İslamiyet kabul ettiğimiz için pek çok kelime Arapçadan dilimize geçmiştir. Uzun yıllardan beri dilimizde yer alan kefaret kelimesi bunlardan biridir. Günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kelimelerden bir tanesi olan kefaret ne demek? Pek çok insan kefaret kelimesinin ne olduğunu araştırmaktadır. Kefaret kelimesinin anlamını ve neden kullanıldığını bilmekte fayda var. İşte merak edilen haberin detayı…
Kefaret ne anlama gelmekte?
Arapça kfr kökünden gelen kafārat كفارة "suçunu örtme, suç veya günaha karşılık bedel ödeme" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça kafara كفر "örttü, kararttı" fiilinin masdarıdır. Kefaret, bazı fiilleri işleyen mükelleflerin; günahlarının örtülmesi için İslam'ın koyduğu bazı yükümlülüklere denir. Kefaretin bir çok çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan en bilineni yemin ve oruç kefaretidir.
Yeminin kefareti nedir?
Kur'an-ı Kerim'de: "(Yeminin) Keffareti ailenize yedirmekte olduğunuzun orta (derece) sinden, on yoksulu doyurmak, ya onları giydirmek, yahud bir köle azad etmektir. Fakat kim (bunları) bulamazsa, üç gün oruç tutması lazımdır. İşte bu, and (yemin) ettiğiniz vakit (onları bozmanın) keffaretidir. Yeminlerinizi muhafaza ediniz. Allah ayetlerini size böylece açıklıyor. Ta ki şükredesiniz" (el-Maide, 5/89) buyurulmuştur.
Orucun kefareti nedir?
Nafile oruçlarının kefareti yoktur. Ama bunun dışında Ramazan ayında tutulması gereken orucun tutulmaması halinde Kur'an-ı Kerim'de "Amellerinizi iptal etmeyiniz" (Muhammed, 47/33) emri verilmiştir. Kesin bir farz olan orucu; meşru bir sebep yokken bozmak bir suçtur. Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Kim Ramazan ayında orucunu bozarsa, onun üzerine zıhar yapan kimsenin üzerine lazım gelen şey (keffaret) gerekir" (İbnu'l Humam, Fethu'l-Kadir, II, 70). Dolayısıyle kasden orucunu bozan kimse arka arkaya altmış gün oruç tutmak zorunda kalır. Bu onun üzerine farzdır. Ayrıca bozduğu orucu kaza etmek durumundadır.