Dolar

32,5798

Euro

34,9832

Altın

2.425,63

Bist

9.722,09

ANALİZ: Peşmerge PKK karşısında neden etkisiz kalıyor?

Kuzey Irak Kürt yönetimiyle PKK arasında zaman zaman ortaya çıkan çatışmalar, PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki baskısının nasıl ortadan kaldırılacağı hususundaki tartışmaları beraberinde getiriyor. Araştırmacı gazeteciler Bekir Aydoğan, Mehmet Alaca'nın bölge hakkındaki analizinden özet...

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-06-14 13:20:05

ANALİZ: Peşmerge PKK karşısında neden etkisiz kalıyor?

“IKBY kendi PKK sorunuyla ne kadar yüzleşebiliyor?

IKBY hükümetini ve egemenliğini tanımayarak işgal ettiği alanları koruma-genişletmeye, buralardan komşu ülkelere saldırmaya çalışan PKK'nın, buna karşı çıkan IKBY'yi çok yönlü saldırılarıyla istikrarsızlaştırma arayışında olduğu gözlemleniyor

IKBY'de işgal ettiği yaklaşık 800 köyün yeniden yapılandırılmasını engelleyen, peşmerge, polis, memur ve sivillere yönelik öldürme ve kaçırma eylemlerinde bulunan, Sincar'daki varlığını konsolide etmeye çalışan, IKBY'deki hükümet karşıtı protestoları şiddete kışkırtan ve IKBY'nin enerji hatlarına sabotajlarıyla bölge ekonomisini yıpratmaya çalışan PKK'nın Irak Kürtlerine yönelik çok yönlü eylemleri hatırlandığında, PKK'nın IKBY'deki eylemlerini Türkiye'nin operasyonlarına bağlamak, esasında IKBY'nin yıllardır göz yumduğu kendi PKK sorunuyla yüzleşmekten kaçınmasının bir yolu.

IKBY'nin PKK sorunu

Öte yandan örgüt, ABD'nin 2003 Irak işgali sonrası 2005 Irak Anayasası'nda yasal statü kazanan IKBY'nin kazanımlarını, komşu ülkelere terör eylemleri düzenlediği üsleri ve eleman tedariki için tehdit olarak görüyor. Yine IKBY yönetiminin egemenliğini yıpratarak buralarda alternatif bir aktör olması ve Suriye'nin kuzeyindeki kanton projelerini Irak'ın kuzeyine taşımaya çalışması da PKK'nın temel hedefleri arasında.

2013'te duyurduğu “Siyasi Tutum Belgesi”nde IKBY'de alternatif aktör olmayı amaçlayan, eski IKBY Başkanı ve KDP lideri Mesut Barzani'yi geçmişte “diktatör” olmakla ve KDP'yi de “DEAŞ'la işbirliği yapmakla” suçlayan PKK, terör örgütü DEAŞ'ın Ağustos 2014'te Musul'un Sincar ilçesine saldırısı sonrası “Peşmerge güçlerinin Ezidileri DEAŞ saldırısı karşısında yalnız bıraktığı” söylemiyle bölgeye yerleşti. Suriye'nin kuzeyinde rejimin boşalttığı alanlarda kantonlar kuran PKK, Irak'ın kuzeyine de yaymak üzere “Sincar İnşa Meclisi” adlı yapısı üzerinden Ocak 2015'te bölgede “kanton” ilan etti.

PKK, Irak'taki milis güçlerin çatı oluşumu Haşdi Şabi bünyesindeki İran yanlısı milislerle yakın teması olduğu bilinen ve maaşlarını Haşdi Şabi'den alan yerel militanları ve ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde YPG'ye verdiği silahlar üzerinden Irak'ın kuzeyinde IKBY yönetimine karşı terör eylemlerini artırdı. Nitekim IKBY Peşmerge Bakan Yardımcısı Serbest Lezgin, PKK/YPG'nin 15 Aralık 2020 gecesi Suriye sınırı üzerinden Peşmerge güçlerine ağır silahlarla saldırdığını belirterek, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin DEAŞ ile mücadele adı altında yıllardır örgüte silah ve çeşitli yardımlarda bulunduğunu söyledi.

Öte yandan, Sincar'daki varlığını sonlandırma hedefiyle imzalanan 9 Ekim 2020 tarihli Bağdat-Erbil anlaşmasından rahatsız olan PKK, İran destekli milislerle işbirliği içerisinde konuşlu bulunduğu Sincar'dan dikkatleri başka yöne çekmek ve anlaşmanın uygulanması konusunda baskı yapan IKBY'de istikrarsızlık yaratmak için özellikle anlaşma sonrası Erbil yönetimine bağlı peşmerge, polis ve sivillere yönelik saldırılarını genişletti.

IKBY ne yapmalı?

PKK'nın, Aralık 2020'de Süleymaniye'de hükümet karşıtı olarak başlayan ve KDP/Barzani ailesi karşıtlığına dönüşen protestoların alanını genişletmesinde ve şiddete bürünmesinde rol aldığı da iddia edilmişti. Yine PKK'nın, 2020'nin sonunda petrol boru hattına yaptığı saldırının IKBY hükümetine yaklaşık 100 milyon dolara mal olduğu açıklanmıştı.

Öte yandan, PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki varlığı ve terör eylemlerinin yanı sıra örgüte karşı Türkiye ve İran'ın uluslararası hukuktan kaynaklanan operasyonları nedeniyle bölgede mutlak egemenlik sağlayamayacağını fark eden IKBY'nin, Türkiye'de eylem kabiliyeti sınırlanan ve Irak'ın kuzeyindeki operasyonlarda da ciddi kayıplar veren PKK'nın buralardan çıkartılması için en doğru zamanın geldiğini değerlendirdiği düşünülebilir. Bu nedenle PKK'nın işgali altındaki bölgelere peşmerge ve özel kuvvetlerini sevk eden IKBY'nin önümüzdeki süreçte örgütle daha uzun soluklu çatışmalara gireceği ya da bundan kaçınmak için PKK'nın varlığı ve eylemlerine katlanma seçeneğini değerlendireceği söylenebilir.

Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki askeri varlığını PKK'nın buralarda bulunmasına bağlayan ancak bölgede hiçbir yabancı gücün bulunmaması gerektiğini dile getiren IKBY yetkililerinin, kendi PKK sorununun çözümü için hem Irak hem de Türkiye ve İran ile örgüte karşı daha sıkı işbirliği içerisine girmesi gerekir. Ayrıca, Erbil yönetimi PKK'nın, IKBY'nin yasal güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik eylemlerini terör faaliyeti olarak değerlendirip örgütün Irak'ta terör örgütü olarak kabul edilmesi için Irak hükümeti ve Birleşmiş Milletler nezdinde de girişimler başlatarak örgüte baskı uygulama seçeneğini değerlendirebilir. Fakat başta KDP ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olmak üzere Erbil ve Süleymaniye merkezli tüm siyasi partiler PKK'ya karşı ortak hareket etmediği ve IKBY kendi PKK sorunuyla yeterince yüzleşmediği takdirde Erbil yönetiminin egemenlik söylemi ve peşmergenin halk nezdindeki güvenilirliği zarar görebilir. Ayrıca bu sorunla yüzleşilmemesi halinde PKK'nın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı eylemleri sürebilir ve komşu ülkelerin iç güvenliklerini sağlamak üzere PKK'ya karşı operasyonları nedeniyle bölgeye dış müdahaleler kalıcı bir hal alabilir.

AA

Haber Ara