Türkiye'nin 10 ilini etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem büyük yıkım ve ölümlere sebep olurken; gözler şimdi İstanbul'da meydana gelebilecek olası bir depreme çevrildi.
Alman bilim adamları, Kuzey Anadolu Fayın'ında son zamanlarda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kuzey Anadolu Fayın'ın ana kolu İstanbul ile Armutlu yarımadası arasında yer alıyor.
Kuzey Anadolu Fayı'na dikkat!
Sismik verileri analiz eden Alman bilim adamları, Kuzey Anadolu Fayı'nda çok fazla enerjinin biriktiğine dair birçok göstergenin olduğunu dikkat çekerek, burada büyük bir depremin yakın olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Patricia Martínez-Garthon liderliğindeki Alman bilim ekibi, Kuzey Anadolu Fayı'yla ilgili yaklaşık on tane yüksek çözünürlüklü sismik katalogları derledi. Marmara'da meydana gelebilecek ve İstanbul'u büyük ölçüde etkileyecek olan olası bir depremin etkisi normal olanlardan kat daha fazla olacağı ortaya çıktı. Böylece, gelgitlere bağlı deniz seviyesi değişikliklerinin yerel depremsellik üzerindeki güçlü etkisi ilk kez belgelendi.
Araştırmacılara göre bu, "Armutlu yarımadasındaki yerel fayların kaymanın eşiğinde olduğunu ve daha sonra başka depremlerin tetiklenebileceğini gösteriyor".
Alman uzmanlar, bu ilişkinin kalıcı olup olmadığını veya zaman içinde değişip değişmediğini görmek için analize edilmiş listenin zaman içinde genişletilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bu nedenle soruşturmalar devam edecek.
Armutlu Yarımadası, 1999'da İzmit'te 17.000 kişinin hayatını kaybettiği deprem gibi yıkıcı depremlere neden olduğu bilinen büyük bir tektonik levha sınırı olan aktif Kuzey Anadolu Fay Sisteminin bir parçası.
Fayın ana kolu İstanbul ile Armutlu yarımadası arasında yer alıyor ve birçok bilim adamı burada büyük bir depremin yakın olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. “Deprem İstanbul'a gittikçe yaklaştı”
Hannover Federal Yerbilimleri Enstitüsü'nden sismolog Gernot Hartmann, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, "Anadolu'da son depremler nedeniyle deprem olasılığı azalmadı, ancak İstanbul'da deprem riski çok yüksek" dedi.
Alman Yer Bilimleri Araştırma Merkezi'nde görevli deprem uzmanı Marko Bonhoff da aynı görüşü paylaşıyor: "Richter ölçeğine göre 7,4'e varan yıkıcı bir deprem, İstanbul bölgesinde pek sürpriz olmaz ve her an olabilir. Ülkenin güneydoğusunda son dönemde yaşanan depremler nedeniyle durum değişmese de genel olarak risk orası kadar yüksek. İstanbul'daki büyük bir depremin ortalama tekrarlanma periyodu 250 yıldır ve bu bölge, tüm Kuzey Anadolu levha sınırı içinde 250 yılı aşkın süredir aktifleşmeyen tek bölgedir. Çok fazla enerjinin biriktiğine dair birçok gösterge var. İstanbul'daki son büyük olay 1766'da oldu, dolayısıyla bir sonraki gecikti" dedi .
Kiel Üniversitesi'nde profesör ve Geomar Helmholtz Oşinografik Araştırmalar Merkezi'nde Okyanus Dinamiği Bölüm başkanı olan Heidrun Kopp ise şunları söyledi: “1766'daki son büyük İstanbul depreminden bu yana enerji arttı. Şu anda bu noktada dört metreye varan trafik açığı var ve şehir adeta fayın zirvesine çıkmış durumda. 1939'dan itibaren depremlerin doğudan batıya doğru İstanbul'a gittikçe yaklaştığı gözlemleniyor" dedi.
Hannover'deki Federal Yerbilimleri Enstitüsü'nden sismolog Gernod Hartmann da, "Bild" gazetesine yaptığı açıklamada, depremin "yakın gelecekte olabileceğini, ancak on yıllar sonra da olabileceğini" vurgulayarak, “Tektonik basınç sürekli artıyor ve oradaki "sessizlik" ne kadar uzun sürerse, güçlü bir deprem olasılığı o kadar artıyor. Bu nedenle, yaklaşan tehlikeyi fark etmek ve ona şimdiden hazırlanmak önemlidir" diyerek uyardı.
