Dolar

32,3307

Euro

35,0310

Altın

2.282,61

Bist

8.974,69

Halid Bin Velid kimdir? Allah'ın kılıcı Halid Bin Velid'in hayatı

Halid Bin Velid kimdir? İslam dünyasının efsanevi komutanlarından Halid Bin Velid'e Peygamber efendimiz Hz. Muhammed tarafından Seyfullah (Allah’ın Kılıcı) adı verilmiştir. İslam'ın yeryüzüne yayılması için mücadele eden Halid Bin Velid Suriye ve İran’ı üç yıl gibi bir süre içerisinde İslam devletine bağlamıştır. Yaşamı boyunca 100'den fazla savaşta yer alan Halid Bin Velid bu savaşların hiçbirini kaybetmemiştir. İşte Allah'ın kılıcı Halid Bin Velid'in hayatı...

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-10-22 09:31:14

Halid Bin Velid kimdir? Allah'ın kılıcı Halid Bin Velid'in hayatı

Halid Bin Velid kimdir?

Halid bin Velid yaklaşık olarak 592 yılında dünyaya geldi.

Hâlid bin el-Velîd Seyfullah (Allah'ın kılıcı) olarak da bilinen Arap komutan.

Annesi Lübabe ve babası ise Mahzum ailesinden Velîd bin Mugīre'dir. Ailesi (Mahzum kabilesi) askeri konularda uzmanlaşmış ve imtiyazlı bir Kureyş kabilesidir. Gençliğinde mızrak, yay ve kılıç kullanmayı ve süvariliği öğrendi.

Hudeybiye Antlaşması sonrasında Müslümanlığı seçene kadar Kureyşlilerin saflarında, İslam dinine geçtikten sonra ise İslam devletinin emrinde savaşmıştır.

İslami kaynaklara göre katıldığı yüzü aşkın savaşta hiçbir yenilgiye uğramamış nadir komutanlardan biridir.

Irak ve İran'ı üç yıl gibi kısa bir süre içerisinde İslam devletine bağlamıştır. Fetihleri Anadolu'da Kahramanmaraş'a kadar uzanmış ve şehri kuşatmıştır. 638 yılında Ömer bin Hattab tarafından ordu komutanlığından alınıp idari bir göreve verilmiştir.

Müslümanlık Öncesi

Bedir Savaşı'na katılmayan Halid Uhud Savaşı'nda ilk defa Müslümanlara karşı savaşmıştır. Bu savaşta emrindeki atlıları Müslümanların arkasına sarkabilecek bir biçimde konuşlandırmıştır. Buna karşılık Muhammed bu atlıların yolunu savunmaları için elli okçuyu görevlendirmiştir. Savaşın başında Müslümanların üstün gelmeleri ile okçular konumlarını terkedince, Halid bin Velid fırsatı değerlendirip Müslüman ordularını emrindeki süvariler ile arkadan sıkıştırmıştır. Bu hareketi ile Halid bin Velid savaşın seyrini değiştirmiş ve Mekkelileri yenilgiden kurtarmıştır fakat savaşta bir galip taraf yoktur. Bu savaştan sonra Hendek Savaşı'nda son kez Müslümanlara karşı savaşmıştır. Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra daha önceden Müslüman olan kardeşi Velid aracılığı ile Müslüman saflarına katılmıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v) zamanı

Üç ay sonra Medine'ye ulaştı, Muhammed Gassanid yönetimindeki Suriye'ye bir elçi göndermişti, elçi Bizans imparatoruna İslamiyet çağrısı yapan bir mektup gönderdi. Ancak Mute yakınlarında elçinin yolu kesildi ve elçi öldürüldü. Haber Medine'ye ulaştığında Halid'in öfkelenmesine sebep oldu. Gassanid'in bu acımsız hareketine karşı bir sefer düzenlemek istedi. Muhammed, Zeyd bin Harise'yi ordunun başına atamıştı. Zeyd ölürse, komuta Cafer bin Ebu Talip'e ve eğer o da ölürse, komuta Abdullah bin Ebu Revaha'ya geçecekti. Eğer üç komutanda ölürse aralarından seçecekleri kişi komutan olacaktı.

Bir yıl sonra 630'da, Müslümanlar Medineden ilerleyerek Mekke'yi fethetti. Mekke fatihi Halid bin Velid, dört farklı orduyla dört ayrı yerden Mekke'ye girerek fethi tamamladı. Sonraki yıllarda Huneyn ve Taif kuşatmalarına katıldı.

İslam peygamberi Muhammed, onun hakkında "Hâlid Allah'ın Kılıcıdır" buyurmuştur. Yine Hâlid hakkında: "Hâlid bin Velid'e gelince, o her şeyini sizin için vermiştir, nesi var nesi yok harplerde Allah yolunda sarf etmiştir." demiştir.

