysel başvuru sistemi kapsamında, Mahkememize 702 bin 53 başvuru yapılmıştır. Bunların 600 bin 14'ü karara bağlanmıştır. 600 bin 14 kararın önemli bir kısmını, 531 bin 134'ünü kabul edilebilirlik kriterlerinden, birini veya birkaçını taşımaması nedeniyle başvurular hakkında verilen kabul edilemezlik kararları oluşturmaktadır. Belirtilen durumla birlikte 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar Mahkememiz tarafından toplam 81 bin 841 ihlal kararı verilmiştir.”
ANAYASA MAHKEMESİ, YARGITAY VE DANIŞTAY İLE TAM BİR İLETİŞİM İÇİNDE ÇALIŞMAKTADIR
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru incelemelerinde bir süper temyiz mercii olarak görev yapmadığını vurgulayan Özkaya, “Dolayısıyla buradan da hem bireysel başvurunun bir temyiz yolu olduğu algısının gerçeğe uygun düşmediği hem de Anayasa Mahkemesi ile diğer yüksek mahkemelerimiz olan Yargıtay ve Danıştay arasındaki bireysel başvuruya ilişkin ilişkinin, hiyerarşik bir yönü bulunmayan, anayasal iş bölümüne dayalı bir ilişki olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Bununla birlikte bireysel başvuru yolunun uygulandığı diğer ülkelere baktığımızda da ülkemizde bu alanda yaşanan tartışmaları olağan ve normal karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Kaldı ki biraz sonra da ifade edeceğim gibi Anayasa Mahkemesi diğer yüksek mahkemelerimiz Yargıtay ve Danıştay ile tam bir iletişim içinde çalışmaktadır. Bu bağlamda hem Sayın Yargıtay ve Danıştay Başkanlarımıza hem de yüksek mahkemelerimizin kurul ve daire başkanlarına ve üyelerine hassaten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGININ VARLIĞINI YÜRÜTECEK OLAN HÂKİM VE SAVCILARDIR
Konuşmasında yargı bağımsızlığının önemine dikkat çekerek Özkaya, "Dünyanın her yerinde, her toplumda o topluma ilişkin anayasal kimliği ya da o topluma ilişkin ortak toplumsal kimliği oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesi, hukuk devleti olmanın gereği olan bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığıdır. Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da öncelikle o faaliyeti yürütecek olan bağımsız ve tarafsız hâkim ve savcıların varlığıyla mümkündür. Zira devletin ve toplumun bekası açısından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin baş aktörleri olan hâkim ve savcılara aittir. Bir başka söyleyişle adaleti tesis etme görev ve sorumluluğu temel olarak hâkim ve savcılarındır” dedi.
HÂKİM VE SAVCILAR OLARAK BİR TARAFI NUR, BİR TARAFI NAR OLAN BİR MESLEĞİ İCRA EDİYORUZ
Özkaya konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kendimizi ne kadar methedersek edelim, nasıl tarif edersek edelim, hâkim ve savcıların da insan olarak ne olduğunu, hakim ve savcı olarak ne olduğunu, muameleleri gösterir. Verdikleri kararları gösterir. Hâkimlik kapasitemizi aklımız, bilgimiz, ahlakımız ve vicdanımız belirler. Hâkim ve savcılar olarak bir tarafı nur, bir tarafı nar olan bir mesleği icra ediyoruz. Hal böyle olunca kibir, enaniyet, çekememezlik ve buna benzer sebepler nedeniyle ya da hangi nedenle olursa olsun, asla adaletsiz davranmaya yönelmemeliyiz. Keyfi hareket etmemeliyiz. Hiçbir zaman arzularımıza uydurmaya kalkışmamalıyız, her yerde adaletin timsali olmalıyız. Okuduklarımızı ve dinlediklerimizi doğru anlamalıyız. Baktığımızı doğru görmeliyiz. Kimseyi, bilerek kıl kadar haksızlığa uğratmamalıyız. Her kararımız topluma güven ve istikrar sunmalıdır. Unutmayalım ki adil, dürüst ve tarafsız karar verdiğimiz sürece hem kendimizi hem de toplumumuzu yüceltiriz.”