Yaz aylarının ardından kışa girilirken bu aylarda görülmesi gereken yerler de ön plana çıkıyor. Yurt içi ve yurt dışında bü sezon öne çıkan rotalar ise şu şekilde:
Yedigöller, Türkiye'nin cennet köşelerinden. Bolu'nun Mengen ve Yığılca ilçeleri arasında yaklaşık 2000 hektarlık alana yayılmış olan Yedigöller, doğanın bütün renklerini bulabileceğin ve doğayla bütünleşebileceğin bir rota. Özellikle kamp sevdalıları açısından Türkiye'nin en büyüleyici arazisine sahip bölge, 1965'te “Milli Park” ilan edilmiş. 7 adet heyelan gölünün yer aldığı havza, biyolojik çeşitliliği ve ormanlarıyla da ünlü.
Kapadokya, geçmişte “Güzel Atların Ülkesi” olarak anılan ve tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan masalsı bir diyar. Doğanın eşsiz bir güzellikle ışıldadığı bölge, nefes kesen bir atmosfere sahip.
Hasan, Erciyes ve Göllü dağlarından çıkan lavların aşınması sonucunda oluşan peribacalarının bulunduğu diyar, tarih içerisinde birçok medeniyete de ev sahipliği yapmış. Türkiye'nin en gizemli ve merak uyandıran gezi rotalarından biri olan Kapadokya, kış dönemlerinde ayrı bir çekiciliğe sahip. Kapadokya'ya ulaşmanın en kolay yolu ise Kayseri'ye uçmaktan geçiyor.
İzmir, insanları kendine hayran bırakan bir atmosfere ve enerjiye sahip. Tarihi oldukça eskiye dayanan şehir, hem merkeziyle hem de Çeşme, Alaçatı, Foça, Karaburun, Seferihisar gibi bölgeleriyle meşhur. Asırlar boyunca önemli bir liman şehri olarak var olan İzmir, Atina'dan sonra Ege Denizi'ndeki en büyük metropol konumunda. Multi-kültürel bir dokuya ve Ege mutfağının benzersiz tatlarına sahip kent, yaz döneminde ayrı, kış döneminde ayrı güzel.
Yurtdışı rotalara da göz atabilirsiniz:
Orta Avrupa'nın en ilgi çekici duraklarından biri olan Budapeşte, kültürel derinliği, tarihi zenginliği ve gurme tatları ile mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Macaristan'ın başkenti olan ve Tuna Nehri tarafından ikiye bölünen şehrin geçmişi üç bin yıl öncesine kadar uzanır.Zamanında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun da önemli bir parçası olan Budapeşte, 2. Dünya Savaşı'nda hayli zarar görmüş. Ancak olağanüstü bir çaba ile yeniden inşa edilmiş ve Doğu-Batı kültürlerinin kusursuz bir yansıması haline gelmiş.
Danimarkalılar için “dünyanın en mutlu halkı” deniyor. Danimarka'ya gittiğinde bunun sebebini rahatlıkla anlayabilirsin, çünkü ülkedeki refah seviyesi ve yaşam kalitesi çok yüksek. Kopenhag ise bu mutluluklar ülkesinin başkenti konumunda.
Eski Dancada “tacirler limanı” anlamına gelen Kopenhag'daki ilk yerleşimin Taş Çağı'na kadar uzandığı, ancak şehrin 11. yüzyılda kurulduğu biliniyor. Almanya'nın başkenti ve en büyük şehri Berlin; bohem ruhu, grafiti dolu köşeleri ve özgürlük kokan sokakları ile seni çağırıyor. Avrupa'nın önde gelen kültür ve sanat başkentlerinden biri olarak da kabul gören Berlin, multikültürel dokusu, müzeler adası ve hareketli gece hayatı ile gezginler açısından her daim çekici.
