Dolar

34,9454

Euro

36,7042

Altın

2.983,64

Bist

10.125,46

ANALİZ: Organize yangınların hedefleri

“Organize yangınlar bir ‘pyro-terörist’ saldırıdır” başlıklı yazısında ormanların stratejik önemi üzerinde duran uluslararası ilişkiler yazarı Bercan Tutar, “orman yangınları artık bir doğal afet sayılmamalı” uyarısında bulundu

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-08-05 12:10:22

ANALİZ: Organize yangınların hedefleri

Ateş, keşfedildiğinden bu yana en etkili silahlardan biri oldu. Günümüzde de terörist grupların en etkili asimetrik silahlarından biri olarak görülüyor. Yaz ile birlikte Türkiye gibi ülkelerde bütün gözler terörist grupların adeta bir kitle imha silahı şeklinde kullandığı organize orman yangınlarına çevrilmiş durumda.

Bu nedenle sabotajlara dayalı sistematik orman yangınları için 'ekolojik terör'den farklı bir tanımlama kullanılıyor. Batı dünyası ormanları hedef seçen kasıtlı yangınlar için 'pyro-terörizm' ifadesini tercih ediyor. 'Pyro' ön eki kimya, tıp ve askeri literatürde 'ateş ve sıcaklık' anlamına geliyor.

Bir ülkenin en değerli serveti sayılan ormanları sistematik bir kundaklama saldırısıyla yok etmeyi hedefleyen stratejik terör faaliyetleri; yıkıcılığı ve yol açtığı insani ve doğal felaket düzeyi açısısından Batılı birçok ülke tarafından nükleer, kimyasal veya biyolojik kitle imha silahları kategorisinde değerlendiriliyor.

ABD'nin Pasifik Güneybatı Bölgesi Orman Hizmetleri Hava ve Yangın Direktörü Robert Baird'ın 2006'daki "Future War: Pyroterrorism/ Geleceğin Savaşı: Pyro-terörizm" isimli tezinde de ormanlara yönelik terörizm, geleceğin en tehlikeli kitle imha saldırısı şeklinde niteleniyor.

Yine 'Counter-Terrorism Dergisi'nin Mart 2011 sayısında konuşan Raymond Oyler, Brendan Sokaluk, Jose Padilla ile Daniel San Dieo gibi uzman isimler de orman yangınlarıyla yapılan terörizmi en tehlikeli saldırı türü olarak kabul ediyor.

Bu uzmanlara göre pyro-terörist saldırıların dört hedefi var... 1) Ekonomik amaç: Ulusal ve bölgesel düzeyde ekolojik zenginliğe zarar vermek. 2) Askeri amaç: Savunma güçlerini demoralize etmek. 3) Toplumsal amaç: Halkta dehşet ve korku psikolojisini yayarak kaos yaratmak. 4) Siyasi amaç: Hükümeti zora sokarak gerekirse iktidar değişimine yol açacak sosyal ortamı sağlamak.

İşte bu yüzden terörist gruplar, nükleer ve biyolojik saldırılar yerine artık orman yangınları ile bir yıl önce Beyrut limanı saldırısında gördüğümüz üzere bir ülkenin can damarı konumundaki stratejik ve ekonomik öneme sahip tesisleri kundaklamayı tercih ediyor.

Dolayıısyla Türkiye gibi hedef ülkelerin her açıdan teyakkuzda olması gerekir. Zira 15 Temmuz 2016'daki işgal ve darbe teşebbüsüyle ülkemizi kaotik bir iç savaşa sürüklemek isteyen odakların, sistematik yangınlar dahil toplumu infiale sürükleyecek her tür terör saldırısı ile finansal, kültürel ve sosyal beşinci kol faaliyetine başvurmaktan çekinmeyeceğini bilmemiz lazım.

Nitekim 28 Temmuz'dan bu yana ülkemizde eşgüdümlü olarak 39 ilde çıkan 175 yangının tesadüf olması biraz zor. 161 yangın kontrol altına alınırken şu an 5 ilde 14 yangına karşı mücadele sürüyor.

Ülkemizi dört bir koldan kuşatan yangınlar her açıdan yukarıda tanımladığımız pyro-terörizm kategorisine giriyor. Zaten terör örgütü PKK'ya bağlı 'Ateşin Çocukları' adlı yapılanma da bu yangınları üstlenen bir açıklama yaptı.

Buna ek olarak yurt dışı ve yurt içinden ülkemize ve siyasi iradeye yönelik kirli bir 'infodemi/ yalan ve çarpıtma haber salgını' kampanyası da var.

İşte bu yüzden ormanlarımız ile diğer stratejik öneme sahip ekonomik, sosyal ve kültürel varlıklarımıza yönelik koruma doktrininin, pyro-terörizm konseptine göre gözden geçirilmesi gerekir.

Unutmayalım ki 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Amerikan yönetimi ülkedeki ormanlarla diğer doğal varlıklarını korumak için teyakkuza geçti. Ormanlar için II. Dünya Savaşı dönemindeki önlemleri aratmayan koruma tedbirleri yeniden hayat geçirildi.

Thomas More'dan ilhamla "Politik olmayan hiçbir saldırı yoktur" gerçeğini unutmayalım. Kitle imha silahlarından daha yıkıcı etkiye sahip sistematik orman yangınlarından rejim krizi çıkarıp ülkemizi kaosa sürüklemek isteyenlere fırsat vermemek lazım.

Ülkemizde de ormanlar ve diğer doğal varlıklar en stratejik milli savunma konsepti içerisine dâhil edilerek terörizme karşı savaş anlayışıyla muhafaza edilmelidir. Bu çerçevede orman yangınları artık bir doğal afet sayılmamalı. Yangınlar birer ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri saldırı silahına dönüşmüş halde.

İşte bu nedenle ormanlarımızı korumayı, demode olmuş yangınlara zamanında müdahale stratejisinden kurtarmak gerekir.

Ormanlarımız için bundan sonra sistematik pyro-terörist saldırılar dâhil her ihtimali hesap eden önleyici niteliklere sahip yeni bir savunma ve muhafaza doktrini devreye sokulmalıdır.

Haber Ara