Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerde binlerce insanımız hayatını kaybetti. Depremle birlikte yarım kalmış hayaller ve umutlarda da enkaza gömüldü. Deprem afetinde ailesini kaybeden Mesut Çınar'ın kızının elini bir an olsun bırakmaması depremin simgesi olmuştu. O anın fotoğrafını ise Fransız haber ajansı AFP'nin foto muhabiri Adem Altan çekti. Adem Altan'ın çektiği fotoğraf dünya basınında da geniş yankı uyandırdı. Mesut Hançer yaşanan acı olayı bir kez daha AFP muhaberi Altan'a anlattı.
Mesut Hançer kimdir?
Depremde annesini, kardeşlerini ve yeğenlerini de kaybettiğini AFP'nin foto muhabiri Adem Altan'a anlatan Hançer o anı anlattı. Hançer "Elini bırakamadım çünkü kızım yatağında melek gibi uyuyordu. Elini tuttum, saçlarını okşadım, yanaklarından öptüm. Ama hiçbir şey bir çocuğunu gömmekle kıyaslanamaz. Bu acı tarif edilemez." dedi.
"Depremde ölen kızının elini bırakmayan adam" depremin simgesi oldu
Merkez üslü Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 43 bini geçti. Depremde enkaz altında kalan kızının elini bir an olsun bırakmayan bana Mesut Çınar'ın görüntüsü ise depremin acı yüzünün simgesi oldu. Mesut Hançer; "Evladım benim canımı aldı da gitti. Anneyi babayı toprağa vermek farklı evladı vermek daha farklıymış. Kendi ellerimde mezarını açıp kendi ellerimle toprağa vermek tarif edilemeyecek bir acıymış" dedi. Ece Üner'in programına katılan acılı baba "Maddi manevi hiç birşeyim kalmadı. Burda hiç bir imkanım kalmadı, Şuan kızımın arkadaşının evinde kalıyoruz ama nereye kadar kalacağız?" ifadelerini kullandı.
Ebur Yaşar'dan Mesut Hançer'e ev sözü
Ebru Yaşar ile Necat Gülseven, kızlarını depremde yitiren, kendi evi de kullanılamaz hale gelen Mesut Hançer'e bir ev alarak dayanışma gösterdi. Ebru Yaşar ile Necat Gülseven, Mesut Hançer'e bugün Ankara'daki evini teslim etti.
"Ben ‘fotoğrafımı çek' demedim"
Türkiye gazetesinden Emrah Özcan'a konuşan acılı baba, "Ben ‘fotoğrafımı çek' demedim. Gazeteci olduğunu bilmiyordum. Biri vardı, telefon ile orada birkaç fotoğraf çekiyordu. Telefon ile çekim yapacaklarına bana yardım etsinler istedim. Benim evladım burada yatıyor. Canım yanıyor. İki gün ellerimle uğraştım. Kızdım, fotoğraf çekmeyin diye. Kart postal yapıp beni duvara mı asacaklar? Sonra birini daha gördüm fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekiyordu. Fotoğrafını çekebilir miyim diye sordu. ‘Duvara asacak mısın?' dedim. Adamı kovaladım. Benim her şeyim gitmiş, canım elimde duruyordu o an.” diye konuştu.