Ebu Bekir zamanı

Muhammed'in ölümünün ardından İslam aleminin başına geçen ilk halife Ebu Bekir, yeni doğan dinde başlayan dönme ve isyan hareketlerinin önüne geçebilmek adına Halid Bin Velid'i çeşitli baskın ve seferlere göndermiştir. Ridde Savaşları olarak geçen bu seferde aldığı başarı ve galibiyetlerin ardından Ebu Bekir, "Analar Halid gibisini doğurmakta acizdir." sözü ile Halid Bin Velid'in ne kadar kahraman olduğunu açıklamaktadır.

Arabistan yarımadasında sükunetin sağlanmasının ardından Ebu Bekir, Muhammed'in İslamiyeti yaymak için gösterdiği gayreti devam ettirerek Halid Bin Velid'i oluşturacağı 18.000 kişilik bir ordunun başında, Sasanilerin denetimi altındaki Mezopotamyaya sefere gönderir. Halid 633 yılı Nisan ve Mayıs aylarında bu bölgede Sasani ve Hristiyan Araplarla yaptığı Zincirler Muharebesi, Walaja Muharebesi ve Ullais Muharebesinden galibiyetle ayrılmış, Hîre'deki (şimdiki Necef) kaleyi fethetmiş, bölgeyi İslamiyetle tanıştırmış ve kabul etmeyenlerin ise cizye ödemesini sağlamıştır. Ordusunu Haziran ayında dinlendirdikten sonra Anbar Kalesini kuşatmış, şiddetli direnişle karşılaşmışsa da Temmuz ayında kaleyi teslim almıştır. Daha sonra Sasanilerin vasalı olan göçebe Arap kabileleriyle yapmış olduğu Ayn el-Tamr Muharebesiyle onları geri püskürtmüştür.

Halid Bin Velid göstermiş olduğu başarılarla Mezopotamya'nın büyük bir bölümünü hakimiyeti altına almıştır. Fakat bu başarılardan rahatsız olan Sasani hükümdarı III. Yezdigirt, bölgeye birleşik Fars-Arap kuvvetleri takviye ederek istilayı durdurmayı hedefliyordu.[4] Halid Bin Velid'in sağlamış olduğu istihbarat'a göre; Sasani ordusunun Fırat nehri kıyısındaki Hanafiz, Zumail, Saniyy ve Muzayyah bölgelerinde kamp kurduğunu öğrenmiştir. Böylesine büyük bir orduyla tek seferde başedemeyeceğini anlayan Halid, mevcut ordusuyla kamp kurmuş olan düşman birliklerine karşı gece baskını yapmaya karar vermiştir. Koordineli saldırılarla yapmış olduğu Muzayyah Muharebesi, Saniyy Muharebesi ve son olarak Zumail Muharebesiyle Sasani ordusuna imha etmiştir.

Elindeki az kuvvetle büyük başarılar elde eden Halid Bin Velid, Sasani İmparatorluğu'nun güney ve batısındaki ordu bakiyelerinin neredeyse tamamını yok ederek başkent Tizponu savunmasız bırakmıştır. Sasani başkentine doğru sefer düzenleyerek bu işe son noktayı koymak istiyordu fakat Sasani hükümdarı Bizans İmparatoruyla anlaraşak büyük bir orduyla üzerine geldiğini öğrenince bu kararından vazgeçti. III. Yezdigirt, Herakleios'a gönderdiği mesajda; başedemediği Halid Bin Velid'e karşı birlikte hareket etmeyi önermiş, sıranın kendi İmparatorluğuna da geleceğini bildirmiş ve aralarında asırlardır devam eden düşmanlığa son vermeyi teklif etmiştir. Herakleios bu teklifi kabul ederek Sasanilerle birleşmek üzere Suriye'den destek birlikler göndermiştir. Oluşturulan ordu Halid'in üzerine gönderilmiş fakat Firaz Muharebesinde Müslüman ordusu tarafından büyük bir hezimete uğratılmıştır.[4] Bu son savaşla birlikte Mezopotamya'nın kontrolünü tamamen eline alan Halid Bin Velid, ordusunu dinlendirdikten sonra Tizpon yolu üzerinde bir kaleyi kuşatmaya gideceği sırada Ebu Bekir'den aldığı mektupla, Bizans orduları üzerine yürümek için Suriye cephesine gönderilmiştir.

Ömer zamanı

Ömer, Halid'i başkomutanlıktan azlettiği mektubu Yermuk'ta savaşta bulunan orduya gönderir. Mektupta Halid başkomutanlıktan azledilir, yerine Ebu Ubeyde bin Cerrah başkomutan tayin edilir. Savaş esnasında mektup Ebu Ubeyde'ye ulaşır. Savaş sırasında bu haber askerlerin moralini bozabilir endişesiyle Ebu Ubeyde mektubu saklar. Savaş bittikten sonra Ebu Ubeyde mektubu Halid'e gösterir. Halid hiç kırgınlık yaşamadan emre itaat edip Ebu Ubeyde'nin emrine girer.

Vefatı

Halid bin Velid, 642 yılında Humus'ta hastalanarak hayatını kaybetti.

Haber Ara