Dolar

32,5386

Euro

34,9406

Altın

2.458,84

Bist

9.879,74

Camii cemaatinin az olduğunu gören II. Mahmut’un vezirine yazdığı ferman

Sultan II. Mahmut’un tebdil olarak gittiği camide cemaatin az olduğunu görmesi üzerine durumun çözülmesi için vezirine mektup yazar.

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-10-02 15:39:37

Camii cemaatinin az olduğunu gören II. Mahmut’un vezirine yazdığı ferman

Sultan II. Mahmut bir ikindi namazı vakti tebdil halde Süleymaniye camiine gider. Camiinin cemaatinin sayıca az olduğunu görünce bu durumdan rahatsız olur. Diğer camilerin durumunun da böyle olup olmadığını tahkik ettirdikten sonra vezirine aşağıda görseli bulunan bu Hatt-ı Hümayun'u yazar.

Başlıksız-1

Padişah, İfadesinin ilk satırlarında Hakim ve ümeraya iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek zorunluluk arz eden farzlardan olduğu için bu konuya dair ayrıcalık tanımanın ya da gevşeklik göstermenin Hz. Peygambere itaatsizlik olacağı gibi ahirette de şiddetli cezayı gerektireceği zahirdir ifadelerini kullanıyor:

“Benim Vezirim!

Mülûk ve hükkâma emr-i bi'l-ma'rûf ve nehy-i ani'l-münker etmek farîza-i zimmet ve bu bâbda müsamaha sâhib-i Şerî'at sallellâhu aleyhi vesellem efendime adem-i mutâva'at kabîlinden olmakla dünya ve âhirette mûceb-i nekâl olduğu zâhirdir.”

Bir müddetten beri bu hususa önem verilmediğini ifade eden padişah, itikaden zayıf olan insanların islamın temeli olan oruç ve namaza yönelmez olduklarını hatta bazı cahil takımı arasında namazın terkinin Allah korusun neredeyse mübah sayıldığını beyan ediyor:

“Bir müddetten beri bu hususa ihtimâm olunmadığından akâyidinde za'af olan nâs, binâ-yı İslâm'dan olan savm ve salâta meyelân etmez olup belki bazı cehele indinde terk-i salât, ma'âzallâhi Teâlâ, mübâh derecesine varmış olmak/ğla”

Beş vakit namazda cami ve mescidlerin cemaati olmadığından boş kaldığını ve kadılarla zabitlerin dahi buna önem vermediklerini ifade ediyor:

“evkât-ı hamsede cevâmi' ve mesâcid cemâatten hâlî kalıp hükkâm ve zâbıtân dahi ihtimâm etmeyip”

Selâtîn Camileri ve diğer cami ve mescitlerde vazifeli vaiz tayin olunmasından maksadın halk tabakasına doğru akaidi ve Islamın şartlarını öğretmek olduğu halde onların da bu konuya önem vermeyip eski hikayeler naklederek vazifelerinin dışında sözler söylediklerini ifade ediyor:

“ve Selâtîn ve sair cevâmi' ve mesâcide muvazzaf vaizler tayininden meram, avâm-ı nâsa akâid-i sahîha ve şurût-ı İslâm'ı beyan ve talim etmek iken onlar dahi bu hususa dikkat etmeyip hikâyât-ı sâbıka nakli ve vazifelerinden hariç sözler ile tekmil-i meclis eylediklerinden”

İmamlar, hatipler , müezzinler ve devir-hanların kuran okuyarak insanların kalbine hassaslık ve ibadete şevk verecek şekilde hareket etmeleri icab ederken onların da bu hususları ihmal ettiğini belirtiyor:

“ve imâmet ve hitâbet ve müezzinlik ve devir-hânlık cihetleri tecvîd üzere kıraat-ı Kur'ân-ı Kerim ederek kulûb-ı nâsa rikkat ve ibadete şevk verecek kimesnelere tevcîh olunmak lâzımeden iken bunlara dahi dikkat olunmayıp”

Tehlikeyi fark eden padişah, dinin esası ve müminleri müşriklerden ayıran sağlam bir delil olan namazın -Allah korusun- tamamen terk edilmeye yaklaştığını ifade ediyor:

“Esas-ı Din-i Mübin ve Mü'min-i muvahhidi müşrikînden fark ve temyîze delîl-i metîn olan salât, ma'âzallâh, külliyen metrûk olmak derecesine yaklaşmıştır.”

Bu hat kendisine ulaştığı vakit nasıl hareket etmesi gerektiğini vezirine ifade eden padişah, bütün islam ehline farz-ı ayn olan namaza devam etmek için beş vakit cemaate gelmelerini Şeyhülislama, vaizlere, mahalle imamlarına ve diğer gereken kişilere bildirmesini ifade ediyor.

“İmdi işbu hatt-ı hümâyûnum tarafına vardukda kâffe-i ehl-i İslâmı farz-ı ayn olan salâta devam ettirmek için evkât-ı hamsede câmi'-i şerife gelmelerini müftî-i dâ'îmize, e'imme-i mahallâta ve vâizlere ve sair iktizâ edenlere tenbih eylemesini kendüye ifade”

Yeniçeri ağası ve bezistân ve çarşu ve diğer esnaf kethudâlarına dahi gereği gibi kuvvetli bir şekilde tenbih edilmesini isteyen padişah, bütün Müslümanlara belli zamanlarla farz olan namaz vakti gelince camiye gelmeyenlerin cezalandırılmasını beyan ediyor.

“ve sen dahi Yeniçeri ağası ve bezistân ve çarşu ve sair esnaf kethudâlarına ber-vech-i ekîd tenbih edip, şöyle ki, kâffe-i Müminîne kitâb-ı mevkût olan salât vakti geldikte her kim ki câmi'-i şerife varup cemaate devam etmez ise te'dîb olunacağı cümleye beyan ve ifade ve gûş u hûşlarına ilkâ eylemeleri için mü'ekked buyruldular neşir ve bu hususa ale'd-devâm dikkat ve ihtimâm eyleyesin.”

Haber Ara